Avukatlardan 'Ankara' Protestosu

Avukatlardan 'Ankara' Protestosu
Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda biraraya gelen,avukatlar Ankara'daki terör saldırısını protesto etti.Katlarını sloganlar atarak dolaşan avukatlar, adliyenin içindeki alanda toplandı. Adliye içinde bir süre alkış tutup...

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda biraraya gelen,avukatlar Ankara'daki terör saldırısını protesto etti.

Katlarını sloganlar atarak dolaşan avukatlar, adliyenin içindeki alanda toplandı. Adliye içinde bir süre alkış tutup slogan atan avukatlar daha sonra adliyenin 'C' kapısına çıktı.

"SAVCI 2 SAAT 45 DAKİKA SONRA GELDİ"

Ankara'da gerçekleşen bombalı saldırıda olay yerinde olduğunu söyleyen Avukat Mehmet Ümit Erdem, yaşanan olayla ilgili gözlemlerini aktardı. Patlamanın ardından polisin alandaki insanların kaçmasını engellediğini, barikat kurduğunu ileri süren Erdem, daha sonrasında polisin buradaki insanlara plastik mermi ve gaz bombası attığını iddia etti. Polisin hiçbir şekilde ordaki insanlara yardımcı olmadığını ve ambulansların alana girmesini engellediğini ileri süren Erdem, "Ambulansların geçmesi için insanların polisin üzerine yürümesi ve kenara itmesi gerekti. Yoksa ambulanslar yine alana giremiyordu. Yaşanan olayda hiçbir polisin yaralanmamasının düşündürücü olduğunu ifade eden Erdem, "Mitinglerde sivil polisler her zaman aradadır. En azından gar binasını korumak için bile orada olmaları gerekirdi. Ancak ne hikmetse olay sırasında bir tane bile polisin kılına zarar gelmedi. Fakat 5 dakika sonra da pek çok polis yaralılara ve müdahale etmek isteyenlere gaz atmak ve saldırmak için oradaydı" diye konuştu. Sonrasında olay yerinde güvenlik önlemlerinin de alınmadığını, delillerin kaybolmaması için güvenlik önlemini oradaki insanların el ele tutuşarak aldığını anlatan Erdem, "Olay yeri incele ekibi olaydan 2 saat sonra geldi. Ancak işleme başlayamadı. Sebebi, bir türlü savcının gelmemesiydi. Savcı olay yerine 2 saat 45 dakika sonra geldi" diye konuştu. Yetkililerin geç gelmesi üzerine delillerin kaybolduğunu da belirten Erdem, "Onların yapamadığı işi, Türk Tabipler Birliği, Adli Tıp Uzmanları Derneği ve avukatlar olarak bizler yapmak zorunda kaldık. Video çekimi yaptık. Ellerimizle insan parçaları topladık. Bunu yapmaları gerekenler yoklardı" dedi.

"MİTİNG KANA BULANDI"

Burada basın açıklaması okuyan Avukat Sezin Uçar, 10 Ekim'de Ankara'da tarihin en büyük katliamıyla sarsıldıklarını belirterek, "Savaşa inat barış isteyenlerin Ankara'da katıldığı Emek, Barış ve Demokrasi mitingi kana bulundı. Elimize ulaşan bilgilere göre 128 insanımız hayatını kaybetti. 50 insanımıza ulaşılamıyor. 500 üzerinde yaralımız var" dedi. Olay yerine ambulanstan önce polis gazı ve TOMA'nın geldiğini söyleyen Uçar, "Yaralılara ve yaralılara yardım edenlere polisin mermi ve gözyaşartıcı saldırısı gecikmedi. Gün içinde katliamla ilgili yayın yasağı getirildi. Katliamın oluğu yere karanfil bırakmak isteyen, cenazeleri sahiplenen demokratik kamuoyu da polis saldırısına maruz kaldı" diye konuştu. Hükümeti eleştiren Uçar, "Biz hukukçular Emek, Barış ve Demokrasi mitingini düznleyenleyen konfederasyonların almış oldukları 2 günlük grev kararını destekliyor ve biz de 12 ve 13 Ekim tarihlerinde iki gün duruşmalara girmeyeceğimizi duyuruyoruz. Meslektaşlarımızı barışa ve insanlığa sahip çıkmak için duruşmalara boykata çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.

DİYARBAKIR BAROSU DA ANKARA SALDIRISINI PROTESTO ETTİ

DİYARBAKIR Barosu ve Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD) Ankara'da düzenlenen bombalı saldırıyı adliye binası önünde cübbeli eylem yaparak protesto etti.

Ankara'da düzenlenen ve 97 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırı Diyarbakır Barosu ve Mezopotamya Hukukçular Derneği'nce protesto edildi. Adliye binası önünde toplanan Diyarbakır Barosu'na bağlı avukatlar saldırıda hayatını kaybedenler için 1 dakikalık cübbeli saygı duruşunda bulundu. Diyarbakır Barosu ve MHD üyelerine acil işler dışında iki gün boyunca duruşmalara çıkmama çağrısı yaptı.

Saygı duruşunun ardından açıklama yapan Baro Başkanı Tahir Elçi, barış çığlığını boğmaya yönelik bu vahşi ve alçakça saldırıyı şiddetle kınadıklarını belirterek, "Toplumumuzun birlikte, bir arada, demokratik ve özgür bir ülkede barış içinde yaşama arzu ve iradesini hiçbir karanlık odak ve vahşi saldırı yok edemeyecektir. Bizi yönetenler ve onların emrinde olan, biz yurttaşların güvenliğinden sorumlu güvenlik görevlileri; barış gibi kutsal bir değer, ekmek ve su kadar hayati, toplumsal bir talep olan barışın savunucusu o masum insanları koruyamadılar" dedi.

Toplumun barışına, özgürlüğüne, birlikte yaşama iradesine ve kardeşliğine kasteden hiçbir katliamın faillerinin bu güne kadar adalet önüne çıkarılmadığını belirten Elçi, "Katliamların failleri, bu katliamların yaşanmasında ihmalleri olan her kim varsa adalet önüne çıkarılmalıdır" dedi.

Mezopotamya Hukukçular Derneği üyesi avukatlar da adliye binası önünde saygı duruşunda bulunup basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan MHD Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Avukat Meral Atasoy Ankara'da ülkenin katliamlar tarihinin en kanlısının yaşadığını ifade etti.