Akşener'den Bakan Koca'ya tepki verdi: Bakan 'Para istemeyin benden, soğurum sizden' diyor

İYİ Parti lideri Meral Akşener, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın sosyal medya üzerinden SMA'lı çocuklar için yaptığı paylaşıma tepki gösterdi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İsmail Küçükkaya'nın konuğu oldu. Akşener, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. SMA'lı çocuklar için sosyal medyada yürütülen kampanyaya ilişkin "Kirli kampanyaya alet olmayacağız. İlaç şirketlerinin baskısı ile çocuklarımızın kobay olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz" ifadesini kullanan Bakan Koca'ya yanıt veren Akşener, şöyle dedi:

"Ailelerin içini acıtan bir söylem bir doktor olan bakana hiç yakışmamıştır. Gelsin de bunları ailelere anlattın. Çocuklar ölümün eşiğinde bir imkan ihtimal var. 750 bin dolara halloluyor. Orada bir ilaç devlet tarafından kabul görmüş diğeri kabul görmemiş. O ilacın getirilmesiyle ilgili kampanyalar var o ilaçların getirilmesiyle ilgili bir durum oluyor.

Ben SMA’lı çocuklarımızın aileleriyle görüştüm içleri yanıyor. Çocuklarımızın ilaçları gelsin denilmiş. Bir gazete dolusu laf edilmiş. Bakan diyor ki; Para istemeyin benden, soğurum sizden.

Sosyal devlet açını doyurur, giydirir. Aç bıraktığını doyurur, vardan alır yoka verir.

Tumtraklı konuşulmuş da nasıl yani? Bu mücadeleyi nasıl vereceksiniz? Şu anda var olanların tedavisi için ne yapacaksınız? Mağdur aileler var insanlar bir şeyler yapabilmek için kampanyalar yapıyor. Binde bir milyonda bir ihtimal varsa bunu ailelere nasıl anlatacaksınız? Kimse de bu 75 milyon nereye gitti bilemez? Nelere para veriyoruz. Nerelere para gömülüyor. 9 milyar TL 5 müteahhitten birinin vergi borcu silindi ya"

Akşener'in satırbaşları şöyle oldu:

"Vatandaşın talebiyle kurulmuş bir birlik"

Makulun dili ve sesi olacağımızı söyledik buna da devam ediyoruz. İYİ Parti kurulmamış olsa büyükşehirler alınabilir miydi? Bu enerji, sinerji oluşabilir miydi? Vatandaşın derdinin dile getirildiği bir yolculuk yapıyoruz. Gücümüz oradan geliyor.

Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı arasında şöyle bir fark var. Çözüm önerilerimiz CHP ile farklı, duygusal bir birliktelik değil, vatandaşın talebiyle kurulmuş bir birlik. Bir iş birliği. Birbirimizi gagalamadan çalışıyoruz. Sayın İmamoğlu da Sayın Yavaş da Millet İttifakı kontenjanlarından seçildiler. Biz onları takip eder, eksiklerini söyleriz. Kimini açık kimini de uyarı şeklinde söyleyebiliriz. Vatandaşa ulaşmalarını sağlamak için göz olabiliriz.

"İnsani bir tepkiyi Meral Akşener verir"

Gece az uyuyan bir insanım ben. Atılan tweetlere bakıyorum. Yardım isteyen gençlerimiz var. Biz onlara ulaşmaya çalışıyoruz. Maden o 75 milyonu ilaca kullanmayacaksınız bari çocuklarımız için kullanın. İki kız çocuğumuz vardı. Bir arkadaşımızı aradım bur bağladık. Belediye destek verdi. Kimseyi afişe etmeden yardım etmeye çalışıyoruz.

Sayın Bahçeli’nin bu sözlerini ben yorumlayamıyorum fakat bir alışkanlık haline getirdi. Sayın Bahçeli ve Perinçek’in el ele tutuşup büyük ortağa iletmek üzere; işsizlik nasıl çözülür, tarıma ne kadar destek verilir bunun anlatımı üzere kafa yormalarını ve bunu Sayın Erdoğan’a iletmelerini tavsiye ediyorum. Ayıptır bunlar.

Bir siyasi parti var. Siz canınız sıkıldıkça onun genel başkanını eve davet ediyorsunuz ayıp. Nezaket dışı. Sayın Bahçeli, nezaketiyle anılmayı seven bir kişi. Ama bu nezaket dışıdır. Ayıptır.

Ben Doğu Türkistan’daki Türklerle ilgili yorum duymayı tercih ederim Sayın Bahçeli’den.

Sayın Erdoğan’ın Cuma namazı çıkışı yaptığı konuşma ile ilgili bir tweet attım. CHP, kapalı bir kızımız için “vitrin süsü” yorumu yaptı. 60 küsür yaşında Cumhurbaşkanı bir adam 21 yaşındaki bir kız çocuğunu yaşınıza başınıza bakmadan onu hedef alırsanız. İnsani bir tepkiyi Meral Akşener verir.

"Yüzlerce kadının öldürüldüğü bir Türkiye’de İçişleri Bakanlığı koltuğunu işgal eden Sayın Soylu..."

