Bahçeli'den 'anayasa' mesajı: Ön şartsız hazırız

Bahçeli'den 'anayasa' mesajı: Ön şartsız hazırız
MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuşuyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündemi değerlendiriyor. Bahçeli konuşmasına, TBMM'nin kuruluşu olan 23 Nisan 1920'yi hatırlatarak başladı. Bahçeli, bütün çocukların bayramını kutlarken, Mustafa Kemal Atatürk'ü de andı.

Bahçeli'nin satırbaşları şöyle: 

23 Nisan 1920

Önümüzdeki cuma göre TBMM'nin 101'inci açılış yıldönümünü kutlayacağız. İlk meclis tarih sahnesindeki yerini aldı. Seçimlerle belirlenmiş mebuslar Ankara'da toplandı. İşgale, istilaya, ihanete karşı ilk Meclis'in eşsiz iradesiyle direnilmiştir. Milli iradenin özlemlerinden kopmamıştır. Dünya üzerinde zillete ve zulme savaş açan ikinci bir millet o güne kadar görülmemiştir. İlk meclis zaferden zafere koşarak düşmanı söküp atmıştır. İlk meclis zalimlere karşı milletin aklıdır. 

Mondros Ateşkes Anlaşması imparatorluğumuzun esaret ve teslim belgesiydi. Osmanlı İmparatorluğu, 1. Dünya Savaşı'ndan çıktığında 1 milyon metrekarelik toprağını kaybetmişti. Yalnızca toprak değil egemenlik de elden çıkmıştı. Şeytani emellerden rahmani sözler beklemek boşuna gayretti. İlk meclis bitkin Anadolu bozkırından bir güneş gibi parladı. Umutsuzluğun koyu sisini dağıtmak maksadıyla bir irade sivrildi.

Ortak paydaları vatanseverlik olan mebuslar bir araya geldi.

İlk mecliste ışık yoktu. Yasama faaliyetleri mum ışığında yapılıyordu. Sıralar mekteplerden taşınmış, sararmış kağıtlara yazılmıştı. İlk Meclis'in mebusları 8 ay maaş alamamıştı. Meclis'imizin açılışı Türk milletinin tam bir mutabakatla, milli kimlik ve hedefle buluşmasının yıllardır süren kayıtlarının çöküntüsünü atarak güç ve moral depolamasının, derlenip toparlanmasının, silahla verilen bir mücadele bile sağlanan milli mücadelenin dönüm noktasıdır.

23 Nisan 1920 tarihi elbette ki 3 yıl sonra varlığını ve bağımsızlığı bütün dünyaya ilan edecek olan Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi ve hukuki altyapısının hazırlandığı bir dönemin başlangıcıdır. İlk Meclis, kurucu iradedir. Vatanın bağımsızlığı ve milletin bekası için kendini ortaya koymuş müthiş kadroların, Aziz Atatürk liderliğinde tarihin akışının değiştirilmesinin ilk hamlesidir.

Millet Meclisimizin açılması ile başlayan sürecin manasını ayrıntıları ile bilmenin benzer tehditlerin doğru anlaşılmasında mühim bir tesir olacağına inanıyorum. Türk milletine gücü yetmeyenlerin, yeni maceralar ile şanslarını bir kez daha denemeye çalışmaları bu açıdan beyhude bir çabadır.

Bu toprakları vatan yapan ecdadımızdan devraldığımız görevin omuzlarımıza yüklediği yük elbette ki ağırdır. 

19 Mayıs adımından tecessüm eden yüksek ülkülerde, telgraflarda, kongrelerde, mermi taşıyan kağnılarda, uykusuz gecen geçelerde ve şehadetlerle dolu vatan topraklarında onu anlamak ve tanımak isteyenler için sıcaklığını hala muhafaza etmektedir.

Fezleke açıklaması

Devleti gazi olan bir milletin ve onun aziz temsilcilerinin teröre ve hiyanete bulaşmış, Türkiye düşmanları ile el ele vermiş siyasi bölücülere göz yumması da düşünülemeyecektir. TBMM'de biriken fezlekelerin bir an önce görüşülerek, karara bağlanması, terörle mücadeleyi teşvik edici ve kamçılayıcı bir işlev görecektir. Bu Meclis'te meşru her görüş demokratik sınırlar içerisinde özgürce seslendirilmelidir. Hiçbir bölücü odağın, terörizme yardım ve yataklık yapan hiçbir oluşumun, hain örgüt uzantısının Gazi Meclis'te yeri olamaz. Demokrasi adına söyleyecek tek bir sözleri bile bulunamaz. TBMM'de eşkiyanın hükmü değil, milletin hükmü geçerlidir. İhanete, bölücülüğe icazet, izin, fırsat yoktur. 

