İSO'dan sonra TOBB da açık açık söyledi: 'Finansmana ulaşım zorlaştı'

İSO'dan sonra TOBB da açık açık söyledi: 'Finansmana ulaşım zorlaştı'
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu Sektör Meclisleri İstişare Toplantısı'nda yaptığı konuşmada "Son dönemde finansmana ulaşım zorlaşmış, her il ve ilçemizdeki firmalarımızdan bu yönde gelen şikayetler artmıştır. En büyük sıkıntıyı da en fazla gözetilmesi gereken küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz yaşamaktadır" dedi. TCMB Başkanı Kavcıoğlu ise "Reel sektörle aramıza kime giremez" diye konuştu.

İstanbul Sanayi Odası'nın (TOBB) ardından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) de finansmana erişim sıkıntısı yaşandığını, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu’na açık açık söyledi. TOBB'un bugün yapılan Sektör Meclisleri Müşterek Toplantısı'nın açılışında konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, reel sektörün finansman sorununa dikkat çekti. Hisarcıklıoğlu, "Son dönemde, finansmana ulaşım zorlaşmış, her il ve ilçemizdeki firmalarımızdan bu yönde gelen şikâyetler artmıştır. En büyük sıkıntıyı da; en fazla gözetilmesi gereken küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz yaşamaktadır. Kredi faizlerindeki yükselişin yanı sıra, kredi limitlerinin reel olarak daraltıldığı ve kullanımda sıkıntılar yaşandığı iletilmektedir" ifadelerini kullandı. Hisarcıklıoğlu, bazı bankaların ticari kredilere yüzde 30 ila 50 arasında faiz uyguladığını ve bazılarının hiç kredi vermediğini söyledi. İSO toplantısındaki 'stokçuluk' açıklamaları tartışılan Kavcıoğlu ise "30 yılı aşkın bir bankacı olarak reel sektörle iç içeyim. Bu sebeple reel sektörle aramıza hiç kimse giremez" dedi.

‘Kredi ihtiyacı geçmiş dönemlere göre arttı’

Hisarcıklıoğlu, konuşmasında kredi vadelerine ilişkin de bir değerlendirme yaptı. Diğer bir sorunun kredi vadeleri olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, "Yatırımlar için gerekli olan uzun vadeli ve sabit faizli kredi bulmak da, giderek daha güç hale gelmektedir. Öte yandan, ihracatçılarımız için çok önemli bir imkân olan, Merkez Bankası reeskont kredisi kullandırımlarının azaldığına ilişkin şikayetler de artmaktadır. Reel sektörün arzusu, kredi piyasalarında istikrarın hakim olmasıdır" şeklinde konuştu. Hisarcıklıoğlu, yüksek enflasyon ve maliyet artışları nedeniyle yatırım ve işletme sermayesi için kredi ihtiyacının geçmiş dönemlere göre arttığını da vurguladı. Hisarcıklıoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

‘Finansmana erişim ülke ekonomisi için kritik önemde’

