AKP ve MHP yeni seçim kanunu taslağını duyurdu: İttifakın etkisi azaldı

AKP ve MHP'nin hazırladığı seçim ve siyasi partiler yasası Meclis Başkanlığı’na sunuldu. Çalışmayı AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız açıkladı. Düzenlemeyle seçim barajı yüzde 10'da yüzde 7'ye indirildi.

AKP ve MHP’nin Seçimi Kanunu değişiklik teklifini AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ile MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız kamuoyuna açıkladı. Teklifte; seçim barajı yüzde 10'dan yüzde 7'ye düşürülmesi, ittifakı oluşturan partilerin çıkaracağı milletvekili sayısı seçim bölgesinde ittifak içinde elde ettiği oy sayısı esas alınarak d’Hont uygulamasıyla belirlenmesi öngörüldü.

AKP'li Yazıcı, seçim barajının yüzde 7'ye indirilmesini teklif ettiklerini belirtirken MHP'li Yıldız seçim barajına ilişkin, "Kanun teklifi ile milletvekilleri seçim kanununda yüzde 10 olarak uygulanan ülke seçim barajı yüzde 7'ye indirilmesi önerilmektedir. Daha fazla partinin, görüşün Meclis'te bulunması hedeflenmiştir" ifadelerini kullandı.

Ne değişecek?

Düzenlemeyle, ittifakların milletvekili çıkarmada etkisi azladı. İttifak, küçük partilerin barajı geçtikten sonra vekil çıkarma hakkına sahip olma hakkı ile sınırlı kalacak.

Siyasi partilerin seçime girebilmeleri için Meclis'te 20 milletvekili ile grup kurma şartı kaldırılıyor.

Partilerin, en az 41 ilde seçimden 6 ay önce örgütlenmeyi tamamlamaları gerekecek. Bu madde ile milletvekili transferi engellenecek.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Yazıcı, şöyle konuştu:

Teklif 15 maddeden oluşuyor: 15 maddeden oluşan çalışmamızı maddeler kısmında özetleyeceğim. Bu 15 maddenin iki maddesi 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu ile ilgili. Bir maddesi 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu ile ilgili. Dokuz maddesi 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Kanunu ile ilgili. Bir maddesi 2972 sayılı Mahalli İdareler Kanunu ile ilgili.

D’Hont sistemi uygulanacak: Teklifimizin 1. maddesinde 2839 sayılı kanunun 33. maddesinde yer alan ülke seçim barajını 7'ye indirilmesini teklif ediyoruz. 2. maddesi ile 2839 sayılı kanunun 34. maddesinin birinci fıkrasında kelime düzeltmeleri yapıyoruz. Bu maddenin son fıkrasını yürürlükten kaldırıp şu maddenin yer almasını öneriyoruz: ‘İttifakın aldığı oy toplamı ülke barajını geçtiği takdirde seçim çevrelerinde milletvekili hesabı ve dağılımı ittifak içinde yer alan her bir partinin o seçim çevresinde aldığı oy sayısı dikkate alınarak bu maddenin üçüncü fıkrasına göre yapılır.’ Dhondt sistemi uygulanır.

