Barzani sıcak çatışmaya zemin hazırladı!

Barzani sıcak çatışmaya zemin hazırladı!
Başbakan Binali Yıldırım, Habertürk, TRT Haber, NTV, CNN Türk ve A Haber kanallarının ortak yayınında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başbakan Yıldırım’ın açıklamalarından satır başları:

-IRAK’TAKİ REFERANDUMLA İLGİLİ ANKARA HANGİ ADIMI ATMAYI PLANLIYOR?

Bu referandum dünyanın tüm uyarılarına rağmen başta komşular İran, Türkiye olmak üzere hemen hemen bütün BM’ye tabii ülkeler bu referanduma karşı görüşlerini ortaya koydular. Ancak bir inatlaşmaya gitti, Irak’ın Kuzey’indeki bölgesel yönetim. Ve bu referandumu yapıyor. Biz açıkça ifade ettik, bu referandumun sonuçları hiçbir şekilde tanınmayacaktır.

Yok hükmündedir. Barış ve istikrara hiçbir katkısı olmayacak, varolan kaosu, krizi ve sorunları daha da artıracaktır. Bunu maalesef orada yaşayan Kürtleri, Arapları, Türkmenleri, Ezidileri bütün farklı etnik gruptaki insanların geleceğini düşünmeden dikkate almadan orada Irak’ın Kuzey’indeki bölgesel yönetimin kişisel ihtirasları sonucu alınmış bir karardır.

“KARARLAR ESASINDA ÜÇ GRUP ALTINDA ELE ALINACAK”

Türkiye elini kolunu bağlayacak bekleyecek değil. Uyarılarımızın yanı sıra, MGK’da Bakanlar Kurulu’nda ve en son da geçtiğimiz cumartesi günü TBMM’de tezkere oylaması yapmak suretiyle atılacak adımlara esas olacak kararlarımızı verdik. Kararlar esasında üç grup altında ele alınacak. Bir tanesi, ekonomik boyuttaki karar. İkincisi siyasi diplomatik alanda yapılacak çalışmalar. Üçüncüsü de güvenlik ve askeri boyutta yapacağımız çalışmalar.

“BAĞDAT BİZİMKİNE BENZER BİR TOPLANTI YAPTI VE ORADA KARAR ALDILAR”

Dün itibariyle Irak Merkezi Yönetimi Bağdat bizimkine benzer bir toplantı yaptı ve orada karar aldılar. Başta İran ve Türkiye olmak üzere bundan böyle sınır geçişleri, havaalanları, enerji nakil hatları, boru hatları gibi konularda muhatabın sadece kendileri olduğunu ve ilgili ülkelerin verecekleri kararda, yapacakları uygulamalarda muhatabının Bağdat olması gerektiğini, bu konuda bize bilgilendirme yaptılar.

“UMUT EDERİZ Kİ BÖYLE BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYA KALMAYIZ”

Bunun anlamı şu, merkezi hükümet anayasaya göre böyleydi zaten. Ancak anayasada fiili durum bölgesel yönetim oluşturduğu için ve Irak’ın da kendi sorunlarına yoğunlaşmasından dolayı bu noktada fazla bir şey yapamadılar. Ancak kriz dönülmez noktaya geldiği için bundan sonrası hiç hoş olmayan rahatsız edici gelişmelerin de olacağı bir sürecin başlangıcı bölgede. Umut ederiz ki böyle bir durumla karşı karşıya kalmayız.

“SICAK BİR ÇATIŞMAYA DA ZEMİN HAZIRLAMIŞTIR”

İnatla Kerkük gibi Musul gibi anayasayla tanınmış sınırlar dışında bu referandumu yapma inadı bir anlamda sıcak bir çatışmaya da zemin hazırlamıştır. Bunun da bedeli oradaki günahsız sivil insanlara olacaktır. Bizim bundan sonraki adımlarda Irak Merkezi Yönetimini daha fazla doğrudan muhatap alarak ona göre kararlarımızı vereceğiz.

-ÜÇ BAŞLIK DEDİNİZ. EKONOMİ DEDİNİZ, IRAK HAVA SAHASINI KAPATTI. TÜRKİYE HAVA SAHASINI KAPATACAK MI? HABUR KAPATILACAK MI? PETROL KONUSUNDA TRANSİTİ KESECEK MİYİZ?

