İsmail Saymaz: 'AK Kürtler'in yerini 'AK Kurtlar' aldı

İsmail Saymaz: 'AK Kürtler'in yerini 'AK Kurtlar' aldı
HDP'ye yönelik kapatma davasını öngördüğünü dile getiren İsmail Saymaz, "Kuşkusuz ben de HDP kapatma davasının, MHP'nin kurultayından bir gün önce açılmasını rastlantıya bağlamıyorum." dedi.

Sözcü yazarı İsmail Saymaz, bugünkü, "İmralı tutanakları kanıt olursa" başlıklı yazısında, "AK Parti'nin tabanı daraldıkça MHP'ye ihtiyacı artıyor. MHP her geçen gün ittifak ve bürokrasiye rengini veriyor. AK Parti de milliyetçi dönüşüm geçiriyor. Çözüm sürecinin bittiği 2015'e kadar egemen olan siyasal İslam çizgisi git gide silikleşirken ‘AK Kürtler'in yerini ‘AK Kurtlar' aldı. " dedi ve  "‘Andımız' kararı karşısındaki suskunlukları da, karşı oldukları halde HDP'ye kapatma davasının açılması da bundan…" eklemesini yaptı. 

Saymaz'ın yazısı şöyle: 

HDP iddianamesindeki suçlamalar;

HDP iddianamesinde temel suçlama olarak 6-8 Ekim Kobani Olayları gösteriliyor. HDP'lilerin “halkı devlete karşı isyana azmettirdikleri” ve “iç savaş çıkarmayı” amaçladığı savunuluyor. PKK ve HDP'nin iş birliği halinde çalıştıkları savunuluyor.

Hendek Olayları “organik bağı gösteren yakın tarihteki örnek” olarak işaret ediliyor.

Yakın tarih dediği…

Kobani Olayları üzerinden yedi, Hendek'in üzerinden altı yıl geçti.

İnsan merak ediyor: Neden bugünü beklediniz?

İddianamede ayrıca ‘İmralı günlükleri'ne yer veriliyor. Günlükte Selahattin Demirtaş, Pervin Buldan ve diğer üç HDP'linin Öcalan'a “Başkanım” diye hitap ettiği vurgulanıyor. Öcalan'ın talimat verdiği, HDP'nin stratejisini ve adayları belirlediği, eş başkanlar ve grup başkanvekillerinin kimler olması gerektiğini söylediği vurgulanıyor. Bazı adayların Kandil'den belirlendiği savunuluyor.

İmralı'daki görüşmeler devletin izniyle gerçekleştirildi. Masada MİT görevlisi vardı.

Bu görüşmeler suç ya da bir suçun kanıtı olursa İmralı'ya izin verenler de gelecekte yargılanır.

İddianamede HDP'ye eleştiriler yöneltiliyor. Fırat Kalkanı, İdlib, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ve Gara'daki tutumları kastedilerek, şöyle deniliyor:

“Parti hiçbir milli meselede devletin yanında yer almamış aksine Türk devletinin ve milletinin karşısında yer alan kim varsa haklı olup olmadıklarına bakmaksızın ön kabulle onların safında yer almayı tercih etmiştir.”

HDP'nin sosyolojisi

Kimi HDP'lilerin PKK'yı övdüğü ve ona sempati duydukları reddedilmez bir gerçek.

Ancak 6.5 milyon seçmenin bu partiye ısrarla oy verdiğini ve bir sosyoloji oluşturduğunu görmek gerekiyor. Bu, salt seçmen topluluğu değildir.

Milyonların aynı politik nedenle HDP'ye oy vermesi başlı başına bir soruna işaret ediyor. O da Kürt sorunudur.

Bu sorun…

Bir yandan terörle mücadele ederken, diğer yandan demokratik alanın genişletilmesiyle çözülebilir. Partisi kapatılan, milletvekiline dokunulan, belediyesine kayyum atanan seçmen korkarım Ankara'dan umudunu kesecek.

Kaldı ki HDP kapatılsa da yenisi kurulur.

Şu an HDP'nin yedeği olan Demokratik Bölgeler Partisi, TBMM'de bir vekille temsil ediliyor.

“O da kapatılır” diyeceksiniz.

Peki, bu çözüm müdür?

HEP'ten HDP'ye hangi parti kapatıldıysa bir sonraki daha radikal ve daha kitlesel hale geldi."