Seçimlerde TBMM’de grup avantajı kalkacak: Teklifin 3. maddesi ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 36. maddesinde düzenleme siyasi partilerin seçimlere katılmalarına ilişkin TBMM’de grubu bulunması koşulunu madde metninden çıkarıyoruz. Bir fıkra ekliyoruz, siyasi partilerin takip eden her seçime girerken bu maddede öngörülen örgütlenme oranında kongre işlemlerini yapmış olmalarını aranmasını bir defa en azından tolere ederek öngörmüş bulunuyoruz. Teklifin 4. maddesi ile benzer düzenleme 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Hakkındaki Kanun’da yer alıyor. O düzenlemeyi de buna uygun hale getiriyoruz. 5. madde ile 298 sayılı kanunun 15. maddesinde düzenlenen il seçim kuruluna ilişkin yeni bir düzenleme öneriyoruz. Bu düzenlemeye göre il seçim kurulu başkan ve üyeleri ile yedek üyelerinin birinci sınıfa ayrılmış hakimler arasında adli yargı, adalet komisyonunca kura çekmek suretiyle belirlenmesine ilişkin bir düzenlemeye gidiyoruz. Birinci sınıfa ayrılmış hâkim yoksa bu defa kıdem esasına göre bu işlemi adalet komisyonunu icra edeceğine ilişkin düzenleme getiriyoruz. Teklifin 6. maddesi ile benzer düzenlemeyi ilçe seçim kurulları için öneriyoruz. Teklifin 7. maddesi ile 298 sayılı kanunun 23. maddesinde bir fıkra eklemesini öneriyoruz. Sandık kuruluna üye bildirme hakkı bulunan bir parti oluru olmadan başka bir parti üyesini sandık kurulu üyesi olarak gösteremez. Böyle uygulamalar var uygulamadan doğan sorunu bu düzenleme önerisi ile giderilmesini teklif etmiş bulunuyoruz.

Bir yıl önceki seçmen kütüğü ile işlem yapılacak: 8. madde ile 298 sayılı kanunun 33. maddesine bir fıkra eklenmesini öneriyoruz. 2972 sayılı Mahalli İdareler ve Mahalle Muhtarları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun uyarınca yapılacak seçimlerde birinci fıkra gereğince yerleşim yeri adresine göre oluşturulan bir yıl önceki seçmen kütüğü güncelleme işlemleri yapılır. Teklifin 9. maddesi ile 298 sayılı kanunun 36. maddesine birinci cümleden sonra bir fıkra eklenmesini öneriyoruz. Adresi kapanmış olması sebebiyle adres kayıt sisteminde görünmeyenler en son seçmen olduğu adrese göre seçmen listelerine kaydedilir. Seçme seçilme hakkı demokratik hakların başında yer alır bu anlamda vatandaşın kütükten düşmesini önlemeyi hedefliyoruz. Teklifin 10. maddesi ile 298 sayılı kanunun 40. maddesine adres kapanmış olması sebebiyle adres kayıt sisteminde görünmeyenler ise en son seçmen olduğu adreslerine ibaresini ekliyoruz. Biliyorsunuz adres kayıt sistemine göre adrese yeni kişiler kaydedildiğinde eski kayıtlar otomatikman devre dışı düşüyor. Kişi orada kayıtlı olduğunu zannederken bakıyor ki orada devre dışı. Bu sorunu gidermiş oluyoruz.

“Başbakan” çıkıyor cumhurbaşkanına yasak yok: Teklifin 11. maddesi ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne uyum düzenlemesi yapıyoruz. Burada 65. madde başlığı başbakan ve bakanlara ilişkin yasaklar başlığını taşıyor. Bunu ‘bakanlar’a diye düzenleme yapıyoruz. 155. maddesinde ise yine ‘Başbakan’ sözünü madde metninden çıkarıyoruz bakanların yasaklara uymamaları halinde düzeltme yapıyoruz.

İlk sırada yer alan muhtar adayına en geç bir ay içinde mazbata: Teklifin 12. maddesi ile 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyeti Seçimi Hakkındaki Kanun’un 32. maddesine şu fıkranın eklenmesini öneriyoruz. ‘Seçim sonucuna göre ilk sırada yer alan muhtar adayı seçilme yeterliliğine sahip olduğunu en geç bir ay içinde belgelendirmesi halinde kendisinin seçimi kazandığına dair ilçe seçim kurulunca mazbata verilir.’ O süre içinde getirmezse ikinci üçüncü devam ediyor. Bu da muhtar seçimlerinin sık sık iptal edilmesi suretiyle seçimlerin yenilenmesi gibi yanlış uygulamayı ortadan kaldırmayı hedefliyoruz.