Bugün itibariyle benzer talep Türkiye’ye ulaştı. Dünkü nota aynısı bugün bize de geldi. Biz de bunun üzerinde arkadaşlarımız bir ekip oluşturdum ilgili bakanlıklardan. Enerji Bakanlığı, Gümrük Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı bunlardan oluşan bir ekip bunların detaylarını çalışıyor. Çok geç olmadan bu adımları atacağız. Gerek hava sahasıyla ilgili, gerek sınır kapılarının nasıl yönetileceği… Burada zorluklarımız var, bunlardan bir tanesi sınır kapılarında fiilen şu anda Peşmerge oranın yönetiminde. Irak onlardan sınır kapılarını teslim etmek istedi. Bunlar o teslimatı yapacaklar mı, yapmayacaklar mı, onu da takip etmemiz lazım. O yüzden Bağdat ile daha sıkı bir diyalog içinde bu süreci yürütmemiz gerekiyor.

“KÜRTLERLE BUNLARI BİRBİRİNDEN AYRI TUTALIM”

Bizim hedefimiz bölgede yaşayan insanlar değil. Bizim ulusal güvenliğimize karşı tehdit olarak gördüğümüz bu referandum konusunda inat edenlerdir. Kürtlerle bunları birbirinden ayrı tutalım. Bizim nüfusumuzda her mezhepten insan var. Biz bunlarla aynı bayrak altında bir millet olarak birlikte yaşıyoruz. Bizim takıldığımız konu ayrımcılık hareketini körüklemektir. Bunlar birinci derecede Irak için, ikinci derecede komşu ülkeler bakımından sorundur. Biz 40 yıldır bunun bedelini ödüyoruz arkadaşlar. PKK ile mücadeleyi biz niye yapıyoruz? Bölücü hareket, ayrımcı hareket. İnsanlarımızı taciz ediyorlar, öldürüyorlar, her türlü cezayı vermeye çalışıyorlar. Bu mücadele bir ülke egemenliğinin korunması, milletin birlikte beraber tutunma mücadelesidir.

“BİZİM ALACAĞIMIZ KARARLARDA KARŞIMIZDAKİ MEŞRU İDARE OTORİTE BAĞDAT’TIR”

Bu konuda attığı adımların ne kadar yanlış olacağını, ne kadar büyük bedeller olacağını görecek ama iş işten geçecek. Sınır kapıları, havaalanları merkezi hükümetin sevk ve idaresindedir. Petrol boru hatları, iletişim hatları da dahil. Bizim alacağımız kararlarda karşımızdaki meşru idare otorite Bağdat’tır, merkezi hükümettir. Görüşmeler sürüyor, uygulama kısa sürede de başlayacak.

Onların resmen taleplerini aldık, bu önemliydi harekete geçmek için. Bugün itibariyle süreç başladı.

-ASKERİ AYAĞINI MERAK EDİYORUM… NE KADAR HAZIRIZ?

Bizim 40 yıldır terörle mücadelemiz var. Sıcak takip meşru hakkımız, egemenlik hakkımızdan doğan sıcak takip meselesi de var. Bunlar devam ediyor, bu olaylarla alakası yok. Biz sınırlarımızın güneyindeki PKK terör kamplarına her zaman hava harekatı yapabiliriz, yapıyoruz da. Bundan sonrası askeri boyutu, bizim aldığımız bu kararlara karşı… Diyelim ki hudut kapısından Bağdat’a geçiş yapacağız. Buna karşı bir engelleme sıkıntı oluşursa tabi ki biz gerekli güvenlik tedbirlerini almak zorundayız. Bunu da Irak Merkezi Hükümeti’nin koordinasyonuyla yapacağız. Türkmenlere karşı orada bir büyük bir kıyım, yok etme hareketi tekrar başlatırsa buna da duyarsız kalmamızı kimse beklemesin.

-BİR TAMPON BÖLGE SÖZ KONUSU MU?

Bunları konuşmak için çok erken. Gelişmeleri takip etmekle beraber tedbirlerimizi alıyoruz. Durup dururken biz hiçbir şekilde maceraya girmeyiz. Ama ülkemizin menfaatlerine halel getirecek bir tutum olursa onun da karşılığını hiç gecikmeden veririz.

