Kılıçdaroğlu: AKP Kaybettiğini Görüyor

Kılıçdaroğlu: AKP Kaybettiğini Görüyor
 Kılıçdaroğlu, "Türkiye’yi felakete sürüklemek istiyorsanız, AKP’yi tek başına iktidara getirirsiniz” dedi.Meriç Tafolar'ın haberine göre;Milliyet ve Vatan gazetelerini ağırlayan CHP lideri Kılıçdaroğlu, çözüm...

 Kılıçdaroğlu, "Türkiye’yi felakete sürüklemek istiyorsanız, AKP’yi tek başına iktidara getirirsiniz” dedi.

Meriç Tafolar'ın haberine göre;

Milliyet ve Vatan gazetelerini ağırlayan CHP lideri Kılıçdaroğlu, çözüm sürecinin güvensizlik üzerine kurulduğunu belirterek, “HDPli’lerin ifadelerine temenni olarak bakmak gerekir orada ana aktör Öcalan’dır” dedi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yaklaşan 7 Haziran seçimleri öncesinde, “Türkiye için en kötü senaryo AKP’nin tek başına iktidar olduğu senaryodur. Türkiye’yi felakete sürüklemek istiyorsanız, AKP’yi tek başına iktidara getirirsiniz” dedi.

Kılıçdaroğlu, önceki akşam yemekte Milliyet ve Vatan gazetelerini ağırladı. CHP adına Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu, Başdanışman erdoğan toprak ve Danışman Fatih Gürsul’un katıldığı yemekte Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila, Vatan gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Turgut Yuvacan, Milliyet gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan, Vatan gazetesi yazarı Güngör Mengi, Milliyet gazetesi yazarı Mehmet Tezkan yer aldı. Kılıçdaroğlu, 21 Mayıs’ta açıklayacakları sürpriz projelerine ilişkin detay vermezken, şunları kaydetti:

- HDP SAMİMİ DAVRANABİLİRDİ: Yüzde 10 seçim barajını kaldıralım, dedim. İktidar yanaşmadı. Yüzde 9 oy alan bir partinin Meclis’e gelmemesi demokrasi ayıbıdır. Yüzde 10 çok yüksek. Yüzde 1 oy alan partinin en azından genel başkanı parlamentoya gelmeli. İfade özgürlüğünü sokakta kullanması yerine hem parlamentoda, hem sokakta kullanması, demokrasinin derinleşmesine katkı verir. HDP daha samimi davranabilirdi. Kürt sorununun çözümü konusunda gündemin birinci maddesine yüzde 10 seçim barajını koyabilirdi.

- BİZDEN OY KAYMAZ: (HDP barajı geçmezse karışıklık olur mu? sorusu üzerine) Bir kargaşa beklemiyorum. Bir yasa uygulanıyor. Kurallar belli. Kendileri de bu kuralları tercih ettiler, sonucunu kabul etmek zorundalar. Bize gelen anketlerde HDP’nin barajı aşacağı görülüyor. En azından toplumun belli çevreleri aşması yönünde temennilerde bulunuyorlar. Entelektüel kanattan böyle bir dilek var. Bizden oy kaymaz. Ama bu, hiç kimse gitmeyecek anlamında değil. Ama CHP’den belirgin bir oy kayması olmayacak. CHP, bir yardım kuruluşu değil. Herkes izlediği politikanın sonucuna katlansın.

- EVREN’DEN NE FARKINIZ VAR: (Başbakan’ın seçim barajının seçim sonrası düşürülebileceğine ilişkin sözleri üzerine) Sadece günaydın demek lazım. Darbeye karşı olduklarını söylüyorlar. Ama darbe hukukunun arkasına saklanıyorlar. Yüzde 10 seçim barajı darbe hukuku. O zaman Evren’den ne farkınız var. Seçime, demokrasiye bakış tarzınız, Evren’in bakış tarzıyla aynı. Dar bölge önerisinde iktidar samimi değildi. Barajı kaldırın yönündeki baskımız üzerine, yine aynı sonucu doğurabilecek farklı bir yöntem buldular.

- DEMİREL’E ATIF: (Ak Parti 276’yı bulamasa ne olur? sorusu üzerine) Demirel’in güzel bir lafı var, ‘Demokrasilerde çare tükenmez.’ Türkiye’nin hükümetsiz kalması gibi bir tablonun ortaya çıkacağını düşünmüyorum. Bir şekilde çözülecek. (Erdoğan’ı kastederek) Başkanlığı gerçekleştirmek için elinden gelen her çabayı göstermeye başladı, o dönemde de yapacaktır. AKP’nin başkanlık sistemini getirme şansı yok. Binali Yıldırım ‘Azınlık hükümeti kurarız’ dedi. Azınlık hükümetine kim destek verecek?

