Geçen hafta T.C. Sağlık Bakanlığı ve Birleşik Krallık Büyükelçiliği ev sahipliğinde İstanbul'da gerçekleştirilen ve Birleşik Krallık ile Türkiye sağlık sektörü arasında her türlü işbirliğinin güçlendirilmesi amaçlanan 'Türkiye -Birleşik Krallık Sağlık İş Forumu'na katılan İngiltere Sağlık Bakanlığı Genom Bilimi Politikası Direktör Yardımcısı Dr. Mark Bale, Kovid-19 ile ilgili Birleşik Krallık'ta halen devam eden geniş çaplı bir genetik araştırmayla ilgili detayları Demirören Haber Ajansı'na anlattı. Dr. Bale, şu ana kadar 32 bin Kovid pozitif bireyden kendi rızaları ile topladıkları örneklerin genomik dizilimleri üzerinde çalıştıklarını anlatarak "Bizim yaptığımız çalışmalar daha çok sağlık hizmetleri ile bağlantılı. Bu çalışma için de Kovid-19 yoğun bakım ünitelerinde yatan bir takım hastaları belirledik ve bu hastalardan örnekler alarak bu örneklerde tüm genom dizilimi gerçekleştirdik. Aynı şekilde daha genel, toplum içerisinde rastgele seçilmiş bireylerden de topladığımız numuneler üzerinde genomik dizileme yaptık. Bu çalışmanın amacı, aslında aynı yaş ya da aynı cinsiyet gibi benzer özelliklere sahip iki farklı kişide Kovid-19 niye farklı seyrediyor, bunu anlamaya çalışıyoruz" dedi.
35 bin örnek toplandı, sayı 50 bine çıkacak
Dr. Mark Bale, şimdiye dek 35 bine yakın örnek toplandığını ve yıl sonuna kadar bu sayının 50 bine ulaşacağını söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Yoğun bakımdaki Kovid hastalarından yaklaşık 15 bin örnek topladık. Bu çalışmayı Edinburgh ve Birleşik Krallığa yayılan pek çok merkezle ortak bir şekilde gerçekleştirdik. Toplumdan aldığımız rastgele örneklerin sayısı da 20 bin civarında. Yani toplamda yaklaşık 35 bin numune elde ettik. Bu yılın sonuna kadar da numune sayısının 50 bine çıkarılması hedefleniyor. Çalışmayı da bu yıl sonuna kadar nihayete erdireceğiz."
'Bağışıklık sisteminin virüse gösterdiği tepkiyi inceliyoruz'
Bu çalışmaları yaparken virüste hala birçok değişikliğin gerçekleştiğini ancak çalışmada asıl hedeflenen şeyin, insanlarda virüs enfeksiyonuna karşı bağışıklık sisteminin gösterdiği reaksiyonlara ait bazı mekanizmaların daha iyi anlaşılması olduğunu belirten Dr. Bale, "Bizim çalışmamızda asıl bakmaya çalıştığımız şey, virüs hücre içerisinde nerelere bağlanıyor, insanlarda bağışıklık tepkisi olan 'interferon üretimi' nasıl gerçekleşiyor bunu daha iyi anlamak. Çünkü interferon, virüslere, dışarıdan gelen tehditlere, patojenlere karşı bağışıklık sisteminin ürettiği bir madde. Bunun üretim mekanizmaları Kovid-19 sonrası nasıl değişiyor, buna bakıyoruz. Biraz daha detaylı çalışmalara ihtiyacımız oluyor. Bu yüzden de aslında tüm genom dizileme yapmaya çalışıyoruz. Zaman ilerledikçe çok daha fazla hedef belirleyebiliriz ve buna yönelik olarak da özellikle Kovid kimde daha ağır, kimde daha hafif seyredecek, buna yönelik yeni tanı kitleri geliştirebiliriz" şeklinde konuştu.
'Dünyadaki diğer bilim insanları da bu verilere ulaşabilecek'
Bu çalışmanın ilk amaçlarından birinin de dünyadaki diğer bilim insanlarının da bu verilere ulaşmasını sağlamak olduğunu anlatan Dr. Bale, Omicron varyantı ile ilgili detaylı konuşabilmek için henüz çok erken olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Ne kadar fazla bilim insanı bu verilere erişebilirse o kadar fazla ilerleme kaydedebiliriz bu konuda. Omicron ile ilgili bir şeyler söylemek içinse biraz erken. Evet bu varyantta çok fazla mutasyon var bakmamız gereken. Bu varyantta aşı etkili olacak mı ya da hücrelere bağlanması nasıl değişiyor, buna yönelik verilere bakmanız lazım. Ama şu an elimizdeki verileri yorumlamak pek kolay değil. Tabii ki virüsün bu yeni versiyonunun da genom diziliminin yapılması lazım. Onun dışında, hastalarla ilgili bilgilere de ihtiyaç var. Hangi yaşta nasıl seyredecek vs. bu verilerin hepsine bakılması lazım. Ama şu bir gerçek ki aşı ile birlikte hastalığın seyrinin değiştiğini görebiliyoruz. Örneğin İngiltere'de vaka sayıları çok fazla olsa bile özellikle hastaneler, yoğun bakımlar, sağlık sistemleri için çok da büyük bir soruna yol açmıyor artık Kovid-19"
Yürütülen genom çalışmasıyla ilgili Türkiye ile de işbirliğine açık olduklarını vurgulayan Dr. Mark Bale, Türkiye'de sağlık datalarının çok iyi tutulduğuna ve dijital sağlık altyapısının çok güçlü olduğunu bu toplantılarda da gördüklerini anlatarak, sözlerini şöyle noktaladı: "Bu alanda her türlü işbirliğine tabii ki açığız. Burada dinlediğimiz sunumlardan da Türkiye'de bu yönde benzer programların uygulanmakta olduğunu öğrendik. Türkiye'de de oldukça yenilikçi şirketler var. Sağlık konusunda Türkiye'nin çok güçlü olduğunu, özellikle temaslı takibi konusunda çok güçlü olduğunu biliyoruz. Bu konuda da Türkiye'den öğrenebileceğimiz şeyler var. Burada bizim yapmamız gereken aslında bu virüsün genetik yapısını biraz daha iyi anlayabilmek. Özellikle farklı ırklardan, farklı yaşlardan, farklı cinsiyet ve özellikteki bireylerden verilere ihtiyacımız var. Böyle bir havuz oluşturmak, bu araştırmaların ilerlemesinde kesinlikle yardımcı olacak. Bu noktada tabii ki Türk bilim insanları ile ortaklık yapmak, birlikte çalışmak isteriz. Zaten bu çalışmalarda İngiltere'de bizimle birlikte çalışan Türk bilim insanları da bulunuyor."