-ORADA YATIRIMI OLAN, ALACAĞI OLAN VAR… BİR DE BÖLGESEL YÖNETİMİN VERGİSİNİ DENETLEDİĞİ BİR YAPIDAN SÖZ EDİYORUZ. MERKEZİ HÜKÜMET BUNU NASIL KONTROL EDECEK?

Bu güzel bir soru. Düne kadar durum buydu. Ama bugün dün yok her şey değişti. Irak’ın tamamında uluslararası ilişkiler dış ilişkilerde merkezi hükümet anayasadan doğan haklarını eksiksiz kullanacağını açıkladı.

“BİZ DE BUNA KARŞILIK MUTLAKA VERECEĞİZ”

Bu tabi bir çatışma riskini de beraberinde getiriyor. Onun kararını verecek olan Bağdat’tır. Bağdat bu konuda ne kadar kararlılık gösterecek? Bizimle ilgili kısmı ne? Bizim buradan taşımacılarımız girdiler. Bağdat’a gidecekler, Basra’ya gidecekler diyelim. Ne yapacak? Kerbela’ya gidecek, bu güzergahta peşmerge unsurları tarafından herhangi bir şekilde saldırıya uğramaması. Buna yönelik oradan giden araçlarımıza yönelik bir hareket olursa bu bize yapılmış bir harekettir. Biz de buna karşılık mutlaka vereceğiz. Radikal unsurlar, teröristler bu süreç içerisinde daha da çılgın hareketler yapabilirler. Bu konuda da tedbirlerimizi alıyoruz. Her türlü eylem, kalkışma, ister hudutlarımız içinde dışında olsun fark etmez. Anında karşılığını görecek.

-BAŞİKA’DAKİ TÜRK ASKERİ ARTACAK MI? PEŞMERGENİN EĞİTİMİ DURACAK MI?

Bunlar yaşandıktan sonra Irak’ın Kuzeyindeki bölgesel yönetime, onların yaşaması için, izolasyona rağmen oradaki insanların sıkıntılarının giderilmesi için gösterdiğimiz iyi niyet ve gayretin bundan sonra devam etmesi söz konusu değil. Bunun bilinmesi lazım. Kürtlerin bağımsız olmasına Türkiye niye itiraz ediyor deniyor. Böyle bir şey yok kardeşim. Sorun zaten yıllardan beri sıkıntılarla gelmiş bir toplumun, Kürdün, Ezidinin, Arabın daha büyük belalara muhatap olmaması için dostça uyarımızı yaptık. Ama anlayana.

“BİZİM TATBİKATA IRAK DA KATILMA KARARI ALDI”

Vatandaşlarımıza buralara gidişle ilgili seyahat uyarılarını yaptık. Genelkurmay başkanımız Iraklı muhatabını kabul etti. Sahada neler yapabilir? Bizim tatbikata Irak da katılma kararı aldı. Başka yapılacak işler var.

Başika’yla ilgili değil, bunlar detayları burada söylememe gerek yok. Tahran’a bir ziyaret yapacak genelkurmay başkanımız, akabinde ayın 4’ünde de Cumhurbaşkanı’nın Tahran ziyareti var. İran, Türkiye, Irak bu krizin büyümeden çözülmesi yönünde bütün gayretimizi göstereceğiz.

-KERKÜK’ÜN DURUMU NE OLACAK? BİZİM PLAN PROGRAMIMIZ NEDİR?

Doğrusu Kerkük’te demokratik yapıyı Körfez savaşından sonra fiili durum yaparak oradaki bölgesel Kürt yönetimi değiştirmek için adeta bir zulüm uyguladı. Oradaki insanları yerinden çıkardı. Dolayısıyla Kerkük gibi şu anda anayasa bakımından bölgesel yönetime ait olmayan yerlerin dahil edilmesi, hem referanduma dahil edilmesi hem de bir oldu bittiye tabii tutulması ihtimaline karşı Irak Merkezi Hükümeti ile koordinasyon halinde bir çalışma içine gireceğiz.

“BİR OLDU BİTTİYE KAYITSIZ KALMAMIZ DÜŞÜNÜLEMEZ”

Bir oldu bittiye kayıtsız kalmamız düşünülemez. Nihayet Irak’ın toprağıdır, hükümranlık hakkı ondadır. Bizden destek talebinde bulunursa tabiatıyla biz bunu tereddütsüz yerine getiririz. 1957 nüfus sayımında Kerkük’teki Türkmen sayısı yüzde 70’ti. Bu oranın yüzde 30’a gerilediği söyleniyor.

