Sancar: Bizim kimsenin lütfedeceği masada kürsüye ihtiyacımız yok

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar grup toplantısında konuştu. Sancar, "Bizim ne kimsenin lütfedeceği masada kürsüye ihtiyacımız ne de birilerinin bizleri meşru görme konusunda sözlerine ihtiyacımız var. Meşruluğumuz haklılığımızdadır, yerimiz meydanlarda, halkın içindedir" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar partisinin grup toplantısında konuştu.

Satırbaşları şöyle:

Ortada bir avuç sermayedara peşkeş çekilen kaynaklar var ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan acı bir gerçeklik var. Doğalgaza yüzde 100'ün üzerinde zam geldi. Elektrikte aynı şekilde zamlandı. Akaryakıta, benzine, mazota yüzde 200'ün üzerinde zam yapıldı. Emekliye yüzde 25, memura yüzde 30, asgari ücrete yüzde 50 zam yapıldı ama bunların hepsi ilk üç ayda eridi gitti.

Asgari ücret yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz. Bu konuda kanun teklifi de veriyoruz. Üç ayda bir enflasyona göre yenilenmelidir diyoruz. Bütün ücretler için bu geçerli olmalıdır. İktidar asgari ücretin artırılması konusunda çelişkili açıklamalarla şaşkınlık içerisinde ne anlatacağını bilemez şekilde hareket ediyor. Zam yapılacak diyen bir bakan çıkıyor sonra ardından AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı bunu yalanlıyor.

Sürekli olarak yalan ve baskılarla ayakta kalmaya çabalıyorlar. Hakikatleri sürekli çarpıtıyorlar. İtiraz edenin de sesini kısmaya çalışıyorlar. Yoksullukla mücadele etme derdi olmayan iktidarlar yoksullarla mücadele ederler. Çünkü yoksulların sesini yükseltmesi bu düzenin sonunu getirecek biliyorlar.

Bütün mağdurların ve mazlumların bir araya gelmesini istiyoruz. Bu çağrıyı yapıyoruz bu yolda ilerliyoruz. Bu gücü ortaya çıkarıyoruz. Bu iktidar da bu gücü gördükçe korkuyor, saldırıları artıyor. HDP'ye saldırıların temelinde bu var. Bu düzeni mutlaka değiştireceğiz. Bunu biliyorlar, bundan korkuyorlar.

Bütün o savaş rant politikaların yanında bir de demokrasiyi ortadan kaldırmak, hukuku yok etmek, adaleti tamamen ezmek bu düzenin, soygunun nedenleridir. Enflasyon üç haneli, adalet, hukuk, demokrasi sıfır. Biz bu denklemi tersine çevireceğiz. Bu yol üçüncü yoldur. Bu ülkeyi aydınlığa çıkaracak, gerçek alternatifi sunan yoldur.

HDP halk için çalışmaktadır. Bu çalışmaların sonucunu da büyük bir demokrasi ittifakı inşa ederek mutlaka alacaktır. Bu sonuçlar ortaya çıkacaktır. Bizim ne kimsenin lütfedeceği masada kürsüye ihtiyacımız ne de birilerinin bizleri meşru görme konusunda sözlerine ihtiyacımız var. Meşruluğumuz haklılığımızdadır, yerimiz meydanlarda, halkın içindedir.

Hem bu iktidarı göndereceğiz hem de bu iktidarı besleyen düzeni değiştireceğiz. Bütün baskılara rağmen, haksızlıklara adaletsizliklere rağmen bu yoldan bir milim şaşmadık şaşmayacağız. Biz halkız, halk için varız. Halkın gücü bu ülkeyi değiştirmeye yetecektir.

Kobane Davası

Çeşitli kumpaslarla bizi yolumuzdan alıkoymaya çalışıyorlar. Sincan'da Kobane kumpas davası sürüyor. Yeni rezaletler, skandallar yaşanıyor. Zaten en başta mahkemenin heyet başkanının bir çete üyesi olarak soruşturmaya tabi tutulması, davanın kumpas olduğunun en açık kanıtıdır. Hangi güçler bu davanın arkasında biliyoruz biz. Mahkeme salonunda yoldaşlarımız her gün bu kumpasları mahkeme heyetinin hem de arkasında güçlerin yüzlerine çarpıyorlar.

Medya kontrol altında, iktidar her şeyi kontrol ediyor. Seslerimizi kısmak için her yolu deniyor ama yine de yol bulmak zorundayız. Orada her gün adalet, barış, hak, hukuk, demokrasi adına söylenen sözleri tarih yazıyor ama bizler bu sözler en geniş kesime ulaştırmakla yükümlüyüz. Bunu yeterince yerine getiremiyorsak arkadaşlarımıza karşı buradan özeleştiri veriyoruz.

