Ali Babacan: 2018’de ortak aday çıkmadı, Türkiye 5 yıl kaybetti

Halk TV'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "2018'de ortak aday çıkmadı, Türkiye 5 yıl kaybetti" dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'ın moderatörlüğünde Özlem Gürses, İpek Özbey ve İsmail Saymaz'ın sorularını yanıtladı.

‘2018’de ortak aday çıkmadı, Türkiye 5 yıl kaybetti’

2018 yılındaki seçimlerde ortak aday çıkmadığı için Türkiye'nin 5 yıl kaybettiğini belirten Babacan, İsmail Saymaz’ın “Siz de o çalışmaların içerisindesiniz diye anlıyorum” yanıtı üzerine, "Görünür değildim ama tam göbeğindeydim" dedi.

Babacan, "Sayın Abdullah Gül’ün ortak aday olması yönündeki girişimleri kastediyorsunuz. Gül neden olamadı?" sorusuna şu yanıtı verdi: 

"Seçim erkene alındı biliyorsunuz, adeta baskın seçimdi. O gün duruma baktığınızda muhalefet ancak bir ortak aday çıkarttığında başarılı olması söz konusuydu. Tek tek adaylar girerse saygın araştırma kuruluşları 'olmaz' diyordu. Muhalefet dağınık olursa sayın Erdoğan kazanır diyordu. Ki oldu.. 

2018'de tam 5 yıl kaybetti memleket. O gün ortak aday formülü son günlere kadar gider iken… Sayın Gül’e teklif edildi. İsimler belli. Teklif edenleri topladığınızda rahatlıkla seçimi kazanacak bir tablo vardı."

Babacan, "Abdullah bey kabul etti mi bunu?" sorusuna ise "Hep beraber olsaydı, genel başkanlar son güne kadar sözlerinin arkasında dursaydı o iş olurdu" yanıtını verdi. "Abdullah Gül ortak aday olsa kazanır mıydı?" sorusuna da Babacan, "Saygın araştırma kurumlarına baktığınızda kazanıyordu" karşılığını verdi.

'Bunlar 1990’lı yılların karanlığında bu şekilde vardı'

Bugünün en çok konuşulan konularından biri olan organize suç örgütü liderliğinden hüküm giymiş isimlerden Sedat Peker’in videolu açıklamaları hakkında konuşan Babacan, şu ifadeleri kullandı: 

"Şu anda ülkenin karşı karşıya kaldığı tablo gerçekten çok can sıkıcı ve üzücü bir tablo. Bu tür yapılar; çete, mafya, suç örgütü gibi yapılar devletin zayıfladığı ve kamu görevlileriyle bu tür yapılar arasındaki ilişkilerin güçlendiği durumlarda böyle tezahür eder.

Bunlar 1990’lı yılların karanlığında bu şekilde vardı. Bunların tekrar tezahür etmesi ülkemiz adına çok üzücü bir durum. 

ekran-resmi-2021-05-10-01-42-10.png

'İktidarın küçük ortağının açık desteğiyle, suç örgütü lideri özel bir yasal düzenlemeyle serbest bırakıldı'

Daha yakın bir zamanda bir suç örgütünün hapiste olan bir lideri (Alaattin Çakıcı), iktidarın küçük ortağının açık desteğiyle, açık bir şekilde mecliste özel bir yasal düzenlemeyle serbest bırakıldı. 

'Gazeteciler, siyasetçiler sokak ortasında şiddet gördü'

Türkiye’de siyasal şiddet yeniden sokaklara döndü. Gazeteciler ismen hedef gösteriliyor ve sokakta şiddet görüyorlar. Siyaset yapanlar ismen hedef gösteriliyor ve şiddet görüyor. Buradaki üzücü durum; bu ülkedeki bütün yetki tek elde toplandı. Bu yetkiyi tek elde toplayan kişinin Sayın Cumhurbaşkanının da nihai bir sorumluluğu var. Gazeteciler, siyasetçiler sokak ortasında şiddet gördü. Gazeteciler, siyasetçiler sokaklarda şiddet gördü. Bu konularda Sayın Cumhurbaşkanının bugüne en ufak bir ifadesini duymadım. Üzücü olan taraf bu. Halbuki böyle durumlarda devlet, devlet olduğunu gösterir.

ekran-resmi-2021-05-10-01-44-48.png

'Videonun ilk 2-3 dakikasını izledim, dayanamadım...'

3 tane video yayımlanmış, ben ilkinin 2-3 dakikası izleyip dayanamadım, kapattım. Çünkü ülkem adına üzülüyorum. Bu ifadeleri kullanan kişi de ifadelerine güvenip, söylediklerini kabul edemeyiz. Bu da doğru değil.

