Otel odalarındaki görülmeyen tehlikeler...Davetsiz misafirler,bakteriler, mikroplar nerelerde gizleniyor?

Otel odalarındaki görülmeyen tehlikeler...Davetsiz misafirler,bakteriler, mikroplar nerelerde gizleniyor?
Yaz tatilinin yaklaştığı günlerde yavaş yavaş otel arayışlarına girdik bile Ama ne yazık ki en lüks oteller bile kendi eviniz kadar temiz, özel ve güvenli olmayabilir. Otellerde temiz olan nedir, pis olan ne?

Gerçek şu ki sizden önce odanızda kalan kişiler; mobilyaların, halıların, perdelerin ve tüm yüzeylerin üzerine bakteri, mantar ve virüsler bırakıyor.Bu mikrop birikintilerinin yoğunluğu ise odanızın otel personeli tarafından ne kadar etkili bir şekilde temizlendiğine bağlı.

Her şey asansörde başlıyor

asansor.jpg

Tehlike siz daha odanıza girmeden baş gösteriyor. Otel asansörünün düğmelerini mikrop yuvaları olarak düşünün. Bu düğmelere devamlı olarak birçok farklı kişi basıyor, böylece mikroorganizmalar parmaktan parmağa geziyor.

Ortak kapı kolları da mikrop yoğunluğu açısından benzer durumda. Kapı kolunu kullandıktan sonra yüzünüze dokunmadan ya da bir şeyler yiyip içmeden önce ellerinizi yıkayın ya da el dezenfektanı kullanın.

İnsanların otel odalarından kaptığı en yaygın enfeksiyonlar, ishal ve kusma gibi mide rahatsızlıklarının yanı sıra soğuk algınlığı ve zatürre gibi solunum yolu virüsleri ve tabii ki COVID-19.

Tuvaletler ve banyolar ise aslında otel odalarının geri kalanından daha iyi temizleniyor, bu nedenle bakteriyolojik olarak en az yerleşim tuvaletlerde oluyor.

Eğer banyodaki bardak tek kullanımlık değilse kullanmadan önce yıkayın. (duş jeli veya şampuanla yıkayabilirsiniz) Ayrıca banyo kapısının kolu da yıkanmamış ellerden veya kirli bezlerden kaynaklanan patojenlerle kaynıyor olabilir.

Gözetleme delikleri

ABD’deki bir otel zinciri yöneticisi şunu tavsiye ediyor: “Kapınızdaki gözetleme deliğini kontrol edin. Arızalı ya da kurcalanmış ise oda değiştirmek istediğinizi söyleyin.” Gözetleme deliğinin temiz ve net bir görüntü sağlaması gerekir.

Netlik yoksa, puslu görünüyorsa güvenli değildir. Kurcalanmış bir haldeyse kamera yerleştirilmiş olabilir. Yani delikteki lens ters çevrilerek dışarıdan içerisi gözetlenir hale getirilmiştir. Beechmont Otelleri yöneticisi, güvenlik açısından bu deliğin kapalı tutulmasını, sadece ihtiyaç olduğunda açılmasını öneriyor.

Ayrıca biri kapınızı çalıyor da gözetleme deliğinden kimseyi göremiyorsanız, kapıyı açmamanız, resepsiyona haber vermeniz tavsiye ediliyor.

Kahve makinesinden uzak durun

Güne kahvesiz başlayamıyor musunuz? O halde otel odanızdaki kahve makinasını değil, yakındaki bir kafeteryayı tercih edin. Sektör uzmanları, bu aletler temiz görünse bile odada daha önce kalanların onu nasıl kullandığını bilmediğiniz için onlardan uzak durmanız gerektiğini belirtiyor.

Banyodaki su bardakları için de aynı şey geçerli. Göründüğü kadar temiz olmayabilirler. Otelin temizlik personeli büyük ihtimalle onu sade suyla yıkamış sonra bir havluyla kurulamıştır. Çoğu kişi odasındaki bardağı kullanmadan önce sabunla iyice yıkayarak dezenfekte etmeye çalışır.

Bavulunuzu nerede açmalısınız?

Odanıza vardığınızda, bavulunuzu açmak için ahşap bir raf konmuşsa onu kullanmayın. Tahtakuruları ahşabı sever. Banyoda yerleri kontrol edin; temiz görünüyorsa bavulu orada açmak çok daha güvenli olacaktır. Tahtakuruları metali sevmez; o nedenle metal raflar da bu amaç için çekinmeden kullanılabilir.