- TÜRKİYE’NİN FELAKETİ OLUR: Türkiye için en kötü senaryo AKP’nin tek başına iktidar olduğu senaryodur. Türkiye’yi felakete sürüklemek istiyorsanız, AKP’yi tek başına iktidara getirirsiniz. Bütün vatandaşların bilmesi lazım. 13 yıllık tecrübe, bize bunu gösteriyor. AKP’nin devleti ele geçirme dışında hiçbir politikası yok.

- PATİNAJIN SORUMLUSU CHP Mİ?: Cumhurbaşkanı ‘Ekonomi üç yıldır patinaj yapıyor’ diyor. Bu üç yılın iki yılında o var. Ekonomi patinaj yapıyorsa sorumlusu CHP mi? Sıcak para olduğu sürece bunlar var. Sıcak para olmadığı sürece AKP yok. Tek kurtuluşları bol miktarda sıcak paranın oluşuydu. Onu avantaja dönüştürebilirlerdi, bu bolluk böyle devam edecek diye düşündüler, bu tabloya geldik. Ekonomik olarak zorlandılar, zorlandıkça toplum üzerindeki baskı da artıyor. Hukuku yok ediyorlar. Kendi iktidarlarını sürekli kılmanın yollarını arıyorlar.

- ATI ALAN ÜSKÜDAR’I GEÇTİ: (Ali Babacan’ın değerlendirmelerinin anımsatılması üzerine) Babacan, her ay yurtdışına gidiyor. ‘Can ve mal güvenliğimiz yok, niye geleyim, hukuk yok sizin ülkenizde’ diyor ona yabancı sermaye. Babacan da bunu seslendiriyor. bugünleri zaten arıyoruz. Makul şüpheyle gideceksiniz adamı hapse atacaksınız, malvarlığına el koyacaksınız, avukat bile savunamayacak. Hangi yabancı sermaye gelir? Eğer hükümet, birinci sınıf demokrasiyi getirseydi her yıl Türkiye en az 30 milyar dolar yabancı sermaye gelirdi. Türkiye olağanüstü avantajlara sahip, AKP bunun farkında bile değil. Babacan biraz öğrendi ama atı alan Üsküdar’ı geçti.

- SÜREÇ KESİLMEYECEK: Çözüm süreci güvensizlik üzerine inşa edildi, HDP sözcülerinin ifadelerine bir temenni olarak bakmak gerekiyor. Orada ana aktör Öcalan. Sürece ilişkin sağlıklı yorum yapmak için bugüne kadar hangi konularda uzlaştılar onu bilmek gerekiyor. Bu sorunu çözmek için 4 temel kural olmalı. Samimi ve dürüst olacaksın. Gizli, kişisel ajandan olmayacak. Millete hesabını veremeyeceğiniz angajmanlara girmeyeceksiniz. Halka ve anamuhalefete bilgi vereceksiniz. Bunlar olmazsa bu sorunu çözemezsiniz. Bunların hiçbirisi yok bu tabloda. CHP iktidarında 4 ana kural içinde çözümün adresi parlamento olacak. Parlamento dışında çözüm aramak doğru değil. Süreç kesilmeyecek. Bu sorunu bizim dışımızda hiçbir parti çözemez.

‘İşsiz kahvesi de pazarı da kalkacak’

- ANAYASA BAZILARI İÇİN YOK: Anayasa ne yazarsa yazsın eğer siz yasaları hukukun üstünlüğü çerçevesinde oluşturmuşsanız sorun kalmaz. Bütün mesele uygulamada. Anayasada cumhurbaşkanı tarafsızdır, diyor. Tarafsız değil. Yargı bağımsız değil. En son Deniz Feneri’nden beraat verdiler. Hiçbir şey olmadı. Toplum tepki mi gösterdi? Hukuku tanımamak, anayasayı çiğnemek kural haline geldi. Bunu kural haline getirenler, uyması gereken kişiler. Özal, ‘Anayasayı bir defa delsek ne olur’ dedi, kıyamet koptu. Şimdi anayasa yok bazıları için, kıyamet kopmuyor. İktidar bir devlet partisine dönüştü.

- KAYBETTİĞİNİ GÖRÜYOR: (İktidar sözcülerinin artan dini söylemine ilişkin olarak) Kaybettiğini görüyor. Elinde son bir silah kaldı. O da din. Dini kullanarak iktidarda kalmak istiyor. Onun ticaretini yapıyorlar. Bu seçimlerde karşılık bulacağını sanmıyorum. Daha önceki seçimlerde kendisine karşı çıkan kurumlar olduğunu söylüyordu. Bazen Ordu, bazen üniversiteler diyordu. Şimdi hiçbir organ yok. Vatandaş ekonomik olarak geriye gidiyorsa, borç batağına giriyorsa hiçbir unsur onu etkilemez. Birilerini cezalandırma ihtiyacı hisseder. Tabloyu göreceğiz. Bugün bozulan dengelerin de başkanlık sistemi olmadığı için bozulduğunu iddia ediyor. Sonuçta ülkeyi 13 yıldır yöneten o. O da görüyor ki ayaklarının altından bir şeyler kayıyor. İzmir’de görüyor, stat tutuyorlar, dolmuyor. Van’da da aynı tablo.

- SARAYI GÖRÜYOR: Yolsuzluğu kullanmak yarar getirmez. Anadolu’da vatandaşa baktığınız zaman, adamın o kadar çok derdi var ki, ne yolsuzluk ne demokrasi umurlarında değil. Onun derdi akşam eve nasıl gideceğim? CHP iktidarında işsizler kahvesi, işçi pazarı olmayacak ama birden bire kalkmaz... Kaçak saray meselesinde ciddi bir kırılma var. Onu gözleriyle görüyor, öbürünü görmüyor.

- BATIK KREDİLERDE ARTIŞ: Batık kredilerde artış var. AKP’nin kalesi olan bütün yerlerde artış yüzde 48-50 civarında. İnsanlar ödeyemiyorlar. Emekliye iki maaş ikramiyeyi daha önce kanun teklifi de verdik, ama ses getirmemişti. Grupta seslendirdik, olumlu yankılar gelince bildirgeye koyduk. Merkez Bankası kısa vadeli borçları bile ödeyecek durumda değil neredeyse. Onlar da tabloyu gayet iyi biliyorlar.

- ÇALIŞMA BAKANININ SÖZLERİ: (Başbakan’ın bin TL’nin altında 8 milyon emekliyi ispat ederse, istifa edeceğine ilişkin sözleri üzerine) 6 Nisan’da Habertürk’te Çalışma Bakanı, ‘Bin 100 TL’nin altında 8,5 milyon emekli aylık alıyor’ demiş. Biz de 8 milyon diyoruz bin TL’nin altında alan. Kendi bakanı diyor, istifa ediyorsa, bakanın istifa etsin. Şunu söylemesi lazım: 8 milyon değil, şu kadar milyon. O rakamı vermek istemiyor. Bin TL’nin altında emekli aylığı yok demek istiyor ama bütün emekliler de biliyorlar ki aldığı paralar düşük. 350-400 TL alan var. Bu rakama dul ve yetimler, 65 yaş aylığı da dahil.

- İŞADAMINA YÜK SAĞLIKLI DEĞİL: Vergi politikamızı değiştireceğiz. İşadamına ek yük getirmek çok sağlıklı değil çünkü onun üretim ve rekabet gücünü öldürebilirsiniz. Vergi politikasını da sadece gelir amaçlı yapmamamız gerekiyor. Katma değeri yüksek ürün üretenlerden belli süre hiç vergi almamak gibi politikalar izlememiz gerekiyor. Halı satmakla bir şey elde edemeyiz. Adam bir cep telefonu satıyor dünyanın gelirini elde ediyor. Kayıtdışıyla mücadele edeceğiz ama fincancı dükkanına giren fil gibi değil.

- ÜNİVERSİTE SINAVLARININ KALKMASI LAZIM: Zaman içinde üniversite sınavlarının kalkması lazım. İş garantili eğitim projemiz var. Bir yılı okul öncesi olmak üzere 13 yıllık bir zorunlu eğitim programımız var. Her yıl yurtdışına 15 bin üniversite mezununu doktora için gönderme var. (Dershanelerin kapatılacak olmasına ilişkin olarak) Ticari hayata siyasilerin müdahale etmesi doğru değil gerekirse kurslar açılır. Özal bir dönem kurslardan rahatsızdı. Dershaneler özel okula dönüşürse 5 yıl vergi alınmayacak dendi. Teşvik edildi, o yıl büyük bölümü özel okula dönüştü. Fakat zorunlu olarak yeniden açıldı.

‘Toplum başarılı görüyorsa kalırsınız’

- (Liderler arasındaki istifa polemiğine ilişkin) Toplumun genel yapısına bakmak gerekiyor. Toplum sizi başarılı görüyorsa kalırsınız, başarısız görüyorsa oyunuz da yüksek olsa ayrılırsınız.

‘İkisini de dikkate almıyorum’

(Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın aynı anda konuşmasına ilişkin) Emin olun ikisini de dikkate almıyorum. Onlar bir kısır polemik içine beni çekmek istiyorlar. Erdoğan, ‘Ona CHP’nin lideri demeyin, CHP’nin genel başkanı o’ diyor. Genel müdürlükten terfi ettik böylece.