'Savcılığın derhal resen hareket etmesi lazım'

Şu anda yapılması gereken nedir? Bu iddialar var mı? Savcılığın derhal resen hareket etmesi lazım. Burada bir sürü iddia var. Normal işleyen bir devlet yapısında bunları değerlendirmek siyasi partilerin işi olmamalı. Savcılıkların derhal harekete geçip bu iddiaların doğru olup olmadığını araştırması lazım.

'İşleyen bir devlette olması gereken budur'

Normal bir devlette, işleyen bir devlet yapısında olması gereken budur. Bu kadar iddia varsa, bu iddiaların doğruluğu, yanlışlığı açık bir şekilde ortaya konmalıdır. Bunu ortaya koyacak; hükümet olamaz, siyasi partiler de olamaz. Bunun doğru adresi yargıdır.

'Türkiye'de devlet yapısı ve yönetim sistemi iflas etmiş durumda' 

Şu anda devlet yapısı ve yönetim sistemi iflas etmiş durumda Türkiye’de. Aynı şeyleri daha önceki dönemlerde de yaşıyorduk. Bir Bitcoin olayı var. Paraları toplayıp yok olan insanlar var. Biz bunları banker faciasında gördük. Bankerler paraları toplayıp kaçtılar. 

'Banker krizinin olduğu tarihte de çeteler mafyalar var'

2000-2001 krizinde 20 tane banka battı, orada gördük. 6,5 milyar dolarlık mevduatı toplayıp kaçanlar oldu o dönemde. Devlet onların hepsini ödedi. Bir de şimdi görüyoruz.

Banker krizinin olduğu tarihte de çeteler mafyalar var. Demeki ki devlet görevini yapamıyor, düzenleme yapamıyor ya da yapmıyor. Suç işleyenlerle kamu görevlileriyle arka planlarda bir sürü çıkar ilişkisi olanlar var. Bunları ortaya çıkaracak olan bağımsız ve tarafsız yargıdır. 

'90’ların sonlarına bakınca da aynı şeyi görüyoruz'

90’ların sonlarına bakınca da aynı şeyi görüyoruz. Şu anda da aynı şeyi görüyoruz Türkiye’de. Ne oldu bizim cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine? Niye bu ülkenin sorunlarını çözemiyorlar. Niye böylesine önemli olaylarda sistem çalışıp da gereğini yapmıyor? Şu anda iflas etmiş bir sistemden bahsediyoruz.”

'Devlet gücünü bu noktalarda gösterir' 

Yayımlanan videoların çocuklar ve gençler tarafından da izlenebildiğine dikkat çeken Babacan, “O gençler diyorlar ki ‘Benim çalışacağım, hayatımı geçireceğim ülke bu ülke mi…’ Siyasi partinin genel başkanı hedef gösteriyor, sokak çeteleri gereğini yapıyor. Gençlerimiz böyle bir ülkede yaşamak istemiyor. Devlet sert olsa bu konuda, devlet gücünü bu noktalarda gösterir. Bir ülkede adalet yoksa, asayiş yoksa, hak yerini bulmuyorsa devlet niye var o zaman? Yapamıyorlarsa bu işleri bırakmaları lazım” dedi.

'Menfaat ilişkileri çatışmaya dönmüş' 

*Şahsi menfaatler ve grup menfaatleri olunca, kamu görevlileri ile dışardaki insanların beraberce menfaat ilişkileri oluştuğu sürece bir süre sonra bu menfaat ilişkileri, menfaat çatışmasına dönmüş. 3 videodaki iddialara bakın, burada karşılıklı çıkarlar ve menfaat çatışması var. Gerçekten çok çok yazık. Bunların böyle ortalığa dökülüp de hala adım atılmaması da bir başka yazık, bir başka ayıp.

'Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı neden susuyorlar'

'Mafyaya, çeteye, suç örgütlerine göz açtırmayacağız' diyen İçişleri Bakanlarımız vardı bizim o dönemde. Adalet Bakanlarımız yargıya müdahale etmezler ama ülkenin genelini ilgilendiren bir durum olduğunda da, yargıya bir çağrı yapar.

'Komple bir sistemin çöküşünü yaşıyoruz'

Ben soruyorum; bugünkü Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı neden susuyorlar, neden gereğini yapmıyorlar? Mahkemeler bir sinyal alsa hükümetten çalışmaya başlarlar. Yargı sistemini öyle bir hale getirdikler ki, hakimler de savcılar da çekiniyor. Yargının üzerinde baskılar var. Yargı böyle durumlarda hükümetten sinyal bekliyor, sinyal gelmeden adım atamıyorlar. Komple bir sistemin çöküşünü yaşıyoruz. 

