"Görmezden gelseydik, tutuklanmazdık"

"Görmezden gelseydik, tutuklanmazdık"
İki kişinin askerlerce helikopter atıldığı iddiasını haberleştirdiği için tutuklanan gazetecilerden Cemil Uğur, TGS'ye bir mektup gönderdi. Uğur mektupta, "Mesleğimizin gereğini yaptık. Ne pahasına olursa olsun, gerçeği halka ulaştırmaya çalıştık." dedi.

Van'ın Çatak ilçesinde operasyon düzenleyen askerler tarafından gözaltına alınan iki köylünün helikopterden atıldığı iddia edilmişti. Ağır yaralanan köylülerden biri hayatını kaybederken, konuyu haberleştiren Mezopotamya Ajansı çalışanı gazeteciler tutuklandı.

Tutuklu gazetecilerden Cemil Uğur, Türkiye Gazeteciler Sendikası'na (TGS) bir mektup gönderdi. Mektupta gazetecilerin karşı karşıya kaldığı hukuksuzluğa değinen Cemil Uğur, şu ifadeleri kullandı:

Merhaba TGS ailesi

Umarım iyisinizdir. Açıklamalarınızı yakından takip ediyoruz. Desteklerinizden dolayı teşekkür ederiz. TGS ailesi içerisinde olmaktan onur duyuyorum.

Bildiğiniz gibi 6 Ekim günü evim basılarak gözaltına alındım. 9 Ekim'de çıkarıldığımız mahkemede 3 gazeteci arkadaşımla tutuklandım. Hiçbir somut delilin olmamasına rağmen tutuklandık.

Aslında şahıslar değil, gazetecilik tutuklandı. Bizleri baskı ve tutuklamalarla gerçeği duyurmamızı istemiyorlar. Helikopter meselesinden dolayı iktidarın rahatsız olduğunu biliyoruz ama hastane raporları ve görgü tanıkların beyanlarını görmezden gelemezdik.

Görmezden gelseydik, tutuklanmazdık ama gazetecilik yapmış olmazdık. Mesleğimizin gereğini yaptık. Ne pahasına olursa olsun, gerçeği halka ulaştırmaya çalıştık.

Gazetecilere "hırsızlık" suçlaması

Özellikle şu konuya dikkat çekmek istiyorum. Bizlerin tutuklanmasını isteyen savcı, mahkemeye gönderdiği tutuklama talepli gerekçede "yapılan aramada bulunan eşyaların söz konusu kişiler tarafından çalındığı anlaşıldığı üzerine" tutuklama talep etmiş. Hakkımızda "örgüt üyeliği" iddiasıyla gözaltı kararı veren savcı, olmayan bir durum üzerine bizlerin tutuklanmasını istemesi aslında ortada bir "talimatın" olduğunun açık bir şekilde ortaya koyuyor. Mahkeme de bu gerekçeyi onaylayarak hakkımızda tutuklama kararı veriyor. Yani "hırsızlıktan" tutulandık. Emniyetten savcılığa ta ki mahkemeye kadar hırsızlıkla ilgili hiç birimize soru sorulmadı. Hukukun bu kadar ciddiyetsiz ve absürt duruma geldiği tarihte görülmemiştir.  

"Gazeteciliği yargılamak istediler"

Diğer yandan mahkeme bizlerin "sarı basın kartı" olmadığı için gazeteci olmadığımızı iddia edecek kadar ileriye gitmiştir. TGS ve Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) üyesi olmam gazeteci olduğumu yeterince kanıtlar niteliktedir. 20 yıllık gazeteci olan Adnan Bilen için "gazeteci değil" diyen bir mahkemeye gülüp geçtim. Aslında bu kararların hepsinin saçma olmasını anlıyorum. Çünkü ortada bir suç yok. Ama talimat var. Bu talimatı uygulamak için elinden geleni yaparken, ellerine yüzlerine bulaştırmışlar. Bu yayınlar Türkiye tarihinde lanetlenecek bir durumdur.

Düşünün aylarca telefon dinlenmiş. Bir tape kaydım alınmış. O da röportaj. Burada gazeteciliği yargılamak istediler. Bizler hakikatin sesi olduğumuzu ve halkın gerçek haber alma hakkını savunduğumuzu her platformda dile getirdik, getirmeye devam edeceğiz. Ayaklar altına lınmak istenilen gazetecilik mesleğinin onuruna sahip çıkarak, ayakta tutmaya devam edceğiz.

Sizlerin de her zaman yanımızda olduğunuzu biliyoruz. Dayanışmadan dolayı teşekkürler. İyi ki varsınız. TGS'li olarak gurur duyuyorum.

14.10.2020
Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi
Cemil Uğur

Ne olmuştu?

Van'ın Çatak ilçesinde operasyon yapan askerlerin iki yurttaşı helikopterden attığı iddia edilmişti. Ağır yaralanan yurttaşlardan Servet Turgut hayatını kaybetmişti. Olayı haberleştiren Mezopotamya Ajansı gazetecileri 6 Ekim'de gözaltına alınmış, daha sonra da çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmıştı.

Etiketler :