CHP İstanbul Milletvekili ve BirGün gazetesi yazarı İbrahim Kaboğlu, "yurttaşlık, eşitlik ve laiklik" kavramlarının içinin boşaltıldığını belirterek, "2011’deki sorgulama yinelense, soru sayısı azalır; çünkü hükûmet yok artık. Bu yazının başlığı için kullanılan üçlüden “eşitlik”, hak ve özgürlükler içinde yer aldığı için orada eksik. Geçmişe yönelik olarak bugünkü sorumuzu şöyle sorabiliriz: 2011 başında, ‘6 yıl sonra Hükûmet kaldırılacak’ dense, buna kaç kişi inanırdı ya da diğer kurum ve değerlerin içlerinin bu denli boşaltılacağı öngörülebilir miydi? Olumsuzluklar odağı, bugün “yurttaşlık/eşitlik/laiklik” sacayağında simgeleşiyor. Bu üçlü, Cumhuriyet’in 100. yılında ne ifade edecek? Şunu söyleyemeyiz: bu kavramların içi zaten boşaltıldı olabildiğince; geriye götürülecek pek bir şey kalmadı" dedi.
Kaboğlu'nun yazısının devamı:
"Saydam olmayan örgütlenmeler olarak cemaatleri sürekli kollayan, buna karşılık, yasal ve anayasal temelde kurulan sivil toplum örgütlerini bastıran siyasal irade örtüşmesi açıktır. Yine, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını parçalama iradesi ile kamu yönetiminde liyakat yerine partizanlığa öncelik tanıyan eğilim aynıdır."
"Sonuç olarak, 100. yılına üç kala, Cumhuriyet bileşenleri olarak, “yurttaşlık/eşitlik/laiklik” üçlüsünü her zamankinden çok daha uyanık bir biçimde sahiplenme gereği yaşamsaldır." diye yazdı.
İbrahim Kaboğlu, yasa ve anayasa önünde eşitlik ilkesinden hızla uzaklaşıldığına işaret ederek, "Kadın-erkek/işveren-emekçi/partizan-muhalifler/alkışlayan ve diğerleri… Kadın-erkek eşitliğinden duyulan rahatsızlık, İstanbul Sözleşmesi’nin sorgulanmasını beraberinde getirebiliyor; eşit yurttaşlık ise, çoğu siyasetçiyi tedirgin ediyor. İstanbul Sözleşmesi (2011), başlı başına gerileme ölçütü. On yılda nereden nereye?" ifadelerini kullandı.
Yazının tamamı için tıklayın.