-SİZE GÖRE, BAŞBAKAN OLARAK BARZANİ BÖYLE BİR ADIMI ATMAKTA NEDEN ISRARLI?

Kendisinin konumuyla ilgili, kişisel nedenlerden olduğunu düşünüyorum. Gelecek yıllarda seçimi var. Bugüne kadar da zaten orada parlamentoyu toplayamıyor, bir otorite ile ilgili sıkıntıları var. Bir konsolidasyon yapma ihtiyacı duyduğunu düşünüyorum. Öngörüm bu doğrultuda.

“GAZA GETİRENLER OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”

Bir de gaz verenler vardır. “Sen boş ver sonunda iş düzelir” diye gaza getirenler olduğunu düşünüyorum. Ama unutmasın ki sırtını sıvazlayanlar, gaz verenler işler yolunda gitmezse hiç tanımazlar. Yine geleceği, çalacağı kapı burasıdır. Çünkü coğrafya böyle diyor. Tüm bu konuları BM ile, Amerika ile, Rusya ile, İngiltere ile daimi üyeler başta olmak üzere uluslararası toplumla koordinasyon halinde yürüteceğiz.

-İSRAİL’İN AÇIKTAN DESTEĞİ VAR. AMA ABD’NİN DE ‘ŞİMDİ YAPMA’ DİYE AÇIKLAMALARI OLDU. ARKASINDAKİ İSİM ABD MİDİR? SURİYE’NİN KUZEYİNDEKİ GELİŞMELER DE BAĞLI. BİR KÜRT DEVLETİ, TERÖR KORİDORU OLUŞTURULURSA, ANLAŞMALARA BAKTIĞIMIZDA TÜRKİYE ANKARA ANTLAŞMASINA DAYANARAK ASKERİ SEÇENEĞİ MASAYA ALIR?

Bizim için güney kara hudutlarımızda bir statü değişikliği, ister Irak’ta ister Suriye’de kabul edilemez. Bunu biz tehdit olarak görüyoruz.

“HİÇBİR ŞEKİLDE BÖYLE BİR REFERANDUM MEŞRU DEĞİLDİR”

Tabi bizim için beyan esas. ABD Başkanı, Cumhurbaşkanımızla yaptığı toplantıda bu referandumun yanlış olduğunu, erteleme değil yapılmaması gerektiğini kamuoyuna açıkladılar. Ama Amerika’da başka yetkililer, ‘bu ertelensin, zamanlaması doğru değil’ Bizim dediğimiz, ne bugün ne sonra. Hiçbir şekilde böyle bir referandum meşru değildir.

Tabi İsrail’in kendi hesapları var, iç sorunları var. Yani oradaki yapılan açıklamalar kuvvetli resmi bir açıklamaya dönüşmedi. Bu yönde münferit açıklamaları duyuyoruz. Bunda şaşılacak bir şey yok.

Tatbikata, askeri personel, subay veya uzman düzeyinde katılım olacağı konusunda bir bilgi var. İran ile farklı bir işbirliğimiz var. Tatbikata katılma şeklinde değil, orada yaşanabilecek gelişmelere karşı hem PKK ile mücadele, hem Kerkük başta olmak üzere yaşanabilecek gelişmelere karşı işbirliği yapacağız.

-SAYIN CUMHURBAŞKANI NEW YORK’TAKİ TEMAS ÇERÇEVESİNDE YENİ BİR HEDEF GÖSTERMİŞTİ. AFRİN. TSK AYNI ANDA İKİ CEPHEDE MÜCADELE ETMEYE HAZIR MI?

Bunu tabi topyekun savaş olarak düşünmeyin. Biz savaşa girmiyoruz. Biz ülkemizin güvenliğini ilgilendiren konularda sınır ötesi tedbir alıyoruz. Afrin’in güneyinde bir çatışmasızlık alanı oluşturmak için adım atıyoruz.

“SAVAŞA FALAN GİRDİĞİMİZ YOK”

Bunları savaş diye nitelemek yanlış olur. Keza Irak tarafında da aldığımız tedbirler bu anlamsız, sözde referandum kararından sonra oradaki terör unsurlarının daha da cesaretlenerek ülkemize yönelik faaliyetlerini artırmamalarını önlemeye yönelik. Vatandaşlarımız rahat olsun, savaşa falan girdiğimiz yok.

