Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, bugünkü köşesinde AKP MYK'da Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, pandemiye rağmen miting yapıp çayları otobüsün üzerinden fırlatmasının eleştiriye neden olduğunu yazdı.
Erdoğan Giresun ve Gaziantep'te tüm uyarıları hiçe sayıp pandemiye rağmen kalabalığa çay dağıtmış, izdihama neden olmuştu.
Zeyrek'in AKP içerisindeki 'çay' krizini aktardığı yazısından ilgili bölüm şöyle:
Erdoğan'ın çay dağıtmasını eleştirenler sadece gazetecilerle ve muhalefetle sınırlı kalmadı. Giresun mitinginden sonra yapılan AK Parti Merkez Yürütme Kurulu'nda (MYK) konu gündeme geldi ve bir MYK üyesi “Çay atmak hoş bir görüntü oluşturmuyor. Çay nimettir, öyle atılmamalı. Ön tarafa masa koyalım, çaylar üzerinde olsun, isteyen gelsin alsın” uyarısında bulundu.
Birkaç kaynaktan doğruluğunu kontrol ettiğim bilgiye göre, bu uyarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan da dahil bütün MYK üyeleri gülüşmekle yetindiler.
AK Partililere çay dağıtılması sırasında ortaya çıkan görüntüleri sorduğumda, MYK üyesi gibi eleştirenlerin hayli fazla olduğunu da fark ettim.
Buna karşın, hem dışarıdan gelen, hem AK Parti MYK'da dillendirilen eleştirinin çok da ciddiye alınmadığı, önceki gün Gaziantep'te bir kez daha ortaya çıktı.
Erdoğan, kalabalık bir topluluğa seslendi ve yine çay dağıttı. Üstelik şu uyarısı, karşısındaki kalabalığın durumunun salgınla mücadeleye uygun olmadığının farkında olduğunu gösteriyordu:
“Şu anda tabi mesafeden maşallah binlerce kardeşimiz var. Şu mesafe kuralına lütfen dikkat edelim. Şöyle arayı biraz açalım. Sıkışık olduğumuz zaman koronavirüs belasının olduğu böyle bir programda bir hayır işleyelim derken bundan şer çıkarmayalım.”
Çay dağıtılmaya başlandığında yine aynı görüntü oldu. Uyarılar hiçe sayıldı. Çay paketlerini kapmaya çalışan insanlar mesafe kuralını ihlal etti.
İşin başka bir boyutu da şu: Velev ki salgın yok, sağlık sorunu olmayacak. Peki yüksekten atılan çayları aşağıdan kapmaya çalışan insanlar bir “yoksunluk/yoksulluk” görüntüsü oluşturmuyor mu?
Bir iktidar neden sürekli böyle bir görüntünün ortaya çıkmasına zemin hazırlar ki?
Hele hele, 200 gram çayı kapmak için birbirini ezen insanların üzerine atılan çaya “keyif çayı” denmesi nasıl izah edilebilir ki?
Yanlış olduğu konusunda geniş kesimlerin hem fikir olduğu bir konuda bu kadar ısrarcı olunmasını anlayan beri gelsin!