“Ortak akıl ve istişarenin, içinde bulunduğumuz süreçte önemli ve gerekli olduğuna inanıyoruz. Bu çerçevede bugün burada, ülkemizdeki tüm sektörleri bir araya getiriyoruz. Sektör meclislerimizde, her sektördeki en büyük 40 firma yer alıyor. Ayrıca her mecliste, o sektörle ilgili kamu kurumlarının da temsilcileri bulunuyor. İşte bu sayede sektör meclislerimiz, özel sektörle kamu idaresinin bir araya gelerek, aynı masa etrafında istişare ettiği, birlikte çalıştığı, sorunları tartıştığı, mutabık kalınan önerilerin, ilgili Bakanlıklara aktarıldığı, çok önemli bir istişare mekanizması olarak faaliyet gösteriyor. Sektör meclisi başkanlarımız ve üyelerimiz, bir taraftan iş hayatında başarıyla mücadele ederken, diğer taraftan sektörlerini temsil etmek gibi, büyük emek isteyen bir görev de üstleniyor. Burada yaptıkları çalışmalarla, sektörel sıkıntıların çözülmesini sağlıyorlar. Ekonomimiz, yaşanan tüm zorluklara rağmen, son dönemde, diğer ülkelere göre çok daha hızlı büyüdü. İhracat, üretim ve istihdamda, salgın öncesi seviyelerin üzerine çıktı. Diğer yandan, yurtiçinde enflasyon ve üretim maliyetlerindeki artışların yanı sıra, tüm dünyada yükselen hammadde ve enerji fiyatlarıyla da karşı karşıya kaldık. Rusya-Ukrayna savaşı, Çin-Tayvan gerilimi, enerji ve gıda arzındaki sıkıntılar, COVID-19’un yeniden yayılması ve dünya genelinde faizlerin artmaya başlaması, küresel büyümeyi aşağı yönlü etkiliyor. 2022’nin geri kalanında, dünyayı daha kasvetli ve daha belirsiz bir ortam bekliyor. Dolayısıyla, karşımıza çıkan bu zorlu dönemde; firmalarımızın uygun koşullarla finansmana erişiminin sağlanması, ülkemiz ekonomisi için kritik önemdedir. Ülkemizde yatırım yapan, ihracat ve istihdam sağlayan her firma, milli değerimizdir ve korunması gerekmektedir. Diğer taraftan yaşanan yüksek enflasyon ve maliyet artışları nedeniyle; yatırım ve işletme sermayesi için kredi ihtiyacı, geçmiş dönemlere göre artmıştır. İşletme sermayesi kredileri, özellikle KOBİ'lerin faaliyetlerini sürdürebilmesi için kritik hale gelmiştir. Dolayısıyla, artan işletme sermayesi ihtiyacı da dikkate alınarak, alınan tedbirlerin yan etkileri konusunda hassas olunması; bankacılık sisteminin de krediye erişimi kolaylaştırması gerekmektedir. Bankalarımızdan da, fonlama maliyetlerini de dikkate alarak, reel sektörümüze uygun koşullarla kredi sağlamaları ve yapıcı hareket etmeleri beklenmektedir. Böylelikle reel sektörümüz, her türlü olumsuz koşulları en az hasarla atlatarak; yatırıma, üretime, ihracata ve istihdama azami katkıyı yapmaya devam edecektir.”

Kavcıoğlu: Reel sektörle aramıza kimse giremez

İSO toplantısındaki 'stokçuluk' açıklamaları tartışılan TCMB Başkanı Kavcıoğlu ise yaptığı konuşmada "30 yılı aşkın bir bankacı olarak reel sektörle iç içe olarak reel sektöre hizmet ettim. Bu sebeple reel sektörle aramıza hiç kimse giremez. Size, bize hepimize düşen görev reeskont kredisinin hedefli olarak en sağlıklı şekilde doğru firmalara ulaşmasıdır. Bizim çabamız budur. Bunda da kısmen başarılı olduk" dedi. Kavcıoğlu, iş dünyasına şu mesajları verdi:

"Merkez Bankası tarafından yapılan düzenlemelerin de önemli etkisiyle ihracatçılarımıza, üretimlerini artırmaya yönelik daha elverişli finansal koşulların sağlandığını değerlendiriyoruz. Türk lirası cinsi ihracat ve yatırım kredileri, 2022 yılı başından itibaren hızlı bir artış göstermiştir. Aralık 2021-Mayıs 2022 döneminde TL ticari krediler 618 milyar lira artarken, bu artışın 154 milyar lirası ihracat ve yatırım kredilerindeki artıştan kaynaklanmıştır. Bu çerçevede, yatırım ve ihracat kredilerinin toplam ticari krediler içerisindeki payının yüzde 28’e yaklaşarak son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaştığının altını çizmek isterim. 2021’in ilk altı ayında TL firma kredi net kullandırımı 75,6 milyardan 2022’nin aynı döneminde 11 katına çıkarak 820 milyar TL olmuştur. YP dahil tüm kredilerin 2021-2022 ilk yarısındaki kullandırım büyüme oranı kur etkisinden arındırılmış olarak yüzde 531 oranında gerçekleşmiştir. 2022 yılının ilk yarısında sağlanan krediler 2021 yılının tümünün 4 katından fazladır. KOBİ kredileri ise yılın ilk altı ayında 372,8 milyar TL ile 2021 yılının aynı dönemindeki 27,3 milyar kullandırıma göre 14 katına yükselmiştir. Sağlanan kredilerin rekor artış gösterdiği bu dönemde krediye erişim, kredi kullanan firma sayılarına da yansıyacak ölçüde güçlü ve yaygın şekilde gerçekleşmiştir. Aralık 2021 ile Haziran 2022 arasında kredi verilen firma sayısı toplamda 1 milyon 878 binden 1 milyon 960’a çıkarak 82 bin adet artarken, kredi kullanan KOBİ’lerin sayısı 195 bin adet yükselerek 2 milyon 56 bin olmuştur."

