Davutoğlu TRT'yi Yalanladı
Davutoğlu Almanya Başbakanı Merkel ile yaptığı basın toplantısında TRT'nin "Cizre'deki bodrum kata düzenlenen operasyonda 60 PKK'lının öldürüldüğü" haberini yalanladı.
Başbakan Davutoğlu, TRT'nin "Cizre'de 60 PKK'lı öldürüldü" haberine yalanladı. TRT Haber, dün gece geç saatlerde Cizre'deki bodrum kata düzenlenen operasyonda "60 PKK'lının öldürüldüğünü" ileri sürmüştü.
Davutoğlu, "Erdem Gül ve Can Dündar'la birlikte bazı gazeteciler hapishanede. Silopi’de Cizre’de insan hakları ihlalleri var" eleştirisi yönelten Alman gazeteciye sinirlendi.
Davutoğlu ve Merkel, Çankaya Köşkü'ndeki görüşmenin ardından açıklama yaptı. Merkel, mülteci kampında kalanlara Almanya'nın da yardım edeceğini söyledi. Davutoğlu ise, AFAD ve Almanya Teknik Yardım Grubu'nun sınırdaki sığınmacılara yardım konusunda birlikte çalışacaklarını açıkladı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu:
Bir tarafta Cenevre Konferansı toplanmaya çalışırken diğer taraftan Rus savaş uçakları Halep'te sivilleri bombalıyor. Azez hattında insani yardımların yolu kesildi. Sınırımızda 35 bin Suriyeli bekliyor. Halep fiilen bir kuşatma altına alınmaya çalışılıyor. Halep'teki Suriyeli siviller için yeni bir trajedi söz konusu. Halep'e yönelik saldırı bir an önce sona ermelidir.
10 önemli başlıkta Almanya ile ortak hareket etmek konusunda anlaştık.
AFAD ve Almanya yardım kuruluşunun şu an Türkiye sınırındaki Suriyeli mültecilere yardım etme noktasında bir araya gelinecek.
Bakanlar Kurulu'nda özel bir başlıkla ele almıştık. İnsan kaçakçılığının önüne geçmek için yoğun bir operasyon yapıyoruz.
Sahte can yeleği üretenlere yönelik operasyonlarımız artarak devam ediyor.
Almanya ve Türkiye Frontex'in daha yoğun çaılşması için çaba sarf edecek.
Suriyeli mültecilerin acıları üzerinden istismar yapmak isteyenler var. Suriyeli olmamalarına rağmen mülteci olmamalarına rağmen bu hattı kullananlara yönelik adımlar atılacak.
Suriyeli mültecilere yardım etmek için 3 milyar euronun kullanımı için adımlar atıldı.
Suriye'den gelen mülteciler NATO'nun da gündeminde.
Angela Merkel:
Londra Konferansı'ndan sonra yeniden bir araya geldik. Almanya olarak neler yapabiliriz konusunda görüş alışverişinde bulunduk. Suriye'deki göçmenlere değil Türkiye'de olsun diğer ülkelerdeki insanlar için de yardım etme kararı aldık. 2254 numaralı ilke bildirgesine de bakmamız lazım. Rusya da kabul etmişti bu bildirgeyi. Sivillere yönelik operasyonları durduracağına yönelik bir anlaşmaya imza atmıştı. İnsani yardım konusunda da mutabık kalınmıştı. Rusya da bu anlaşmayı imzaladı. Türkiye Suriye sınırına baktığımızda insanların korku içinde olduğunu görüyoruz. Alman yardım kuruluşu da yardım edecek ve mültecilerin yeni kamplarda beslenmesine yardımcı olacaklar. Almanya üzerine düşeni yapacaktır. Yasa dışı göçten bahsettik. Türkiye ve Yunanistan arasında böyle bir göç yaşanmakta. Emniyet güçleri arasında bir işbirliği olacaktır.
NATO'da da bu konuyu ele almak istiyoruz. Özellikle denizlerdeki izleme ve gözleme işlerinin desteklenmesi konusunda adımlar atma konusunda kararlar aldık.
Ocak ayında Yunan adalarına gelen mültecilerine baktığınızda sadece yüzde 45'i Suriyeliydi. Sadece Türkiye için değil bizim için de önemli bir husus.
Biz Türkiye ve Yunanistan arasındaki geri kabul anlaşmasını da desteklemek istiyoruz. Çok yoğun konuları ele aldık.
GAZETECİLERİN SORULARI
Varılan anlaşma sonrasında 3 milyar euro'nun ödeneceği tarih belli mi? Halep saldırıları sonrası yeni bir göç dalgası var. O kapılar kapansın Avurpa'ya açılmasın deniyor...
Merkel: Biz mümkün olduğu kadar kontenjan yaratarak yasal yollarla Suriyelileri Türkiye'den avrupaya gelmesini sağlamak istiyoruz. Bu görevi paylaşmak istiyoruz. Türkiye bütün mültecileri kabul edecek anlamına gelmez. Şu anda yasa dışı göç var insan tacirleri yüzünden insanlar denizde ölüyor. Ama diğer taraftan bizim organize edeceğimiz yol var. Suriyelilere geçici bir vatan oluşturuluyor. Şimdi bir geçiş aşamasındayız. Önce bu parayı bir harcayalaım sonra gerekirse başka kaynak da sağlanabilir.
30 bin kişi giriş için bekliyor. Bu konuyla ilgili Türkiye'ye nasıl destek verirsiniz?
Merkel: AB ve Türkiye arasındaki işbirliğiğ Türkiye'yi yanlız bırakmamak için atılan bir adımdır. Mülteciler için bir proje tanımlanmıştır ve Türkiye'nin işi de kolaylaştırma noktasında adımlar atmak oldu. Ne şekilde görev dağılımı yapacağımızı kendi aramızda görüşeceğiz.
Cizre'de yaralıların da olduğu bodruma operasyon yapıldığı iddiası var. Sizin bir açıklamanız var mı? Mültecilerle ilgili 10 başlıklı bir anlaşmaya varıldı. Ülkenizdeki keskin mülteci karşıtlığıyla ilgili fikriniz nedir?
Davutoğlu: Teröre karşı çok ciddi bir mücadele ediliyor. Maalesef Türkiye'de terörün yöntemleri ve uyguladıkları yöntemleri geliştirdikleri ve ciddi bir Türkliye'de şehirleri destabilize etmek için çaba harcadıkları aşikar. Cizre istismar edilen bir alan. Kamu düzenini tesis etmek için, silahlı unsurların kalmaması için bir mücadele yürütüldü. Sivil zaiyatlar konusunda da dikkat edildi. Bütün yaptıklarımız da demokratik hukuk kuralları içinde yürüyen bir adımdır. Resmi olarak bizim tarafından açıklanmamış hiç bir habere itibar edinmeyin. Binada çok sayıda yaralı vardı ve orada çok sayıda ölü var gibi bir algı oluşturulmak istendi. Ancak bildiğiniz gibi bu ambulansların yaralılara erişimi de engellendi. Kısa bir süre sonra Cizre'de operasyon tamamlanacak. Bu sabah Valiliğimizin yaptığı açıklama referans olmalı. Diğer açıklamalar spekülasyon.
"Gazeteciler hapishanede; Cizre’de insan hakkı ihlalleri var" diyen Alman gazeteciye tepki
3 yıl önce Gezi olaylarında Türkiye’ye eleştiriler yöneltmiştiniz. Şu anda Türkiye’de insan hakları hakkında örnek vermiştiniz. Şu an durum düzelmedi. Örneğin Türkiye 195. Sırada Türkiye. Erdem Gül ve gazeteci daha hapishanede. Silopi’de Cizre’de insan hakları ihlalleri var. Emniyet güçleri sivil halka gözetmeksizin hareket ettiğinden söz edilmektedir. Almanya sessizliğe büründü. Neler söyleyebilirsiniz?
Merkel: Biz çözüm sürecinde çok umutluyduk. Biz eleştirilen konuları da ele alıyoruz. 2-3 yıl içinde sorunsallar da değiştir. Suriye karıştı. AB ve Türkiye arasındaki müzakareler de yürütülüyor. Eleştirel konularda da görüşmelerimiz oldu.
Davutoğlu: Basın toplantısı iki başbakan arasında ama, üçüncü bir basın açıklaması oldu. Esas itibariyle siyasi bir statement yapıldı. Buna da saygı duyuyoruz, Türk başbakanın yüzüne bakılarak bunun yapılması da önemlidir. Sorunun kendisinde birçok eleştiriyi aşan suçlamalar var. Türkiye’de herkes, hükümete, bana eleştiri getirebilir. Bugünkü gazetecilere dahi baksanız eleştirel yazıların destek yazılarından daha çok olduğunu görebilirsiniz. Eleştirinin objektif bir şekilde olması lazım. Türkiye iki seçim geçirdi. Serbest propagandanın yapıldığı, Türkçe ve Kürtçe propagandanın yapıldığı, hükümete dönük eleştirilerin çok yoğun yapıldığı bir ortamda gerçekleşti. Partilerin açıklamalarına bakın. Her şey konuşuldu. Bugün TBMM’nin herhangi bir oturumunu izleseniz, en aykırı fikirlerin nasıl konuşulduğunu görürsünüz. Türkiye demokratik bir hukuk devletidir. Herhangi bir kısıtlama olursa ona önce biz karşı çıkarız.