Anayasa Mahkemesi, sokakta mesleğini icra ederken polisin tarafından şiddete maruz kalan gazeteciler için emsal bir karara imza attı.
5 Kasım 2015'te Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) kuruluş yıldönümü protesto etmek isteyen öğrencilerin İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi önünde toplanmasını, takip eden Bianet muhabiri Beyza Kural Yılancı, polisin göstericilere müdahale ettiği anları çekiyordu. Bu sırada sivil giyimli bir polisin müdahalesine uğradı.
Mesleğini yapan gazeteciye ters kelepçe
Ankara Gazetecisi'nden Alican Uludağ'ın haberine göre, Polislere, gazeteci olduğunu bildiren ve kurum kimliğini gösteren Beyza Kural’a “Hiçbir şey eskisi gibi değil artık, bunu öğreteceğiz size” dedi. Ters kelepçe takılan Beyza Kural, alandan uzaklaştırılmış ve yaklaşık 4 dakika bu şekilde tutulduktan sonra gözaltı aracında yer olmaması nedeniyle hiçbir işlem yapılmadan serbest bırakıldı.
Savcılık takipsizlik verdi: Kural AYM'ye başvurdu
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise Beyza Kural’ın polisler hakkındaki şikayetine takipsizlik kararı verdi. Kural, AYM’ye başvurmak zorunda kaldı.
Anayasa Mahkemesi, yapılan başvuruda insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı ile ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Beyza Kural’a 15 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmeden mahkeme, polisler hakkında kapatılan soruşturmanın yeniden açılması için de kararın örneğini İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.
Keyfi olarak gözaltına alındığı kanaati
Kararın gerekçesinde, şöyle denildi:
“Gazetecilik görevini yapan başvurucunun olayları haberleştirmek dışında bir maksatla gösterinin yapıldığı bir yerde bulunduğu, polisin o sırada devam etmekte olan gösteriye ilişkin görevlerini yapmasını engellediği, bir gösterici gibi davranarak polise karşı şiddet kullandığı ya da polis için herhangi bir tehdit oluşturduğu ileri sürülmemiştir. Soruşturma dosyasında ve neticesinde verilen takipsizlik kararında başvurucunun haber yapmasının engellenmesinin ve başvurucuya yapılan fiziksel müdahalesinin kesinlikle gerekli olduğuna dair herhangi bir tespit ya da açıklama yapılmamıştır. Bunun aksine kamera görüntüleri dikkatle incelendiğinde başvurucunun keyfi olarak gözaltına alındığı ve kelepçelendiği kanaatine ulaşılmıştır.”
Polisin amacı küçük düşürmekti
Gazeteciye müdahalenin haklı veya meşru bir nedene dayanmadığı vurgulanan kararda, bunun demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı belirtildi.
Kararda, savcılığın soruşturmasının da nesnel ve tarafsız bir analize dayalı olmadığı ifade edildi, sorumluların cezalandırılmasına yönelik etkili bir soruşturma yürütülmesi istendi. Kelepçelemenin polis memurunun görüntüsünü alan başvurucunun küçük düşürülmesi ve başvurucuya bir nevi ders verilmesi amacıyla kasıtlı olarak vücut bütünlüğüne zarar verecek şekilde gerçekleştirildiği izlenimi oluşturduğu belirtilen kararda, bu nedenle bu durumun insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele olduğu ifade edildi.
Anayasa Mahkemesi, resmi Twitter hesabından, "Görevini Yapmakta olan Gazeteciye Müdahale Nedeniyle İnsan Haysiyetiyle Bağdaşmayan Muamele Yasağının, İfade ve Basın Özgürlüğünün İhlal Edilmesi" şeklinde duyurdu.