Yeni anayasa tartışması

1921 Teşkilat-i Esasiye kanunun üzerinden 100 yıl geçmiş olsa da yeni anayasa çalışmaları hiç sonlanmamıştır. Türkiye'nin yepyeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu görmek ve bunun da gereğini yapmak lazımdır. Yalın ve anlaşılır, kısa, net, milli ve manevi hayatımızın esaslarını kavramış, bizi yansıtan, gerekçeleriyle gerçekleri yakalamış bir anayasayla Cumhuriyetimizin 100.yıldönümüzü kucaklamamız tarihi bir görevdir

Hayatın her alanında uzlaşmak zorundayız. Anayasa konusunu günlük siyasi çekişmelerin, köksüz anlaşmazlıkların dışında tutmalıyız. Siyasi partilerden, mesleki ve sivil toplum kuruluşlarından yeni anayasa karşı çıkan, itiraz eden, ayak süren henüz görülmemiştir. Herkes ittifakla darbe anayasasının rahatsızlığını dile getirmekte, yeni bir anayasanın yazılması gerektiğine vurgu yapmaktadır.

Bazı siyasi zihniyetlerin sudan sebeplerle oyun bozanlık yapmaları tutursuzluk değil de nedir? CHP'nin kaçak dövüşmesi, İP'nin ucuz bahaneler arkasına saklanması nasıl okunmalıdır? Milletimizin istek ve iradesine sırt dönmek, sorarım siyaset ve demokrasi adabının neresi ile bağdaşmaktadır? PKK uzantıları ile anayasa masası kurup taslak anayasa hazırlayan CHP ve İP'in meşru anayasa hazırlık sürecinde kalması hangi ahlakın ürünüdür? Üstelik anayasa meselesini, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile baltalamaya çalışmak yanlış değil midir? Parlamenter sistem, denenmiş ve dibi boylamıştır. 

Cumhuriyet'in 100. yıl dönümü yeni bir anayasa ile taçlandırmak, gerilimi yumuşatarak bağlamak hakikaten bu ülkeye, millete yapılacak en değerli hizmetlerden birisidir. Bu şerefe ortak olanları tarih saygı ile anacaktır. MHP, yeni anayasa vizyonunu kavramıştır. Allah'ın izni ile yakın bir tarihte ortak akılla, Cumhur İttifakı'nın ortak iradesi ile milletimizin şanına, varlığına müstehak bir anayasa hazırlık süreci tamamlanmış olacaktır.

CHP'ye sesleniyorum. Gelin bu sürece destek verin. İP'e sesleniyorum. Gelin bu onurun içinde siz de yer alın. Darbe anayasamızdan aziz milletimizi kurtaralım. 

Dış Politika

Azak denizinin ablukaya alınması. ABD'nin Karadeniz'e savaş gemisi göndermekten vazgeçip devreye İngiltere'nin girmesi bölgenin her türlü ihtimale açık olduğunu teyit etmektedir. Rusya, Ukrayna sınırına çok güçlü asker yığarken, Kırım sınırına da asker yığmıştır. Artan gerilimin yatıştırılması konusunda Türkiye'den başka inisiyatif üstlenen ikinci bir ülke ne yazık ki yoktur. Ukrayna ve Rusya arasında çıkacak muhtemel bir savaşın diğer taraf ülkelerin müdahalesi ile yaygınlaşması, Karadeniz'in kana boyanması kuşkusuz felakettir. 

Akdeniz'de Yunanistan çarpık bir senaryo ile tahrik kampanyasını yoğunlaştırmaktadır. Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın Türkiye ziyareti esnasında yayınlanan bir Navtex ile Girit'in güneydoğusunda bir Fransız araştırma gemisi ve refakatçisi Yunan savaş gemisi kıta sahanlığımıza tecavüz etmiştir. 

Yunanistan Dışişleri Bakanı'na tepki

Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın sergilediği ifadeleri Türkiye'ye kriz çıkarmak üzere özel olarak gönderildiğini ortaya çıkarmaktır. Sayın Çavuşoğlu'nu yürekten tebrik ediyorum. Talimat veren Sayın Cumhurbaşkanımıza da saygılarımı sunuyorum. Yunan Bakan sert kayaya çarpmış, Türk pençesini yemiştir.