'Çabamız, reeskont kredisinin amacına ulaşması'

Bir bankacı olarak 30 yılı aşkın süre reel sektöre hizmet ettiğini vurgulayan Kavcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu sebeple reel sektörle aramıza hiç kimse giremez. Bunun ispatı şudur: Ben Merkez Bankası Başkanı olduktan sonra 20 milyar $’lık reeskont limitini 30 milyar $’a çıkardık. Vadeyi 1 yıla yaydık faizleri düşürdük tabana yaygın bir şekilde kullanımını sağladık. Bugün böyle avantajlı bir kredinin hala talep görmesi çok doğal. Onun için biz de bu limitin 10 milyar $’ını kamu ve özel bankalara açtık, limitleri verdik. Size ve bize hepimize düşen görev bu kredinin hedefli olarak en sağlıklı bir şekilde doğru yerlere doğru firmalara ulaşmasıdır. Bizim çabamız budur. Bunda da kısmen başarılı olduk. Yine ihracatın arttırılması ve ithal ikamesi yatırımlarının artması için Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı %9 faiz ve 2 yıl ödemesiz 10 yıl vadeli yatırım kredisi Merkez Bankası kaynaklarından karşılanmaktadır. Şimdi bu kredilerin ne kadar verimli kullanıldığı konusuna değineceğim. Geçen yılın ilk yedi ayına kıyasla 2022 yılının aynı döneminde reeskont kredisi kullanan firma sayısı 2363’den 4812’ye; kredi kullanım tutarı da 11,04 milyar ABD dolarından 11,95 milyar dolara yükselmiştir. Reeskont kredisi kullanımlarının tabana yayılmasına yönelik yaptığımız çalışmalar neticesinde, 2022 yılı başından bu yana toplam kredi kullanımı içerisinde KOBİ’lerin payı istikrarlı bir şekilde artmıştır. 2022 yılı Ocak ayı sonunda reeskont kredisi kullanımları içerisinde yüzde 6 olan KOBİ payı, 2022 yılı Temmuz ayı itibarıyla yüzde 20’nin de üzerine çıkmıştır. Bu dönemde KOBİ reeskont kredisi kullanan firma sayısı 1881’den 3439’a yükselmiştir. Bu kapsamda, ihracat kredilerine erişim konusunda yaptığımız düzenlemeler KOBİ’leri olumlu etkilemiştir. Liralaşma stratejimiz ile birlikte reeskontta yüzde 90’lara çıkan TL kredi kullanımı içerisinde KOBİ’lerin payı yüzde 50’ye ulaşmıştır. KOBİ’lerimizin yüksek ihracat performansı nedeniyle bu durum reeskont programımızın cari dengeyi destekleme kapasitesini de olumlu etkilemiştir. Yeni ekonomi modelimizde, cari fazlaya destek olacak hedefli kredi politikalarımızla ülke ekonomimiz için en verimli sonuçları almaya odaklanmış durumdayız. Tüm düzenleme ve kararlarımızı da bu doğrultuda alıyoruz. Reel sektöre verilen söz konusu destekler için gerekli finansal koşulları oluşturduğumuz gibi bu kaynakların ekonomimiz için azami verimi sağlayacak alanlarda doğru kullanımını da önemsiyoruz. Hem kaynakların reel sektörümüzle tabana yaygın şekilde buluşturulmasında hem de söz konusu kaynakların döviz kurları ve enflasyonda istikrarsızlık oluşturmayacak ve cari denge hedefimize katkı verecek şekilde kullanılmasının sağlanmasında son derece kararlıyız. Almakta olduğumuz kararlarla uygun maliyetli kaynakların yatırım, istihdam, üretim ve ihracata hedefli olarak cari dengeyi güçlendirmesine ve aynı zamanda bu kaynakların iktisadi faaliyet ile uyumsuz kullanımını engellemeye kararlıyız. Böylelikle, en kısa zamanda enflasyonda kalıcı bir düşüşü sağlamayı amaçlamaktayız. Bu kapsamda faiz politikasıyla birlikte, likidite, teminat, zorunlu karşılık ve uluslararası rezervlerin yönetimine ilişkin politika bileşenini etkin bir şekilde kullanmaktayız. Bütünleşik politika çerçevemizde, araçlarımızı bundan sonra da liralaşma perspektifiyle kullanmaya devam edeceğiz. Son olarak ülkemiz özel sektörünü temsilen sizlere teşekkürlerimi sunuyorum. Merkez Bankası olarak para politikası kararlarımızda yatırım ve üretimin artmasını sağlayacak ve sürdürülebilir cari denge hedefini destekleyecek finansal koşulların oluşumunu gözetiyoruz."