J0931 + 0038'in kimyasal bileşimi öylesine garip ki yalnızca Güneş'in kütlesinin en az 50 katı olan ve bir süpernovaya dönüşmeden önce elementleri yaratan devasa bir yıldızın kalıntılarından meydana gelmiş olabilir. Bu daha da garip. Mevcut teoriye bakılırsa, bu denli devasa bir yıldız, öldüğü zaman bir süpernovaya dönüşmeden ve çevresine tuhaf bir element yığını toplamadan, doğrudan bir kara deliğe doğru çökmüş olmalıydı.
'AŞAMALI SÜPERNOVA' HİPOTEZİ
Gazete Duvar'da yer alan habere göre araştırmaya öncülük eden, Chicago Üniversitesi ve Sloan Dijital Gökyüzü Araştırması'ndan (SDSS) gökbilimci Alex Ji, “Asla bunun gibi bir şey görmemiştik. O dönemde her ne olduysa, fazlasıyla şaşırtıcı olmalıydı. Muhteşem nükleosentezi nedeniyle (bu köken süpernova örneğine) 'Barbenheimer Yıldızı' adını verdik" diye konuştu.
Ji ve ekibi, J0931 + 0038'in nasıl oluştuğunu açıklamak için 'aşamalı süpernova' hipotezini öne sürüyor. Bu hipoteze göre, Güneş'in kütlesinin en az 50 katı olan bir yıldız, önce bir süpernova olarak patladı. Bu patlama, yıldızın dış katmanlarını uzaya fırlattı. Ancak, yıldızın çekirdeği, bir kara deliğe çökmeden önce, daha ağır elementleri üretmeye devam etti. Bu elementler, daha sonra bir dizi ikincil patlamayla uzaya yayıldı.
Bu hipotez, J0931 + 0038'in kimyasal bileşimini açıklamaya yardımcı oluyor. Ancak, hipotezin doğruluğunu test etmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.
YENİ BULMACALAR
J0931 + 0038'in keşfi, gökbilimcilere kozmik evrim hakkında yeni bilgiler sunuyor. Ji, "Bu, şimdilik yanıtı olmayan bir bulmaca. Sadece buna benzer gariplikler saptamak ve bunların oluşumlarını modellemek, 'Barbenheimer' yıldızının nasıl yaşadığını, öldüğünü ve ardında parmak izleri bıraktığını açığa çıkaracak ve bu sayede daha sonraki pek çok çağ boyunca yeni bulmacaları çözebileceğiz" dedi.