Sahte belgeler, gizli tanıklar, mahkemeye gidiş gelişlerde işkenceler, hukuksuzluklar bu davanın kumpas olduğunu ortaya koyuyor. Hangi yolu deneyeceklerini bilemez hale gelmişler. Tek yolda ilerliyorlar. Pişkinlik, yüzsüzlük ve tabi bunların ortak paydası vicdansızlık.

6-8 Ekim 2014'de şüpheli olarak ifadeleri alınanların şimdi tanık olarak ifadeleri alınıyor. Onlar bu ifadeleri reddediyorlar. Bizzat kendilerinin, bu mahkeme heyetinin ve arkasındaki güçlerin tanık olarak duruşmada konuşturdukları kişiler bu tanıklığı reddediyor. Kendilerine söyletilmek istenen sözleri söylemiyorlar. Bu kadar baskı, zulüm varken bu insanlar bu insanlar bu ifadeleri vermiyorlar. Başvurdukları kaynaklar da onların istediklerini değil tam tersini ortaya koyuyor. Mahkeme başkanı tanıkları yönlendirmeye çalışıyor.

Buradan adalet çıkmayacak ama buradan adalet inancı, bizim arkadaşlarımızın o direnci ile çıkacak. HDP'nin her yerde yaptığı gibi mücadele büyüdükçe umut artacak, güç büyüdükçe bu iktidar gidecek. Bu iktidarla birlikte bu zalim, sömürücü, talancı, savaşçı iktidar gidecek.

Muhalefete eleştiri

Diğer muhalefet partilerinin de bu iktidarın yaptıkları karşısında söyledikleri pek anlamlı bir söz bulamıyoruz. Bunca açık bir kumpas davası, bu kadar büyük bir adaletsizlik, bu kadar büyük hile, yalan, dolan ve fakat geleceğe adalet vaadiyle yola çıktıklarını iddia eden muhalefet partilerinden de anlamlı bir söz, ciddi bir tepki duymadığımız gibi HDP'yi kriminalize etmeye yönelik bazı fısıltılar veya bazı laflar duyabiliyoruz.

HDP ve birlikte yürümek için büyütmeye çalıştığı demokrasi ittifakı bu ülkede bu topluma gerçek alternatifi sunuyor. Yeni bir başlangıç için seçeneğin ve umudun nerede olduğunu gösteriyor. Bunun için bedel ödüyor. Bunun için her türlü zorluğu göze alıyor. Tekrar diğer muhalefet partilerini sesleniyorum. Macaristan gibi örnekleri de uzun uzun anlatmayacağım. Eğer bu iktidarın alternatifi olmak istiyorsanız bu iktidarın zihniyetinden uzaklaşmak zorundasınız. Gerçekten bu ülkeye demokrasi, barış, adalet getirmek istiyorsak iktidarın çizdiği oyun sahası içerisinde kalmayacaksınız. Kalırsanız alternatif değil makyajlı, yeni görünümlü eski düzenden başka bir yere çıkmaz bu yol.

Ukrayna-Rusya savaşı

Bu iktidar ülkedeki bu yıkımın üzerini örtmek için şimdi barış güvercini rolüne soyunmuş uluslararası platformda. Ukrayna işgali ile devam eden savaşta bu iktidarın rolünden söz ediyorum. Savaş yıkımdır biliyoruz. Her geçen gün fotoğraflar çıkıyor. Savaş acıdır bunu biliyoruz. Bir avuç savaş baronunun buradan nemalandığını da biliyoruz. O nedenle barışı her yerde her şart altında savunmayı varlık nedenimiz olarak görüyoruz.

Ülkede savaş politikalarına sarılan, bölgede savaş ve işgal politikaları yürüten bu iktidarın nasıl bu savaşta barışı sağlayacağına inansın insanlar. Biz uyarıyoruz. Dolmabahçe'de buluşma oldu yandaş gazeteler 'Dolmabahçe umut yarattı' diye manşet attı. Oysa Dolmabahçe'nin umut yarattığı başka bir örnek var. Dolmabahçe Mutabakatı vardı. Orda da barış umutları yeşermişti. Onları yok eden bu iktidar oldu. Üstelik en ağır savaş politikalarına başvurdu.

Böyle savaş politikaları yürüten bir iktidarın şimdi barış güvercini rolünü oynaması inandırıcı değildir. Elbette barış olsun, elbette savaş bitsin ama biz bu savaşın halkların ortak barış mücadelesiyle sona erebileceğini biliyoruz. Bir yandan savaş politikaları yürüten öbür yandan başka yerlerde barış güvercini rolü oynayanlarla değil.

Şimdi bu savaştaki arabuluculuk girişimlerini, ülkede kendi politikalarına yönelik bir olaya dönüştürmeyi başaramayacak bu iktidar. Demokrasi ittifakının temel hedeflerinden biri budur. Savaşa her yerde hayır. Barış her yerde ve hemen şimdi diyeceğiz. Sadece Ukrayna'da değil Afrin'de Rojava'da da işgale karşı çıkacağız.