Nişantaşı'nda bir restoranda garsonluk yapan 50 yaşındaki İsrafil Türkmen'in eline yaklaşık 3 ay önce müşteriler kalktıktan sonra masayı toplarken, müşteri tarafından kullanılan ve peçete içinde kalan kürdan battı. İki gün içerisinde elinin şiştiğini ve ağrıdan duramaz hale geldiğin söyleyen Türkmen, "Başlangıcı çok minik, sonrası ise çok büyük bir olay oldu. Çevremdekilere anlattığımda şaka sanıyor ama fotoğrafları görünce ciddiyetini anlıyor. Önceden de kürdan, bıçak batıyordu ama bu kullanılmış olduğu için enfeksiyon olmuş.  Parmağıma battıktan sonra vücudumu sarmaya başlamış. 1 ay alçıda kaldı, 15 gün fizik tedavi gördüm. 3 ay uğraştım" dedi.

"Kana karışsaydı kurtarılma şansım olmazdı"

Kürdan battıktan sonra batan yeri kolonya ile temizlemesine rağmen ağrı ve şişlik inmeyince doktora giden Türkmen yaşadıklarını şu sözlerle anlattı; "Doktora ilk gittiğimde tetanos iğnesi yapıldı. Antibiyotik ve merhem kullandım. Daha sonra elim balon gibi şişti. Tekrar doktora gittim. Doktorlar ciddiyetini fark etti. Seni izleyeceğiz dediler. Neşterle enfeksiyon olan bölgeyi temizlediler. Daha sonra doktor ameliyat olmam gerektiğini söyledi. 6 gün hastanede yattım. 35 gün alçıda kaldı. Günlük yarım saat batikon banyosu, pansuman ve tekrar alçıya alınıyordu"

Elini artık eskisi gibi kullanamadığını söyleyen Türkmen, "Doktora şişliğin inip inmeyeceğini sorduğumda 'sen nasıl bir şeyin eşiğinden döndüğünün farkında değilsin, ölümle pençeleşiyordun' dedi. Enfeksiyon elimden koluma yayılmış. Enfeksiyonun yayılmaması için alçıya aldılar. Eğer kana karışsaymış kurtarılma şansım olmazdı. Evden dışarı çıkmıyor, telefonları açmıyordum en son arkadaşlarımı arayıp helallik istedim. Müşterilere de tavsiyem kürdanı peçete sarmasınlar, açığa koysunlar. Kimisi pidelere de batırıyor. Kedi, köpeklere mama olacak onlar. Onların bile canına mal olabilir" diye konuştu.

İsrafil Türkmen bir yandan tedavisine devam ederken bir yandan da aynı restoranda çalışmaya devam ediyor.

_^DHA