"Siz bakmayın Erdoğan’ın siyasette yumuşama dönemi başladı sözlerine"

22 yıldır ülkeyi yöneten, üç kez referandumda Anayasa değişikliği yapan, tek adam rejimini getiren iktidar, koltuğunun sallandığını, altından kaydığını anlayınca daha sertleşir diyordum…

Ben demiyordum…

Siyasal tarih böyle diyordu…

Aynen böyle oluyor; tarihte yazıldığı gibi…

Siz bakmayın Erdoğan’ın siyasette yumuşama dönemi başladı sözlerine…

Siz bakmayın iktidar medyasının gece gündüz siyasette yeni anlayış nutuklarına…

İktidarın icraatına bakın… Sözüne değil icraatına…

Erdoğan’ın son on yıldır ne söylediyse tersini yaptı.

Daha çok özgürlük dedi…

Özgünlüklerin alanını daralttı…

Üstünlerin değil hukukun üstünlüğünü getireceğiz dedi…

Ortada hukuk kalmadı…

Demokrasinin en mükemmeli bizde olacak. Arı misali her çiçekten bal alarak, her ülkenin yönetim sisteminin en iyi uygulamasını ülkemize getireceğiz dedi…

Tek adam rejimi kurdu; demokrasiyi rafa kaldırdı…

Kuvvetler ayrılığını güçlendireceğiz diye Anayasa değişikliği yaptı; kendisini tek kuvvet ilan etti…

Dünden somut örnek…

Bir ülke de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı liyakat esasına göre değil, iktidarın iki ortağı arasında aldım verdim pazarlığı ile atanıyorsa vay o ülkenin haline…

Yeni savcı Yargıtay Üçüncü Ceza Dairesi Başkanı’yken Anayasa Mahkemesi üyelerinin yargılanmasını istiyordu… Başsavcı olarak dava açar mı?

Acarsa seyreyle gümbürtüyü…

O dava Anayasa Mahkemesi’nin kapatılmasına kadar gider mi?

Gider mi gider…

Bahçeli’nin isteği bu zaten; Erdoğan da iktidarda kalmak için boyun eğmek zorunda!..

Bahçeli; Anayasa Mahkemesi kapatılsın, Anayasa askıya alınsın. Veya Erdoğan için dikilen mevcut Anayasa yeniden yazılarak kendine de bir gömlek bir pantolon çıkartılsın istiyor…

İdealleri sivil görünümlü otoriter, totaliter anayasa…

Yeni anayasanın alt zeminini yasa değişikliğiyle döşemeye başladılar bile… Yasaya etki ajanlığı diye bir madde koymak istiyorlar…

Türk Ceza Kanunu’ndaki “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk” bölümüne yeni bir suç tanımı yerleştirecekler. Bundan böyle devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda gerçekleştirilen fiiller cezalandırılmaya neden olacak.

Devletin iç veya dış siyasal yararları ne?

Yasa taslağı şöyle tanımlıyor; “İktisadi, mali, askeri, milli savunma, kamu sağlığı, kamu güvenliği, kamu düzeni, teknolojik, kültürel, ulaştırma, haberleşme, siber alan, kritik altyapılar ve enerji gibi diğer yararlar da devletin iç veya dış siyasal yararları kavramı içinde kabul edilecektir.”

İçinde yok yok… Cezası?

Yedi yıl hapis!...

Önemli bir ayrıntı; yaptığınız yayından yabancı devletin veya organizasyonun haber dahi olmasa yine de onun çıkarını sağladığınız için suç…

Peki yayın yapmasanız araştırsanız, ne olup bittiğini öğrenmeye çalışsanız.

Yine suç; yedi yıl hapis…

Araştırsanız bile; yolsuzluk var mı diye, rüşvet döndü mü diye, avanta var mı diye, devlet zarara uğratıldı mı diye, bu işin içinde kim var diye!

Ne yapsan suç…

Örtülü faşizm yasası demem bundan…

Aslında AKP/MHP iktidarı bu kadar belirsiz, anlaşılmaz yasa yapmaya kalkacağına iktidarın onayı almadan haber yayınlamak yasaktır dese daha iyi olurdu…

Biz de gitti Abdülhamit…

Geldi Erdoğan/Bahçeli padişahlığı derdik…

Etki Ajanı yasası bu kadar mı vahim?

Evet…

Ne yazarsanız suç olabilir; ucu açık…

Çok basit örnek; Türkiye en çok pahalı ülkeler listesinin başına çıktı, yabancılar bile şikayetçi diye yazın; savcı komşu ülkelerin çıkarları doğrultusunda yayın yapıp turizmi baltalamayarak etki ajanlığı suçu işlediğiniz için sizi yedi yıl hapse mahkum ettirebilir…

Bu haberi veya gerçeği gazetede yazmanıza gerek yok…

Televizyonda söylemenize gerek yok…

Sosyal medyaya iki satır koyun yeter…

Rusya’da bu yasa var, Gürcistan çıkarmaya çalışıyor. Sırada biz varız…

Yasa çıkar mı?

Çıkar; Devlet Bahçeli Bey çok istiyor…

Sözü uzatmayayım…

Kobani davasında verilen cezalar ülkenin nereye savrulduğunun resmi değil mi?

Ülkeme yazık oluyor…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi