'CHP, Sığınılacak Bir Baba Evi'

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, 'CHP sığınılacak bir baba evidir' dedi.

ÖNCE TÜRKİYE DEDİK: 7 Haziran’da ortaya konan bir sandık iradesi var. Bu iradenin gereği olarak CHP, Türkiye’nin içinde bulunduğu koşulları da düşünerek, sorumluluk alma noktasında açık bir tavır sergiledi. Bunu, koalisyon görüşmelerinde muhataplarımız kabul ediyor.

Toplumdaki kutuplaşmanın azaltılması, bozulmakta olan iç huzurun tekrar kurulabilmesi, artan terör olaylarının önlenebilmesi ve ekonomik açıdan Türkiye’nin önünü görebilmesi açısından hükümet kurmanın gereğini önemle çizdik. Bizim için şahıs ya da parti çıkarı değil, Türkiye’nin huzuru önemlidir. ‘Önce Türkiye’ dedik.

CUMHURBAŞKANI’NIN KORKULARI: 7 Haziran sonrası hükümet kurulamamasının tek nedeni mevcut cumhurbaşkanının korkuları, endişeleri ve bugüne kadar yaşanan hukuksuzlukların ortaya çıkma tehlikesiydi. Hükümet kurulmasını mevcut Cumhurbaşkanı istememiştir, engellemiştir. Şimdi, tek başına AKP iktidara gelirse yaşadığımız tüm bu sıkıntıların sona ereceğini anlatmaya çalışıyorlar. AKP, artan terör olaylarının sorumlusudur. AKP, Türkiye’deki ekonomik istikrarsızlığın baş nedenidir.

PAPAĞAN GİBİ TEKRAR: CHP, bildirgesini açıkladığında kaynak yok diye bağıranlar, köşeye sıkışınca aynısını papağan gibi tekrar etmeye başlamışlardır. Kendin pişir kendin ye mantığıyla yandaşlarıyla beraber yağmaladıkları milli geliri esas hak sahiplerine 13 yıldır dağıtmayanlar şimdi vaatlerde bulunuyorlar. Oyların yüzde 40’ın altına düşünce mi aklına geldi emekli, iktidardan uzaklaşınca mı aklına geldi taşeron işçiye kadro vermek vaadi?

KİMSEYİ KIŞKIRTMAYAN TEK LİDER: CHP’nin tutumu çok açık çok net. Dikkat ederseniz, bütün gerginliklere, acı olaylara, şehitlerimize, sivil katliamlara rağmen sağduyusunu koruyan siyaseten kimseyi kışkırtmayan, herkese huzur ve güven telkin eden tek siyasi parti var, tek siyasi lider var. CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu.

KARDEŞÇE YAŞAMAYI SAĞLAYACAĞIZ: CHP’nin 7 Haziran sonrası ve son yaşadığımız terör olayları karşısındaki tutumu, Türkiye’de hiç kimseyi dışlamayan, kucaklayıcı tutumu, duruşu, huzur isteyen, birlikte yaşama iradesini sağlamlaştırmak isteyen herkes için önemli bir güven kapısı.

Yani en zor günlerde CHP, siyaseten sığınılacak bir baba evi gibi duruyor. Kılıçdaroğlu’nun Bafra’da yaptığı konuşmadaki şu sözü hatırlatmak istiyorum: ‘Hep beraber ayyıldızlı bayrağımız altında, bu ülkede kardeşçe, huzur içerisinde yaşamayı sağlayacağız. Bunun güvencesi biziz’. İzlediği politikalarla da topluma bu noktada güven veren bir çizgiyi ısrarla sürdürüyor.

SEÇENEK OLMAKTAN ÇIKTI: Türkiye, AKP ile sonu belirsiz bir karanlık tünelde yol almak istemiyor. İkiyüzlü politikalarla herkes tarafından kandırıldığını ifade eden söylemlerle, yolsuzluk hikâyeleriyle sakatlanmış iddialarını çürütmüş bir AKP’nin kendisine oy veren onurlu, namuslu, mütedeyyin yurttaşlarımız tarafından da seçenek olmaktan hızla çıktığına tanık oluyoruz.

OLSA OLSA Zaytung HABERİ: AKP içinde çok sayıda kişinin 1 Kasım sonrasında yaşanan tüm süreçlerle ilgili itiraflarına, karşılıklı hesaplaşma çağrılarına tanık olacağımızı şimdiden görmek gerekiyor. Kendi içinde hesaplaşmaya giden bir siyasi partinin kendi yarattığı istikrarsızlığı, ‘ben gidereceğim’ diye ortaya çıkması olsa olsa bir zaytung haberi olur.

GECE YARISINA KADAR ÇALIŞIYORUZ: Ankara 2. bölgede herkesi kucaklayan bir Fethi Yaşar gerçeği var. 3 aylık 2. bölge milletvekilleri olarak, yurttaşlarımızla gece yarısına kadar bir araya geliyoruz. Tüm amacımız CHP’nin 7 Haziran’dan daha fazla sayıda milletvekili çıkarabileceği bir sonucu elde etmek.

‘EN MİLLİYETÇİ ELBİSELERİNİ GİYDİLER’

Düne kadar PKK terör örgütüne ve onun başındaki kişiye en uzunundan en kısasına kadar övgüler yağdıranlar bugün 180 derece dönerek en milliyetçi elbiselerini giyerek milletin karşısına çıkmaya çalışıyorlar.

Siyasetin dışında durması gereken kişi ise kafayı Nobel’e takmış, kendisine bu ödülün verilmediğini bütün dünyanın mizah objesi olarak ifade edebiliyor. Nobel dağıtılan dallar da, ‘ikiyüzlü politika uygulama’, ‘hukuku rafa kaldırma’, ‘insanları ayrıştırma’, ‘yolsuzluklara kol kanat germe’ gibi dallar olsa bunlardan mutlaka kendisine Nobel payı çıkardı.

Meriç Tafolar / Milliyet