Yandaş Sabah yazarından skandal yazı: Yatakhanede tahta kurusu varmış, bizim okulda da vardı!

Yandaş Sabah yazarından skandal yazı: Yatakhanede tahta kurusu varmış, bizim okulda da vardı!
İstanbul'da inşa edilen 3. havalimanında kötü çalışma koşulları ve iş cinayetlerini protesto etmek için işçilerin direnişe geçmesinin ardından, yandaş ve işçi düşmanı yazarlardan skandal yazılar üst üste geliyor

İstanbul'da inşa edilen 3. havalimanında kötü çalışma koşulları ve iş cinayetlerini protesto etmek için işçilerin direnişe geçmesinin ardından, yandaş ve işçi düşmanı yazarlardan skandal yazılar üst üste geliyor. Sabah yazarı Engin Ardıç, bugünkü köşesinde "Yatakhanede tahta kurusu varmış. Bizim okulda da vardı" diyerek adeta kan emici tahta kuruları yüzünden uyuyamayan işçilerle alay etti.

İstanbul'da inşa edilen 3. havalimanında çalışma koşulları nedeniyle yaşanan işçi isyanının ardından Sabah yazarı Engin Ardıç "Yatakhanede tahta kurusu varmış. Bizim okulda da vardı" dedi. Ardıç yazısında ayrıca "500 kişi öldü diyorlar, dört yılda ölen 27 kişi, buna şantiye yolunda trafik kazaları da dahil" ifadesini kullandı.

Engin Ardıç’ın “Buna sabotaj denir” başlıklı yazısı şöyle:

Açılmasına bir buçuk ay kala, yeni havaalanı inşaatında çalışan işçiler kazan kaldırmışlar.

Neden?

Servis otobüsleri geç kalıyormuş, işçiler yağmur altında bekleşiyorlarmış (İstanbul'a son üç ayda üç gün yağmur yağdı.)

Yatakhanede tahta kurusu varmış. Bizim okulda da vardı.

Ücretler elden ödeniyormuş, bazıları bir süredir para alamıyorlarmış, falan filan.

TİKKO ve HDP üyeleri hemen şantiyeye üşüştüler. Ekmek çıkaracaklar! Bu arada tam 450 sahte kimlikli provokatör de saptanmış. Kimlikleri kopyalamışlar, içeri dalmışlar.

Şimdi muhalif basın da sazan gibi üstüne atlayacak, solculuk teranesi tutturacak. "Tayyip düşmanı" mizah siteleri de çanak tutacaklar tabii.

Oysa inşaatta 800 servis aracı, 725 temizlik personeli, 200 sağlık görevlisi, 6 ambülans ve 7 revir var.

500 kişi öldü diyorlar, dört yılda ölen 27 kişi, buna şantiye yolunda trafik kazaları da dahil.

Hiçkimse "işçi hakları" falan diye cak cuk etmesin.

Bu eylem "solculuk" değildir.

Buna "sabotaj" denir.

Fetö Beştepe'yi bombaladı, Marmaris'te otel bastı, Tayyip Erdoğan'ı öldüremedi. Şimdi de havaalanı üzerinden mi boğazını sıkmak istiyor?

Yeni bir Gezi olayı ha?

Bu inşaat ya bitecek ya bitecektir.

Grev yapamazlar, durdurulur.

Ayaklanma çıkaramazlar, polis var.

Ama bu sefer "çadır yakacak" Fetö'cü polis yok...

"Köprüyü de yaptırmayacağız, havaalanını da" kafası bir kere yenilmişti, bir daha yenilecek.

***

Seçim kampanyası sırasında Muharrem İnce, "havaalanını yıkacak mısınız" sorusuna, "maalesef inşaat çok ilerlemiş, artık yıkamayız" diye cevap vermişti...

Yani az ilerlemiş olsa yıkacaktı!

Galiba şimdi de "yıkamayız ama hiç olmazsa geciktiririz" yaklaşımı öne çıkmış bazı çevrelerde...

Bununla ne kazanırsınız?

Diyelim ki havaalanı 29 Ekim'de değil de 29 Kasım'da açıldı, bu size oy mu getirecek?

Etiketler :