İnternete bağlandığımız andan itibaren kimlik bilgilerimiz her türlü saldırıya açık hâle geliyor. Bu tehdidi en aza indirmek ya da saldırıları zorlaştırmak için alınabilecek bir dizi önlemler var. Siber güvenlik sorunu, çağımızın en önemli problemlerinden birini oluşturuyor.
Zoom uygulamasında güvenlik açığı
Yakın zamana kadar çok az sayıda kullanıcı tarafından tercih edilen ancak yeni tip coronavirüs (Covid-19) salgınıyla birlikte video konferansların yaygınlaşması sonrası birçok şirket tarafından kullanılmaya başlayan Zoom uygulamasında da güvenlik ve gizlilik sorunları ortaya çıkmaya başladı.
Webtekno'dan Cahid Atik'in haberine göre; Zoom uygulaması, daha önce pek çok güvenlik skandalıyla gündeme gelen Facebook'a yasadışı yollardan veri aktarımı nedeniyle mahkemelik oldu ve aynı zamanda kötü amaçlı yazılımlarla da ilişkilendirildi. Özellikle Windows işletim sisteminde bu uygulamayı kullananların risk altında olduğu belirtilirken, uygulamanın sohbet kısmında bir bağlantıyı açan kişiler giriş bilgilerinin çalınması tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.
"Çok önemli biri değilim" dememek lazım
Kimlik bilgilerinin çalınması uyarıları karşısında çoğu kimse "Ben çok önemli birisi değilim. Niye benim kimlik bilgilerimi çalmakla uğraşsınlar ki," tavrını takınabiliyor. Ancak bu, siber güvenlik açısından doğru bir yaklaşım değil. Zira kimlik bilgileri, davranış alışkanlıkları vb. bilgiler toplanarak şirketlere ve politikacılara satılıyor. Bu da kişiselleştirilmiş reklamlar ve seçim kampanyaları dönemlerinde kişiselleştirilmiş propagandalar olarak geri dönüyor.
Öyle ki, sosyal medyada gezerken hangi paylaşımlar üzerinde daha fazla durduğunuz göz önünde bulundurularak politikacıların onunla ilgili propagandalarının sizin önünüze çıkması bile ihtimal dahilinde!
Uzmanlar, özellikle ücretsiz olarak kullanılan uygulamalarda 'esas ürünün' kullanıcılar olduğu konusunda da uyarıyor.