'Ben suç örgütlerine göz açtırmam, bu ülkede bunları yaşatmam derseniz, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve yargı bunun gereğini yapar. Bu tür örgütlere alanı daraltırsınız. 

'Küçük ortak hedef gösteriyor, sokak çeteleri de gereğini yapıyor'

Bu ülkede bir siyasi partinin genel başkan yardımcısı evinin önünde öldüresiye bir şiddet gördü. Levent Gültekin'i ben aradım. 'Yapabileceğin tek şey başımı koruyum dedim ve parmaklarım kırılmış' dedi. Küçük ortak hedef gösteriyor, sokak çeteleri de gereğini yapıyor. Böyle bir ülke olabilir mi? Ondan sonda bu gençler niye Türkiye'de kalmak istemiyor. Ne yapsınlar? Böyle bir ülkede yaşamak istemiyor gençlerimiz. Halbuki devlet gücünü bu noktalarda gösterecek.

'Yapamıyorlarsa bu işleri bırakmaları lazım'

Bir ülkede adalet yoksa, asayiş yoksa hak yerini bulmuyorsa devlet niye var o zaman. Yapamıyorlarsa bu işleri bırakmaları lazım. Beceremedik demeleri lazım.

Devletin içinde kim kime ne mesaj veriyor Sedat Peker üzerinden?

Ben çok görüntüleri izlemedim tahammül edemedim ama arkadaşlarımız izlediler ve bana rapor halinde sundular. Bir çok iddia var. Uyuşturucu ticareti bu ülkenin bir gerçeği Avrupa’nın bir gerçeği. En önemli kaynağı Afganistan’dan başlayan coğrafyadır. İran üzerinden Türkiye üzerinden Avrupa’ya gider. Ama bunun minimalize olduğu dönemler vardır devletin gerçekten gücünü gösterdiği dönemler vardır bir de daha esnek  davranıldığı dönemler vardır.

'Devlet niye var?'

Bunlar da bu ülkenin gerçeği bunlar yoktur diyemez kimse. Eğer bu ülkenin sokaklarında hala uyuşturucu satılıyorsa maalesef gittiğim illerde bununla karşılaştım anne babaların en büyük yarası bu. Çocukların genç yaşta uyuşturucu maddeler kullanıyorsa Türkiye’nin bu işlerle ilgili demekki bir ticaret yolu olduğunun bir göstergesi. Devlet niye var bunlar için var.

2001 yılında kurucusu olduğumuz AK Parti başka bir parti bugünkü AK Parti başka bir parti. O gün düzgün ve işini bilen insanların sayısı çoktu. Fakat zaman içerisinde Bu insanların sayısı ciddi şekilde azaldı. Düzgün insanlar ya kendileri bıraktı gitti ya da bir şekilde uzaklaştırıldılar. Bir sürü menfaat şebekesi zaman içerisinde oluştu. İktidar gücünü merkezde ya da yerel yönetimlerde kullanan ve bu gücü kendi şahsına ve çevresine fayda sağlamak için kullanan çok sayıda insan oluştu. Bunlara maalesef sağlam bir duruş konulmadı.

Greco Sözleşmesi: Yolsuzluğa Karşı Devletler Gurubu

2014 ve 2015 yıllarında benim bakanlamın son iki yılı siyasi etik yasasını çıkartmak için çok uğraştık. Yolsuzlukla mücadele şeffaflık siyasi etik. Yasaları bırakın siyasi perspektiften etik olan ile Olmayanın yazılı hale getirilmesi çok önemli bir konudur. Bunun mutlaka yazılı hale gelmesi ve kanunlaşması lazım. Seçilmişler ve atanmışlar için etik ilkeler nedir? Şu anda Türkiye’nin böyle bir yasası yok. Halbuki Türkiye Birleşmiş Milletler’in Greco Sözleşmesi’ne (Yolsuzluğa Karşı Devletler Gurubu) Taraf. Orada etik ilkeler yazıyor. Türkiye Avrupa Konseyi’nin tam üyesi. Türkiye OECD’nin tam üyesi. OECD’nin Şeffaflıkla ve siyasi etik de ilgili bir sürü standardı var. Avrupa Birliği’nin standartları var fakat hiçbirisinin biz kendi iç mevzuatımıza bugüne kadar taşımadık. Ben bunun çok mücadelesini verdim hepsi kayıtlarda. Defalarca basın toplantıları ile anlattık. Yasa tasarılarımızı hazırladık ve bunları yapmazsak Bu beka meselesi haline gelecek dedik.

 

 

Etiketler :