Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Ankara Hakimevi’nde düzenlenen 5’inci Yılında İstinaf Mahkemeleri Değerlendirme Toplantısı’nda konuştu. Gül, burada yaptığı konuşmada dikkat çeken sözler sarf etti.
Sosyal medyadan gelen ‘tutuklama’ taleplerini eleştiren Bakan Gül, “Sosyal medyada bana her gün tutuklama siparişi verenlere sesleniyorum; Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Burada kanunlar, kurallar, usuller işler; hukuk işler. Bu işleyişi beğenmeyen gider itiraz hakkını kullanır ama yargıya parmak sallayamaz” dedi.
Akıllara Soylu geldi
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün gece bir paylaşım yapmış ve hakaret eden bir kişinin serbest bırakılmasına isyan etmişti.
Bakan Soylu paylaşımında, “45 gündür anam hastanede. Annemle fotomun altına küfreden alçak mahkemeye çıkıyor ve adli kontrolle serbest. Ne yapmalıyım. Bakan olsam ne yazar. Millet, devlet işleriyle boğuşurken anasının namusuna sahip çıkamamak ne ifade eder. Tweetimle yeniden alınırsa da provokasyon sayacağım” ifadelerini kullanmıştı.
Abdülhamit Gül’ün sosyal medya çıkışının Soylu’nun bu tweeti üzerine gelmesi dikkat çekti.
"Kaynar kazan dökülüyor serbest kalıyor, süt kazanına giriyor tutuklanıyor"
Bazı dosyalarda tutuklamanın mümkün ve gerekli olduğunda bu tedbire başvurulmadığının görüldüğünü, bazı dosyalarda ise tutuksuz yargılama yeterliyken kamu vicdanını yaralayıcı kararlara rastlandığını anımsatan Gül, "Kaynar kazanı döküyor serbest kalıyor, süt kazanına giriyor tutuklanıyor. Uygulamada bu anlamda kabul edemeyeceğimiz, ölçülülük, orantılılık anlamında hatalı bulduğumuz kararlar elbette var. Bu tür kararlara karşı kanun itiraz yolu getirmiş" ifadesini kullandı.
Soylu'ya yanıt niteliğinde sözler
Soylu'nun sözlerine yanıt niteliğinde başka ifadelere de yer veren Bakan Gül, "Özellikle hakaret ve sövme suçlarında bu konuda bir hassasiyet olması çok doğaldır" dedi ve ekledi; "İki yılın altındaki suçlara tutuklama imkanı olmaz".
Gül şu ifadeleri kullandı:
Hiçbirimiz kıymet verdiklerimizden, canımızdan çok sevdiklerimizden hiç kimsenin hakarete uğramasına razı olamayız, bunun korunmasını hepimiz isteriz. Burada önümüzde iki yol vardır, ya mevcut uygulama devam eder, tutuklamanın istisnailik özelliği korunur. Bu, AK Parti ve hükümetlerimizin reform ve yaklaşım olarak ortaya koyduğu kanun düzenlemesiyle olmuştur. Eskiden toplumda infial varsa tutuklama yapılırdı, hükümetimiz tutuklamanın istisnailiği ilkesi gereğince bu düşünceyle siyaset kurumu, parlamento bu anlamda belli suçlar için tutuklama yasağı getirmiştir. Daha sonra kapsamı genişletmiştir, iki yılın altındaki suçlara tutuklama imkanı olmaz. Hakim serbest bıraktı, neden, 'İki yılın altında bir suç, kanunda böyle çıkmış parlamentodan, ben kanuna uyarım' diye bu görevi yaptı, bu kararı verdi diye yargıyı eleştirmek asla doğru tavır olmaz. Ülkemize, hepimize yazık olur. Ya bu istisnailik korunur, bu şekilde devam eder ya da Ceza Muhakemesi Kanununda değişiklik yapılır, tutuklama yasağı kalkar veya indirilir.