“BU BİR TİYATRO”

Endişe havası oluşturmayalım. Bunlar noktasal operasyonlardır. Bu bir tiyatro. Oradan farklı bir sonuç çıkacağını beklemiyoruz.

-ANA MUHALEFET PARTİSİNİN ELEŞTİRİLERİ OLDU. KIRMIZI HALI SERMEK, BAYRAĞINI ASMAK GİBİ KONULARLA HÜKÜMETİ SUÇLADILAR. BARZANİ KONUSUNDA İYİ İLİŞKİLER KURARAK HATA YAPMIŞ MIDIR?

Türkiye hata yapmadı. Türkiye, Irak anayasasına konan esaslar dahilinde bir muamele yaptı. Ama bundan böyle bu muameleyi yapmayacak. Oradaki bizim yaptığımız protokol uygulamaları efendim Barzani’nin Irak’ın Kuzeyindeki bölgesel yönetimine abartılarak keyfi yaptığımız uygulamalar değil. Onlar başka ülkelerde de var olan, anayasayı esas alan bir federal federasyonun anayasadan aldığı haklar çerçevesinde meşruiyeti olan uygulamalardı. Bunları tenkit etmek günlük siyasetin işidir.

“DÜŞMANLIKLA HİÇBİR ŞEY HALLEDEMEZSİNİZ”

Biz bu insanlara pasaport da verdik, ülkemiz vatandaşı da yaptık. Yeter ki bölgede sükûnet barış olsun, terörle mücadeleye katkı sağlasın. Bunu yapmamızın neresi yanlış? Düşmanlıkla hiçbir şey halledemezsiniz.

“DAHA FAZLA BİZİM MUHATABIMIZ BUNDAN BÖYLE BAĞDAT OLACAK”

Ama yanlışta ısrar eden varsa ona da hak ettiği cevabı verecek güçte ülkeyiz. Bundan sonra şu şansını yitirdi. Artık anayasada hak ettiği tanımlanan muameleyi de göremeyecek. Daha fazla bizim muhatabımız bundan böyle Bağdat olacak.

-MUHATABIMIZ BAĞDAT DERKEN, İRAN İLE İLİŞKİLERİN YOĞUNLAŞACAĞINI MI SÖYLÜYORSUNUZ?

Irak’ın İran içindeki faaliyetleri ayrı bir konu. Ama burada ortak bir hassasiyet var. Bu bölgedeki gelişmeler hem Irak Merkezi Hükümetini hem Türkiye’yi hem İran’ı. Burada bir hedef birliği var. Biz buna odaklanıyoruz. Diğer konuları tasvip ettiğimiz anlamına gelmez. Mezhepsel bir yayılma, nüfuz alanı oluşturma bunlar da kabul ettiğimiz şeyler değil. Bölgeye dışardan gelenlerin getirdiğini gördük. İki körfez harekatı oldu arkada ne kaldı? Binlerce ölen insan, milyarlarca dolar hasar. Bunun en büyük bedelini de biz ödüyoruz. Terör bu kaostan yararlanarak daha fazla sızmalar oluyor. Biz bu konuya mezhep açısından bakmıyoruz.

-PETROL GEÇİŞ ÜCRETİYLE İLGİLİ NE OLACAK? BU TÜRKİYE’Yİ ZORA SOKAR MI?

Mesele memleket meselesi olunca bunların hesabı olmaz. Türkiye’nin ekonomik büyüklüğü içinde bunların adı esamesi olmaz. 300-500 milyon dolar, varsın gelmesin. Merkezi hükümet petrol nakliyesiyle ilgili bizden talep ederse bu iş yine devam eder.

-TÜRKİYE ALMANYA İLİŞKİLERİ GERGİNDİ. MERKEL BİR KEZ DAHA KAZANDI. NE DİYORSUNUZ? SİZ ARADINIZ MI?

Sayın Merkel’e bir yazılı tebrik mesajı gönderdim. Her ne kadar birinci parti oldu ama tek başına iktidar olamadı. Her seçimde milletvekili sayısı değişiyor. Geçen seçimde zannediyorum 660 civarındaydı, bu seçimde 709. Öyle bir sistemleri var onların, seçime göre değişen. Buna göre tek başına iktidar olamadı. Önceki seçime göre oy kaybetti ama birinci parti. Anladığımız kadarıyla büyük koalisyon olmayacak. Schulz açıkladı, ben katılmayacağım dedi. Geriye ne kalıyor? Jamaika koalisyonu kalıyor.