Akdeniz'in güvenliğini tehdit eden yegane ülke Yunanistan'dır. Lozan Anlaşması çiğnenmektedir. Soydaşlarımız asla yalnız, çaresiz değildir, asla sahipsiz değildir. Görüldüğü kadarıyla Yunanistan tarihten hiç ders almamıştır. Bu küçücük ülke sanıyorum hafızasından çıkarmıştır. Densiz Dendias ve destursuz Miçotakis'e birilerinin tek tek anlatması iyi olacaktır. Yunanistan aklını başına almazsa değil kulağından bu gidişle boynundan olacaktır. 

İnsaf ve merhamet bilmeyen bu ülkenin kolluk güçleri, mültecilerin üzerine benzin döküp yaklamaya teşebbüs edecek kadar alçaktır, barbardır. Hani Avrupa değerleri? Nerede insan hakları? Nereye gitti insani yardım kuruluşları? ABD'nin arkasına saklanarak terör estiren Yunanistan unutmasın ki, mazlumların ahı yarına kalmayacak.

Türk milleti, evinden barkından kopmuş masum yavruları, vicdan örtüsü ile korumaya alırken Yunanistan'ın ateşe verme teşebbüsü kansızlıktır. Nitekim herkes soyuna çekecek, kendine yakışanı yapacaktır. Türk milleti oyunları bozmaya muktedirdir.

104 emekli amiralin duyurusu

Akdeniz ve Karadeniz'de Türkiye'nin milli güvenliği risk ve tehditlere maruz kalmışken 104 emekli amiralin bildirisi bize göre karanlık bir planın ilk halkasıdır. Türkiye'nin Mavi Vatan'ında her zamankinden fazla tedbirli ve kuvvetli olması gerekirken 4 Nisan bildirisinin Deniz Kuvvetlerimizi töhmet altında bırakması, donanmamıza gölge düşürmesi, iç ve dış bağlantıları olan ahlaksız bir tertiptir. Bu tertibe sahip çıkan kim varsa Yunanistan'ın hizasındadır. Şimdi de devreye beyni sulanmış Yargıtay eski başkanı mı girmiştir?

'128 Milyar Dolar Nerede'

Belli merkezlerde projelendirilip, kamu oyuna servis edilen '128 Milyar Dolar Nerede' sorusu ihanetin maskesi olarak mı kullanılmaktadır? Hazine ve Maliye Bakanı, Merkez Bankası başkanı 'Kaybolan para yok' diyor. Veriler bunu doğruluyor. CHP, İP, HDP ağız birliği etmişcesine 128 milyar doların akıbetini soruyor. 

Utanmazlar, 128 milyar doları bırakın da 104 emekli amiralin bildirisinin hesabını verin. Çünkü alayınız işin içindesiniz. Aradığınız para devletin kasasında, siz neredesiniz? 

Gece yarısı bildiri yayınlayıp sonra "Metin değiştirilmiş haberim yoktu" diyerek kıvırmak mertlik değildir. Mertlik demokrasiye sahip çıkmaktır. Milli iradeye saygı göstermektedir. Bölünmez bütünlüğü sağlamaktır. 

'Anayasa Mahkemeleri her yerde çıbanbaşı'

Yunanistan’ın tahammül sınırlarını zorlayan tacizleri sürerken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi’nin Kuran Kurslarının laikliğe aykırı olduğu gerekçesiyle kapatması Rumların değirmenine su taşıyan kepazeliktir.

Bu mahkemeye nüfuz eden bağnazlığın ne laiklikle, ne de din ve inanç hürriyetiyle alakası vardır. Kuran-ı Kerim’in öğretilmesinin neresi laikliğe aykırıdır? Allah kelamına yönelik bu saygısızlığın, bu nefretin neresinde laiklik vardır? Anayasa Mahkemeleri her yerde çıbanbaşı, her yerde sorun kaynağıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi’nin bu ilkel kararından dönmesi inancımıza ve insanlık onuruna saygının bir gereğidir. Mübarek Ramazan ayında, söz konusu mahkeme kararını kınıyor, asıl laikliğe aykırılığın bu mahkemenin varlığında ortaya çıktığını buradan ifade ediyorum.

Etiketler :