Mehmet Akif Cenkci
Emekliye refah payı geliyor mu? Altı puanlık dokunuş masada!
Merhaba kıymetli okuyucularım,
Aralık ayı enflasyonunun açıklanmasına sayılı günler kala, milyonlarca emeklinin alacağı zam tablosu artık büyük ölçüde şekillenmiş durumda. İlk beş aylık gerçekleşen enflasyon verileriyle hesaplandığında, Aralık ayının eklenmesiyle SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin yaklaşık yüzde 12,5, Emekli Sandığı emeklilerinin ise toplu sözleşme farkıyla birlikte yaklaşık yüzde 18,5 zam alması bekleniyor. Bu oranlar, Aralık ayı verisinin eklenmesiyle birlikte emeklinin cebine yansıyacak ortalama artışı oluşturacak.
Ne var ki, teknik hesapların ötesinde Ankara’da çok daha farklı bir atmosfer hissediliyor. Çalışma Bakanlığı’ndan bütçe birimlerine, siyasi kulislerden uzman raporlarına kadar birçok alanda dosyalar yeniden açılmış durumda. Çünkü ortada yıllardır biriken ve artık gizlenemez hâle gelen bir tablo var: Aynı hayat pahalılığını yaşayan milyonlarca emekli, iki farklı zam oranına mahkûm ediliyor.
Bu nedenle masada ciddi bir seçenek konuşuluyor:
SSK ve Bağ-Kur emeklisinin zam oranının memur emeklileriyle eşitlenmesi. Yani yüzde 12,5’in yüzde 18,5’e çıkarılması ve yaklaşık 6 puanlık bir refah payı verilmesi… Bu adım, en azından zam oranlarındaki ayrışmayı ortadan kaldırarak kısa vadede bir nefes sağlayabilir.
Ancak bunun bile emeklinin içinde bulunduğu koşullar için yeterli olmadığını görmek zor değil. Çünkü bugün emekli maaşı, en temel yaşam maliyetlerinin dahi gerisinde. Gıda, kira, ulaşım ve sağlık giderleri son yıllarda öylesine yükseldi ki, enflasyon farkı gerçek kaybı karşılamaktan çok uzak kalıyor. Bu nedenle yüzde 6’lık refah payı gelse bile, bu sadece mevcut zararın küçük bir bölümünü telafi eder.
Öte yandan hükümetin önünde önemli bir sınav bulunuyor. Emekliye verilecek zam artık sadece ekonomik bir düzenleme değil; sosyal devlet ilkesinin, adalet duygusunun ve kamu vicdanının ölçüldüğü bir başlık hâline geldi. Bu nedenle atılacak adımın siyasi ve toplumsal karşılığı da büyük olacak.
Ankara’daki hareketlilik boşuna değil. Dosyalar boşuna açılmıyor. Çünkü herkes biliyor ki mevcut tablo sürdürülebilir değil. Emeklinin gerçek alım gücü eridikçe, sadece ekonomik değil toplumsal bir kırılma da derinleşiyor.
Yetmez ama…
Umarım vazgeçilmez bir karar olur.
Aralık ayı enflasyonu açıklandığı gün, milyonların gözü bir kez daha Ankara’ya çevrilecek. Çünkü belirlenecek zam oranı yalnızca bir maaş artışı değil; bu ülkenin emeklisine nasıl bir değer biçtiğinin de açık bir göstergesi olacak.