Sayın Soylu benim sözlerimden incineceğine yüzlerce kadının öldürüldüğü bir Türkiye’de İçişleri Bakanlığı koltuğunu işgal eden Sayın Soylu’nun şapkasını önüne koyup istifa etmelidir. Sayın Erdoğan’a sizin aracılığınızla çağrıda bulunuyorum. Sayın Erdoğan arayın o kızımızı helallik isteyin gönlünü. Alın Cuma çıkışı cami avlusunda böyle bir şey söylenemez.

Sayın Soylu, patronun gözüne görünmeye çalışıyor. Görevini yapmaya davet ediyorum ben kendisini.

Milletvekili konusunda (kadın) başarılı olamadık. Yüzde 25 kotamız vardı rüzgar tersine esti istediğimiz kadar kadın vekil çıkaramadık. Geri kalan bütün yönetim kadromuzda yüzde 25 kadın kotası uyguluyoruz. Milletvekili konusunda başarısız olduk, onun dersini çıkardık.

Sarayın bütçesine yüzde 28 zam. Köprülere yüzde 25’e yakın zam. Enflasyon yüzde 14.6. Tarımda 2010’da 71 milyar dolarlık tarım üretimi yapılırken bugün 41-42 milyar dolar. Aradaki farkı siz görün.

Biz belki ekonomiyi pandemi, esnaf üzerinden bir diğer yandan da asgari ücret üzerinden. Ben aylardır geziyorum biliyorsunuz. Biz esnaflar için uyarı yaptık maalesef kös dinledi arkadaşlar. Esnaf kepenk kapatıyor. Biz dedik ki geliri olmayan ailelere 500 TL destek versin. Esnaf da iş yapsın sanayi de iş yapsın. Hiç biri yerine getirilmedi.

Faizsiz, bir yıl boyunca geri ödemesiz krediler verilsin olmadı. AKP’nin ilk zamanlarında diyorlar. Başarılı olunan alanlar var ama ekonomide tam bir başarı sağlanmamıştı. Kemal Derviş’in ekonomi paketini 2008’e kadar sürdürdüler. Sürdürülebilir kalkınma politikasına dönmek gerekiyordu ama dönemediler. Üretim azaldı, dışarıdan alım arttı.

Lüks yaşam alışkanlık haline geldi. 2010’dan sonra güveni yıkan tavırlar ortaya kondu. Ekonomiyi iyi hale getirmenin yolu güven vermektir. Merkez Bankası, TÜİK, Meclis, üniversitelerin güvenini yerle bir ederseniz. Bu işin içinden çıkamazsınız. Acemoğlu’nun bir tezi var. Türkiye negatif bir döngü içerisinde.

Şeffaflık olmadığı için kim inanıyor ki 14.6 olduğuna. Ben inanmıyorum. Gıda enflasyonu yüzde 28. Fakirin, dar gelirlinin enflasyonunu ayrı ölçün dedik.

"Aç kal diyorlar"

2 bin 850 TL civarında bir zam yapıldı. 500 TL zam yapıldı 750 TL işveren para ödeyecek. Şimdi ne olacak işveren işçi çıkaracak. İnsanlar iş bulamayacak, üretim daralacak. 100 milyar TL bir harcama doğuyordu bizim bu dediğimizden 450 milyar TL bütçeye. 

Memura emekliye “Aç kal” diyorlar. Nasıl olacak. Siz 13 uçakla uçun “İtibardan tasarruf olmaz” deyin. Köprülere adamların cebine girsin diye yüzde 25 zam yapın. Ama garibana yüzde 7-8 zam.

Bu zihniyetle böyle olur. Kıbrıs’a 7 ayrı uçakla gidiliyor. Yazık günah.

Türkiye’nin kendine yetecek kadar kaynağı var. Türkiye israf ediyor, liyakat unutuldu. Ucuz bulunan borç parayla ülkenin geldiği nokta bu. Bizim komşularımızla iyi geçinmemiz ne demek biliyor muzunuz?

Ticaret ile 7 trilyon dolarlık hacimden pay alacağız. En gelişmiş insan unsuru bizde. Sanayimiz iyi, tarımımız var üzerinde durulsa. Teknoloji birikimiyle Türkiye burada başat aktör olur. Avrupa da dahil edilince 21 trilyon dolar. Biz niye önümüze gelenle kavga ediyoruz. “Heyt, huytla” çok güzel seçim kazanıyorsunuz.

"5 büyük müteahhitti kurtarma paketi"

Esnaflardan duyduklarımızı iktidara iletmeye çalıştık. Vatandaş seçimlerde bize bir görev verdi. Muhalefet görevi. Biz başladık gezmeye. Tespitlerimizi, taleplerimizi ve çözüm önerilerimizi ilettik. Ama kös dinliyor arkadaşlar. Önceden ne güzel başörtüsü üzerinden birbirlerini yiyorlardı. Şimdi ne oluyor? Esnaf ilettiğimizi ancak yapılmadığını görüyor.

Bütün bunları üst üste koyduğumuz zaman, paketler açıldı 5 büyük müteahhitti kurtarma paketi. Altın üzerinden de borçlandı bu arkadalar. Esnafın, tarımın, insanın üretmesine bir faydası dokunmadan gitti paralar.

Türkiye Haberleri