CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Seçim meydanlarında çıktınız kendi korkunuzun tutsağı olarak iktidar partisine açık ve net destek verdiniz. Siz cumhurbaşkanı değilsiniz, siz cumhurun başkanı değilsiniz, siz sadece ve sadece kendi iktidarınızın başkanısınız” dedi.

Kılıçdaroğlu, seçim çalışmaları için geldiği İzmir’de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Seçim güvenliği konusunda, Yüksek Seçim Kurulu’nu işaret eden Kılıçdaroğlu, “Gerekli önlemleri almayan YSK görevini yapmıyorsa seçim güvenliği konusunda vatandaşlar doğal olarak endişe duyarlar. Bu seçimin bence en başarısız kurumu YSK’dır. YSK, iktidardaki siyasal organın yan kuruluşu gibi çalıştı. Dolayısıyla sokaktaki vatandaş, oy kullanacak vatandaş ciddi bir endişe içinde, ‘oylarımız çalınır mı’ diye” değerlendirmesinde bulundu.

-“HEPİMİZE DÜŞEN SORUMLULUK SANDIĞA GİDİP OY KULLANMAK”-

Vatandaşlara, “sandığa gidin” çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, “Hiçbir endişe taşımayınız. CHP bütün kadrolarıyla, sandık konusunda gerekli güvenliği almış durumdadır. 4 bini aşkın avukat arkadaşımız bu konuda görev almıştır. Sivil toplum örgütleri görev almışlardır. Sandığa gideceğiz, demokrasinin gereği olarak oylarımızı kullanacağız. Kullanacağız ki yaşanacak bir Türkiye’yi birlikte kuralım, kullanacağız ki hukuk devletini yeniden inşa edelim, kullanacağız ki bir dahaki seçimlerde, ‘seçim güvenliği var mıdır, yok mudur’ diye bir tartışmayı Türkiye’nin gündeminden çıkaracağız. Hepimize düşen sorumluluk sandığa gidip oy kullanmaktır” dedi.

-“KURTULUŞ SAVAŞI’NIN NE OLDUĞUNU DA BİLMİYORDUR”-

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 7 Haziran seçimlerini bir “Kurtuluş Savaşı” olarak nitelendirmesine ilişkin de şöyle konuştu:

“Sayın Erdoğan’ın tarafsızlığı konusunda endişelerimi defalarca ifade etmiştim. Aslında bir endişe olmanın ötesinde iktidar partisinin bir sözcüsü çalıştı. Onun ‘Kurtuluş Savaşı’ benzetmesi yapmasını da doğru bulmuyorum. Çünkü Kurutuluş Savaşı’nın, Kuvayı Milliye’nin ne olduğunu da bilmiyordur. İktidarda kalmak, partisinin iktidarda kalmasını sağlamak için olağanüstü bir çaba içinde, olağanüstü bir çalışma içinde. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını kullanarak nasıl seçim propagandası yapıyor? Bu zata sormak isterim, namus ve şeref kavramı nedir senin için Sayın Erdoğan?

-“SİZ CUMHURUN BAŞKANI DEĞİLSİNİZ”-

Tarafsızlığın üzerine 550 milletvekilinin önünde yemin ettin. Acaba yemin ettikten sonra tarafsızlığını unutarak meydanlara çıkıp iktidar partisine oy istemek ne zamandan beri cumhurbaşkanlarının görevi oldu. Kendisini cumhurbaşkanı olarak doğrusunu isterseniz ben kabul etmiyorum. İktidar partisinin eş başkanı gibi çalışıyor. Böyle çalışmaya da devam ediyor. Kurtuluş Savaşı’ndan söz ediyor. O Kurtuluş Savaşı’nı yapan insanlar bize tarafsız cumhurbaşkanı armağan ettiler. Siyasetle uğraşmayan bir cumhurbaşkanı armağan ettiler. 77 milyon yurttaşı kucaklayacak bir cumhurbaşkanı profili bize armağan ettiler. Siz bunların tamamını tuzla buz ettiniz. Seçim meydanlarında çıktınız kendi korkunuzun tutsağı olarak iktidar partisine açık ve net destek verdiniz. Siz cumhurbaşkanı değilsiniz, siz cumhurun başkanı değilsiniz, siz sadece ve sadece kendi iktidarınızın başkanısınız. Ortaya çıkan tablo bu.

-“KENDİNİZE SORUN ZENGİNLİK SİZİN MUTFAĞINIZA NİYE HİÇ UĞRAMADI”

Türkiye’nin zengin ve büyük bir ülke olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “7 Haziran’da sandığa giderken bütün vatandaşlarıma şunu söylemek isterim, kendinize bir sorun zenginlik sizin mutfağınıza niye hiç uğramadı. Bu yoksulluk nedir? Dün bir belediye 50 lira dağıtacak diye binlerce kişi belediyenin önünde toplandı. Binlerce yoksul aile, kadın… 21 yüzyılın Türkiye’sinde böyle bir tabloya izin verecek miyiz? Bu tablo övünülecek değil, utanılacak bir tablodur. Bu tablo iktidar partisinin tablosudur. O nedenle bütün yurttaşlarıma açık çağrıda bulunuyorum. Bu tür tabloları Türkiye’nin gündeminden çıkarmak için, Türkiye yaşanacak bir ülke olsun diye çaba harcamak için sandığa gidelim, vicdanımızın sesini dinleyelim ve oyumuzu kullanalım.”

-ERDOĞAN EN BÜYÜK ZARARI-

Kılıçdaroğlu, “Seçim sonrasında erken seçim senaryoları konuşuluyor, Cumhurbaşkanın Erdoğan’ın bu konuyla ilgili muhalefet dönük eleştirileri var” denmesi üzerine de cumhurun başkanı değil, kendi partisinin başkanı olduğunu ifade ederek, “En büyük zararı kendi partisine, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne veriyor” dedi. Burada Erdoğan’dan daha çok aslında Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) konuşulması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

“YSK üyeleri de yemin ederek görevlerine başlıyorlar. Tafrasız davranacaklardı. Seçim, devlet kurumlarının tarafsız bir ortamda görev yapacağı bir süre içinde gerçekleşecekti. Bunların hiçbirisine uyulmadı. YSK açıkça iktidar partisinin arka bahçesi gibi görev yapıyor. Oradaki insanlar açık ve net söylüyorum, kusura bakmasınlar, kendilerini yargıç olarak tanımlamasınlar. Çocuklarına da ‘biz YSK’da tarafsız bir seçim gerçekleştirdik’ demesinler. Açıkça şunu söylesinler, ‘biz iktidar partisinin seçim kurulu üyeleriyiz, onlar için çalıştık. Türkiye’de hukukun üstünlüğü, hukuk güvenliği tartışılabilir, zaten bunlar yoktu. Hukuku da biz yok ettik’ desinler.”

-“AVUCUNU YALAR”-

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine 100 bin TL’lik tazminat davası açmasıyla ilgili olarak da, “100 bin lira onu tatmin eder mi bilmiyorum. Keşke 30 milyon avroluk bir dava açsaydı da oğluna ‘paraları sıfırlandın mı’ derken belki biraz daha katkısı olurdu. Ama açıkça söyleyeyim, avucunu yalar” dedi.

Bu arada, Kılıçdaroğlu, 7 Haziran’da oyunu eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte oyunu, Ankara’da, Çukurambar Arjantin İlkokulunda kullanacak.