DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Eğitimde cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman, varlıklı ailelerin çocukları ile gelir seviyesi düşük ailelerin çocukları arasında bu kadar büyük bir fırsat adaletsizliği oluşmamıştı. İlk defa böyle bir şey başımıza geliyor, ülke olarak. Yönetime gelenler kendi fikrine benzeyen adeta, tornadan çıkmış çocuklar ve gençler yetiştirmeye çalışıyorlar. Eğitim toplum mühendisliği yapmanın bir aracı hiç değildir” ifadesini kullandı ve öğrencilerin açığı kapatmaları için cumartesi günleri de eğitim devam edilmesini önerdi.
Babacan, partisinin Amasya İl Kongresinde hükümetin eğitim politikalarını eleştirdi. Satırbaşları şöyle oldu:
"Bugünkü iktidar döneminde biliyorsunuz, ekonomiden hukuka; sağlıktan dış ilişkilere hiçbir şey yönetilemediği gibi maalesef eğitim alanında da işler çok kötü gidiyor. Hele hele pandemi koşulları da eğitim konusu içinden çıkılmaz bir hale geldi maalesef. Türkiye’nin şu son 20 yılına baktığımızda ne yaptık, Türkiye hangi alanda başarılı oldu, hangi alanda başarısız oldu diye analiz ettiğimizde üzülerek söylüyorum ki eğitim çok geri kalan alanlardan birisi oldu. Ve pandemi şartları zaten sıkıntılı olan eğitim alanını, daha da problemli hale getirdi.
En son okulların biliyorsunuz okulların kademeli açılmasına karar verdiler. Tabi biz okulların açılması konusunda herhangi bir itirazda bulunmuyoruz. Okulların açılması artık gereklidir, zamanı gelmiştir. Ama bu açılması ile beraber okulların, doğru ve iyi yönetimle beraber eğitimde ancak sorunsuz bir döneme girilebileceğine inanıyoruz. Mesele okulları sadece açmak değil, mesele şu anda sadece okulları açmaktan ibaret değil, okulların tekrar kapanmamasını sağlayacak bir yol, yöntem ve uygulama mutlaka bulunması gerekiyor. Açmak kolay talimat veriyorsunuz, duyuruyorsunuz okullar açılıyor. Ama ne yapmalıyız ki okullar tekrar kapanmasın. Okullarda sağlık önlemlerine azami şekilde uyulması şart. Buradan taviz verilemez. Dezenfektan çalışmaları, dersliklerde mesafe, öğrencilerimizin mutlaka maskeli olması ve bunlara harfiyen uyulması bu işin olmazsa olmazı. Ana hedef tedbirlere uyularak, okulların açık tutulmasının devamını sağlamak olmalı, ülkemiz genelinde.
Bir başka önerimiz eğitime cumartesi günleri de devam edilmesi. Açık büyüdü. Müfredat açığı var, program açığı var. Ve öğrencilerimizin bu açığı kapatmaları için cumartesi günleri de mutlaka eğitim devam etmelidir diyoruz. Ve öğretmenlerimize de mutlaka ek ücret uygulaması yapılmalıdır diyoruz. EBA’ya erişim konusunda sıkıntılar hâlâ çözülmüş değil. Hem okulda hem evde eğitim faaliyetlerinin devam etmesi için, mutlaka EBA ile ilgili sorunların çözülmesi lazım. Bunun için gereken internet alt yapısının kurulması lazım. Ve hiçbir çocuğumuzun mağduriyet yaşamaması lazım.
Eğitim deyince fırsat eşitliği tabii ki çok önemli. Evinde hızlı internet bağlantısı olan, eğer birkaç kardeşi okula gidiyorsa her bir okula giden çocuğumuz için ayrı ayrı tablet ya da bilgisayar imkanına sahip olan vatandaşlarımızla bu imkanlara sahip olmayan vatandaşlarımız arasında çok ciddi bir fırsat eşitsizliği doğdu. Zaten genel anlamda baktığımızda eğitimde Cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman, varlıklı ailelerin çocukları ile gelir seviyesi düşük ailelerin çocukları arasında bu kadar büyük bir fırsat adaletsizliği oluşmamıştı. İlk defa böyle bir şey başımıza geliyor, ülke olarak.
Hep söylüyorum, bakın her konuda olduğu gibi eğitimdeki temel problem de zihniyet. Eğitim sistemimizdeki tüm aksaklıklar kısa vadeli bakıştan kaynaklanıyor. Eğitim sürekli olarak bir ideolojik çatışma alanı haline getiriliyor maalesef. Yönetime gelenler kendi fikrine benzeyen adeta, tornadan çıkmış çocuklar ve gençler yetiştirmeye çalışıyorlar. Oysa eğitim çocukları devletin ideolojik görüşüne göre, tornadan geçirmeye çalıştığı bir araç değildir. Öyle bir alan değildir. Eğitim toplum mühendisliği yapmanın bir aracı hiç değildir."