Adil yargılanma talebiyle 213 gündür ölüm orucunda bulunan Aytaç Ünsal’ın, tahliyesinin ardından tedaviyi kabul ettiğini ve özel bir hastanede tedavi altına alındığını belirten Nermin Ünsal, hukuki sürece dair de bilgi verdi.
1 Eylül ile 3 Eylül arasında ne oldu?
1 Eylül’de tahliye kararının çıkmasına rağmen 3 Eylül’e kadar bekletilen tahliyeye ilişkin konuşan Ünsal, “Yargıtayın kararında Aytaç’ın cezasının ondandığını görüyoruz. Yani Aytaç’ın infazı iyileşene kadar durduruldu. İyileştikten sonra infaza devam edilecek” ifadelerini kullandı.
İlk tahliye kararının çıktığı 1 Eylül tarihinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Adli Yıl açılışında Ebru Timtik'in ölümü üzerinden İstanbul Barosunu ve avukatları hedef almıştı. Kararın iki gün bekletilmesinin Erdoğan'ın bu açıklamalarıyla ilgili olup olmadığı ise soru işareti olarak kaldı.
"Adalet Bakanı dosyaya müdahale etti, masumiyet karinesini ihlâl etti"
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün açıklamalarına da tepki gösteren Ünsal şöyle devam etti:
Adalet Bakanı dahi, Ebru Timtik’in ölümü üzerine bir açıklama yaptı, emekli bir hakim olarak benim kanım dondu. Yerel mahkemeler peş peşe hukuksuz kararlar verildiğinde “Yargıtayı bekleyelim, daha yargılama sona ermedi” diyordu. Oysa bu dosya 7 aydır Yargıtayda olup 1 Haziran’dan itibaren incelemeye alınmıştı ve karar aşamasındaydı. Çıkıp “Mahkeme bir karar vermiştir, beğenirsiniz beğenmezsiniz. Herkes kabul etmek zorundadır” dedi Sayın Bakan. Yani bir avukatın adil yargılanma talebiyle ölüm orucundan ölmesi onu zerrece üzemediği gibi; görünürde tarafsız olmayı bile düşünmedi açıklama yaparken. Yani dosyaya bir kez daha müdahale etti zaten. Masumiyet karinesini ihlal ettiler, yol gösterdiler.