'Demokratik rejimle idare edilen ülkelerde yönetim yetkisinin kaynağı seçimlerdir'

Kanun teklifinin ülkemize, milletimize, demokrasimize hayırlar getirmesini diliyorum. Siyasi partiler ve seçimler demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. Siyasi partiler demokrasinin örgütlü yanını seçimler ise millet egemenlinin görünür yanını ortaya koyan araçlardır. Demokratik rejimle idare edilen ülkelerde yönetim yetkisinin kaynağı seçimlerdir. Milletin temsilcileri seçimler vasıtasıyla göreve gelir seçimler vasıtasıyla temsil ve yönetme ehliyetini kaybederler. Bu itibarla Siyasi Partiler Kanunu ile seçim kanunlarının içeriği ve uygulaması o ülkenin demokrasi standartlarını gösteren önemli belgelerdir. Ülkemizde seçimler uzun yıllardan beri yerleşmiş uygulamalar ve kanunlar çerçevesinde serbest, eşit, gizli oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre yargı yönetimi ve denetiminde yapılmaktadır. Temsilde adalet ve yönetimde istikrar parlamenter sistem içinde her zaman mümkün olmamıştır. Gerek bu kanun değişikliği gerek önceki değişiklerle bu kavramların dengelenmesi hususunda bir çaba gösterdiği mutlak bir hakikattir. Demokratik ülkelerde bu iki kavramın uyumunda yaşanacak zorluklar karşısında bu ilkelerin hangisine ağırlık verileceği o ülkenin siyasi birikimi ve toplumsal tecrübelerine göre değişiklikler göstermektedir.”

Feti Yıldız: Salt grup kurmuş olmak seçime katılmak için yeterli görülmemiştir

Fethi Yıldız, şöyle konuştu:

“Kanun teklifi ile Milletvekili Seçim Kanunu’nda yüzde 10 olarak uygulanan ülke seçim barajı 7’ye indirilmesi önerilmektedir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde yönetimde istikrar sorunu bulunmaz. Bu değişiklikle ülke seçim barajında indirim yapılarak daha fazla partinin ve görüşün Meclis’te bulunması ve temsilde adaletin güçlendirilmesi hedeflenmiştir. 12 Eylül askeri darbesinden sonra yasama yetkisini kullanan Danışma Meclisi ve Milli Birlik Komitesi’nin sistemimize dahil ettiği seçim barajı değiştirilmektedir. Milletvekili Seçim Kanunu’nun 34’üncü maddesinde yapılan değişiklik ile ittifakı oluşturan siyasi partilerin her birinin çıkaracağı milletvekili sayısının hesaplanmasında her seçim bölgesinde ittifak içinde elde ettiği oy sayısı esas alınarak genel d’Hont uygulaması ile belirlenecektir. Siyasi partilerin aldıkları oy sayıları kanunda gösterildiği gibi önce bire, sonra ikiye, sonra üçe ve çevrenin çıkaracağı milletvekili sayısına ulaşılıncaya kadar bölünecektir. Elde edilen paylar en büyükten en küçüğe doğru sıralanır. Siyasi partilere ve bağımsız adaylara rakamların büyüklük sırasına göre milletvekili tahsis olunur. Önerilen bu değişiklik ile siyasi partilerin tüzel kişiliklerine destek verilmiş, ittifakların ortak amaçları ve hedeflerinin yanında, program ve ittifak dışı hedefler itibariyle, ittifak içinde görünür olan her partinin ittifak dışında görünürlüğü güçlendirilmiştir. Ayrıca siyasi parti tercihlerinde belirli bir ortak hedef veya hedef ötesinde seçmen iradesinin kendi partisi dışında başka partilere yansımaması da gözetilmiştir. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun siyasi partilerin seçimlere katılabilmesi için TBMM’de grup oluşturmuş olmaları seçenek olarak yeterli görünür olduğu bilinmektedir. Oysa TBMM’de grubu bulunmak Meclis faaliyetleri ile ilgilidir. Bu sebeple parti grupları ile konuları detaylı bir şekilde Meclis İçtüzüğü içerisinde yer almaktadır. Demokrasi bir yönüyle örgütlü toplum demektir. Örgütlenmenin en özgün şeklini siyasi partiler oluşturur. Siyasi partilerin örgütlülüğü demokrasinin yaygın ve katılımcı olmasının önünü açmaktadır. Seçime katılmak için teşkilatlanma ve kongresini yapmış olma şartı yeter bir şart olarak öne çıkarılmıştır. Vekillerin bu amaçla kullanılması siyasi etik bakımından doğru bulunmamıştır. Salt grup kurmuş olmak seçime katılmak için yeterli görülmemiştir. Siyasi partilerin örgütlülüğü önemsenmiştir.”