Otel odasındaki en kirli şey

Otellerde konukların odalarına geçtiğinde en çok kullandığı eşya arasında televizyon kumandaları gelir. Bu yüzden de kumandalar odadaki en kirli, aynı zamanda temizlikçilerin de hiç temizlemediği nesnelerdir aslında. 2012’de Houston Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmada, kumandaların genel olarak tuvalet kadar kirli olduğu tespit edilmiştir. Aynı derecede kirli olan bir başka şey de lamba düğmeleridir. Bu nedenle odanıza girdiğinizde bunları dezenfektan bir bezle silmeniz tavsiye edilir

Uzaktan kumandaya dikkat

uzaktan-kumanda.jpg

Yatak, çarşaf ve yastıklar birçok davetsiz misafire ev sahipliği yapabiliyor. 2020 yılında yapılan bir çalışmada, belirti göstermeyen bir COVID-19 hastasının bir otel odasına yerleşmesinin ardından, birçok yüzeyde önemli ölçüde viral bulaş olduğu ve özellikle çarşaf, yastık kılıfı ve nevresimlerde bu seviyelerin yüksek olduğu bulundu.

Çarşaf ve yastık kılıflarının otel sakinleri arasında değiştirilme olasılığı daha yüksek olsa da yatak örtüleri değiştirilmeyebiliyor, bu da bu kumaşların adeta bir patojen yatağı haline gelebileceği anlamına geliyor - tıpkı bir klozet kapağı gibi.

Otel odasındaki masa, komodin, telefon, su ısıtıcısı, kahve makinesi, elektrik düğmesi ya da TV kumandası üzerine pek düşünülmüyor, fakat bu yüzeyler genellikle her misafir değişiminde dezenfekte edilmiyor.

Norovirüs gibi virüsler de COVID-19 gibi sert yüzeylerde bulaşıcılığını koruyarak günlerce yaşayabiliyor ve oda değişimleri arasındaki tipik zaman aralığı genellikle 12 saatten az oluyor.

Minderler, sandalyeler, perdeler gibi yumuşak kumaş mobilyaların temizlenmesi de oldukça zor olduğu için bu alanlar misafir değişimlerinde lekeleri çıkarmak dışında sterilize edilmeyebiliyor; bu nedenle bunlara dokunduktan sonra ellerinizi yıkamak iyi bir fikir olabilir.

Davetsiz misafirler

Tüm bu mikroplar ve kirli yüzeylerle uğraşmak yetmiyormuş gibi bir de tahtakuruları var. Bu kan emiciler kendilerini dar ve küçük alanlara gizleme konusunda uzman. Üstelik tahtakuruları aylarca beslenmeden uykuda kalabiliyor.

Bu böcekler en dar alanlar arasına girip valizlerin, yatakların çatlakları ve yarıkları arasında gizleniyor. Bir odanın temiz görünmesi ve güzel kokması, orada tahtakurusu olmayacağı anlamına gelmiyor.Neyse ki tahtakurusu ısırığının bulaşıcı bir hastalığa yol açması pek olası değil. Ancak ısırılan bölgeler iltihaplanıp enfekte olabiliyor. Derideki kırmızımsı ısırık izleri ve çarşaflardaki kan lekeleri aktif bir tahtakurusu istilasının belirtilerinden.

Eğer odanızda tahtakurusu olduğunu düşünüyorsanız otel görevlilerini bilgilendirin. Ayrıca çıkış yaparken bu böcekleri de yanınızda götürmemek için valizlerinizi ve giysilerinizi evde açmadan önce dikkatlice temizleyin.

Yüksek statülü oteller daha fazla tercih edildiğinden misafir yoğunluğu da daha fazla oluyor; odalar boş kalmadan misafirler peş peşe değişiyor. Bu nedenle beş yıldızlı bir oteldeki pahalı bir oda, daha fazla temizlik anlamına gelmiyor. Dahası, oda temizlik maliyetleri de kâr marjını düşürüyor. Bu nedenle, nerede kalırsanız kalın, yanınıza bir paket antiseptik mendil alın ve bunlarla otel odanızdaki yüzeyleri dezenfekte edin.

Özellikle otellerde bir şey yiyip içmeden önce ellerinizi sık sık yıkayın veya dezenfekte edin. Yanınıza terlik almayı da unutmayın, böylece başka bir mikrop yuvası olarak bilinen otel halılarında çıplak ayakla yürümek zorunda kalmazsınız.

Gözetleme delikleri, tahtakuruları, mikroplu kumandalar… Otelde kalan konukların temkinli olması boşuna değil. Ne var ki otellerde temizliğe dikkat edilmesi yönünde yürütülen çabalar sonucu birçok otelde hijyen ve güvenlik standartları artmış bulunuyor.

Örneğin ABD’deki Best Western otel zincirinde artık morötesi ışık yayan çubuklar kullanılıyor. Bunlar, nesnelerin üzerinde gezdirilerek bakteri ve mikroplardan arındırılması sağlanıyor. Bu otellerde ayrıca, temizlenmesini kolaylaştırmak için su geçirmez kumandalar kullanılıyor.

Otel odanızın iyi temizlenmediğinden şüpheleniyorsanız en iyisi dezenfektan bez ve spreylerle dolaşmanız. Hatta ekstra güvence istiyorsanız, battaniye ve telefonların ne kadar temiz olduğunu hijyen monitörleriyle bile kontrol edebilirsiniz.


Kaynak: Science Alert,/ bbc.com/turkce

Etiketler :