Amerikan İlerleme Merkezi’nin (Center for American Progress – CAP) AKP tabanını hedef alarak 2019 ve 2020 yıllarında Metropoll’e yaptırdığı anketler, genç neslin AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’a sadakatinin azaldığını ortaya çıkarttı. Süleyman Soylu’yu Erdoğan’a alternatif görenlerin oranı hızla arttı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yüzde 50’ye ulaşan popülaritesine dikkat çekilen raporda, genç muhafazakarların bu isimlere ilgisinin dikkat çekici olduğu belirtildi.
CAP’in, Türkiye uzmanlarından Max Hoffman'ın kaleme aldığı raporda, genç muhafazakarların, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a alternatif muhafazakar liderlere de sıcak baktığı tespiti yer aldı. CAP’in, 2019-2020 yılları arasında Metropoll’e yaptırdığı anketlere dayanarak hazırlanan raporda, Türkiye’de artan genç nüfus sayısı mercek altına alındı.
Soylu’ya destek yüzde 50’ye ulaştı
2019 yılında, muhafazakar taban hedef alınarak yapılan ankette, Erdoğan’a kimin alternatif olabileceği sorusuna, yüzde 17, Süleyman Soylu yanıtını verdi. Katılımcılar, yüzde 12 oranında Ali Babacan, yüzde 8 oranında Ahmet Davutoğlu, yüzde 8 oranında Berat Albayrak ve yüzde 7 oranında Abdullah Gül’ü, Erdoğan’a alternatif olarak gördüğünü belirtti.
İstifa edip geri döndüğü Nisan 2020 yılında ise bu oran radikal bir şekilde değişti. Süleyman Soylu’yu, Erdoğan’a alternatif görenlerin oranı yüzde 38’e çıkarken, diğer tüm isimlerin oranı düştü. Mayıs 2020’de yapılan ve yüzde 58’ini 18-24 yaş aralığındaki gençlerin oluşturduğu bir başka ankette ise Soylu’ya destek yüzde 50’ye çıktı.
Soylu, Yavaş ve İmamoğlu, Erdoğan'ı yakaladı
Raporda, Erdoğan’ın ülkede hala en favori siyasi olduğu belirtilirken, Nisan ve Mayıs 2020’de yapılan anketler artık Soylu, Yavaş ve İmamoğlu’nun da en az Erdoğan kadar tercih edildiğini gösterdi. Hoffman, şu ifadelere yer verdi:
“Bu dikkat çekici bir gelişme. Son 10 yılda Erdoğan’ın desteğini yakalayan bir siyasi olmadı. Muhalif belediye başkanlarının popülerliği dikkat çekici ama sağda yükselen bir yıldızı temsil eden Soylu’nun, milliyetçi ve dini kesimlerden oluşan genç muhafazakarlar arasındaki gücü özellikle not edilmeli. Bu yükseliş, Soylu’ya kişisel olarak coşkuyu ve Erdogan’a karşı muhafazakar alternatif isme olan genel ilgiyi yansıtıyor”
Raporda, AKP, tabanında partililik olgusunun ve CHP’ye düşmanlığın hala yaygın olduğu da belirtilirken, bunun yeni kuşak şehirli muhafazakarların İmamoğlu ve Yavaş’a bakışına yansımadığı tespiti yapıldı. Yavaş için daha fazla bir ilgi olduğu ve bunun muhtemelen sağdan gelen bir siyasetçi olmasından kaynaklandığı belirtildi.
Erdoğan'a sadakat düştü
CAP’ın raporunda, ülkedeki ekonomik krizin, mülteci sorununun ve baskının, Erdoğan’ın genç tabandan aldığı desteği azalttığına işaret edilirken, 2023 yılında yapılacak bir seçimi kaybetmesine neden olacağı belirtildi.
Rapora göre Erdoğan yönetiminden memnun olmayanlar sadece genç nüfusla sınırlı değil. Yüzde 74’ünü AKP seçmeninin oluşturduğu ankette katılımcıların üçte biri Erdoğan’ı desteklediklerini belirtti ancak Erdoğan’a sadık olduğunu söyleyenlerin oranı ise yüzde 27 oldu.
“Diyanete ve dini vakıflara destek yok”
CAP’ın raporunda, devletin kamuda dini eğitime katkısına desteğin yüksek olduğuna dikkat çekilirken, bu desteğin Diyanet ve dini vakıfları kapsamadığı ve bu kurumlara genellikle olumsuz yaklaşıldığı tespitine yer verildi. Raporda, “Anket katılımcılarının büyük kısmı dini vakıfların devlet veya belediyelerden destek almaması gerektiğini düşünüyor” denildi. Bazı katılımcıların da Diyanet’i “gerçek bir dini liderlik” yerine hükümetin sözcüsü ve yolsuzlukla bağlantılı gördüğü vurgulandı.
“Kürtlerin doğurganlık oranı Erdoğan'a tehdit”
CAP’ın raporunda, AKP’nin sadece genç seçmenden oy kaybetmediği, çözüm sürecinden vazgeçilmesinin ardından Kürt oylarını da kaybettiği belirtildi. Raporda, “2015 seçimlerinden sonra, HDP’nin, Meclis’te 80 milletvekili çıkarması, Erdoğan’ın Kürtleri risk olarak görmesine yol açtı ve aşırı milliyetçi agresif tavrını arttırdı” ifadeleri yer aldı.
Rapordaki bir diğer tespit de, Kürtlerin doğurganlık oranının, Türkiye'deki doğurganlık oranından yüzde 60 daha fazla olduğu. Bu nedenle, Erdoğan'ın Kürt desteği olmadan kazanmasının zorlaşacağı belirtilirken, iktidarını sürdürebilmek için aşırı sağa bağımlı hale geldiği vurgulandı.
Görev onayı daha da düşecek
Koronavirüs döneminin başında Erdoğan’ın görev onayının arttığı ancak sonrasında düştüğü hatırlatılan raporda, bu oranın daha da düşeceği tespiti yapıldı. Hoffman, açıklanan resmi işsizlik oranlarının aksine Türkiye’deki işsizlik oranının yüzde 25 olduğunu belirtirken, Erdoğan’ın görev onayının ekonomideki gidişat nedeniyle daha da kötüleşeceğini savundu.
AKP sonrasındaki partileri bekleyen tehlike
Hoffman, Erdoğan’ın kaybetmesi halinde Türkiye’de milliyetçiliğin gücünü sürdüreceği tahmininde bulunurken, kurulacak yeni hükümetin katı milliyetçi söylemlere yanıt vermek zorunda kalacağını savundu.
“ABD dikkat etsin”
Erdoğan ve AKP’nin bir sonraki seçimde yenilgiye uğramasının yurt dışındaki algıyı da etkileyeceğini savunan Hoffman, ABD Kongresi ve AB’yi, yaptırımların, Türkiye’deki seçimlerde ve olası yeni hükümete etkilerinin ne olacağını düşünmeye çağırdı.Raporda, Erdoğan’ın oy kaybetmesi durumunda müttefiki Katar’ın desteğinin de zayıflayabileceği tahmini yer aldı.