Yazıcı: İttifakın oyundan faydalanarak milletvekili çıkaramayacak

Basın mensuplarının ittifak ile ilgili maddeye örnek istemesi üzerine Hayati Yazıcı, “Mevcut durumda ittifak barajı geçmesi halinde; oylar ittifak içinde toplanıyor, genel d’Hont sisteminde; kaç milletvekili ittifakın çıkaracağı genel sıralamasına giriyor ve ittifak kategori haline geliyor. İttifakı oluşturan partilerin o milletvekilinin oy oranlarına göre ortak oy dağılımı yapılmak suretiyle kendi içinde hesaplanıyor. Burada biz bunu ayrıştırdık. Her partinin d’Hont uygulamasında görünür olmasını sağladık. Yani ittifakı oluşturan oy oranları, ittifak çerçevesinde oyu belirlenecek, o oyla birlikte genel d’Hont sıralamasına girecek. Türkiye’de milletvekili dağılımı yapılırken bütün partiler dahil… Yokmuş gibi değil çünkü ittifakta oylar var, etkisi var, ittifak dışında hesaplama yapılacak. İttifak içinde aldıkları oylar belirlenecek, sonra ittifak olursa her partinin aldığı oy miktarı genel d’Hont sıralamasında işlem görecek” dedi.

Yıldız ise “Daha açık şekilde izah edeyim. Milletvekili Seçim Kanunu’nda yapılacak değişiklikle siyasi partiler seçim bölgesinde gerekli oy oranına ulaşmadan içinde bulunduğu ittifakın oyundan faydalanarak milletvekili çıkaramayacaktır. Açık izahı budur. Türkiye genel barajını ittifak ile geçecek ancak milletvekili çıkarması kendi oyuna bağlı. Çünkü bu çok büyük haksızlıklara sebep olmuştur” dedi.

'Seçim ittifakı ile baraj sıfırlandı, önemi kalmadı'

Muhalefetin seçim barajının daha da düşük olması teklifi getirmesi durumundaki yaklaşımlarının sorulması üzerine Yazıcı, “Yaklaşım görürse olur, görmezse kanunla ilgili müzakere süreçleri var, komisyonlarda göreceğiz” dedi. Yazıcı, “Meclisin iradesine ipotek koyamayız. Bu bizim teklifimiz. Bugüne kadarki verileri böyle değerlendirdik, böyle uygun gördük. Meclis ne yapar bilmiyoruz” dedi.

Yıldız ise “Seçim ittifakı ile baraj sıfırlanmıştır bir yönüyle. Bunun için 7 olmasının 5 olmasının fazla önemi kalmamıştır” dedi.

“CUMHURBAŞKANINA YASAKLAMA SÖZ KONUSU DEĞİL”

Teklifin 11. maddesinin sadece bakanlar ile sınırlı tutulması ve aynı zamanda bir partinin genel başkanı olabilen cumhurbaşkanına sınırlama getirmemesi rekabet anlamında haksızlık yaratıp yaratmayacağı yönündeki soruya Yazıcı, “Cumhurbaşkanı ile yasaklama sınırlaması söz konusu değil. Dolayısıyla bizim çalışmamızın söz konusu değil. Biz burada uyum düzenlemesi yapıyoruz. Başbakan yok mevzuatımızda onu çıkardık. Uyum düzenlemesinde olmadığı halde kanunda yer alıyor. Bu bir uyum düzenlemesidir” dedi.

Teklifin kapsamlı olmadığı bu yüzden de erken seçim olabileceği yönünde değerlendirmeye Yıldız, “Bu kanun yürürlüğe girdiği andan itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz. Erken seçim tartışmalarına son verilmiştir” dedi.