Artık onların işi. Biz bu kadar işimiz gücümüz içinde onların koalisyonuna yardımcı olamayız. Ama şunu bekliyoruz tabi. Artık seçim havası bitti, geçim havası başladı. Normale dönelim, işimize bakalım. Türkiye ile uğraşmak, Türkiye hakkında büyük büyük laflar etmenin seçime zararı da oldu. Hollanda da bunu yaptı oy kaybetti. Almanya’da bunu yaptı oy kaybetti. Kim kazandı? Irkçılar kazandı.

Bu noktada AB başta olmak üzere, AB’nin önde gelen ülkeleri Almanya, Fransa bunu atlattı. Macron çıktı, mucize oldu bundan kurtuldu. Ama Almanya gelecekle ilgili tedbir alması lazım. Almanya’nın yapacağı iş, FETÖ’cülere müsamahayı bırakacak. PKK sempatizanlarına alan açmaktan vazgeçecek. Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi için buna ihtiyaç var. Yapmazsa kendilerinin bileceği iş. Biz Almanya’nın Türkiye’nin menfaatinin de bunu gerektirdiğini söylüyoruz. 3 milyon insanımız var orada. Burada bir kayda değer davranış değişikliğine ihtiyaç var. Bu da PKK-FETÖ ile ilgili tutumu. Bu hasmane tutumdur. Buraya biraz daha detaylı yeni dönemde Merkel’in yoğunlaşması lazım. Bunun mümkün olabileceğini düşünüyoruz.

-GÜLEN’İN İADESİ, KORUMALARLA İLGİLİ KARARLAR, ZAFER ÇAĞLAYAN’IN TUTUKLANMA KARARI… TRUMP – ERDOĞAN GÖRÜŞMESİNE GÖZLER ÇEVRİLMİŞTİ. HERHANGİ BİR HABER TÜRK DEVLETİNE ULAŞTI MI?

Bu konular görüşmelerde dile getirildi. Takdir edersiniz bir saatlik görüşmede, heyetler arası konuşmada bunlar çok detaylı konuşulamaz. Bunlar aktarıldı.

“AMERİKA İÇİNDE BÖYLE DEĞİŞİK AMERİKALAR VAR”

Ancak Amerika farklı bir ülke. Amerika içinde böyle değişik Amerikalar var. Karar mekanizmaları çok değişik. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Korumalarla ilgili muamele, FETÖ’ye bakış açısı, NATO müttefikliğinden doğan yapılması gereken işlerin yapılmaması. Suriye’de Türkiye’ye açıkça tehdit olan unsurlarla işbirliği gibi konular, Amerika’nın Türkiye’ye karşı bakışını yansıtıyor. Bunu görmezden gelemeyiz. Duygusal hareket etmeye gerek yok.

-SAYIN TOPBAŞ İSTİFA ETTİ Mİ? ETTİRİLDİ Mİ?

Ne demek o? Takip edemedim, ben MGK toplantısındaydım. “istifa etti” diye bir bilgi geldi. Ama orada istifa ettirildim gibi bir şey mi dedi?

“BUNUN EN GÜZEL CEVABI HERHALDE KADİR BEY’DEDİR”

İstifa tek taraflı bir iradedir. Siz bir görevdesiniz. Ben istifa ediyorum dersiniz, bitti. Bundan doğal bir şey yok. Arka planında, zihninde, ruh dünyasında ne var ne yok ben onu bilemem. Ama ben sonuca bakarım. Bunun en güzel cevabı herhalde Kadir Bey’dedir.

Kadir Bey ile konuştum. İstifaden önce de konuştum, istifa ettikten sonra da görüştük. İstifa edeceği konusunda bana bilgi verdi sadece.

-YERİNE KİM GELECEK?

Yerine, bir arkadaş, ilçe belediye başkanlarından biri gelir muhtemelen. Bununla ilgili Pazar günü genel başkanımız, belediye başkanlarıyla geniş katılımlı bir değerlendirme yaptı. Ve bu hafta sonunda da doluyor süre. Perşembe günü 28 Eylül’de İstanbul büyükşehir belediye meclisi toplanacak ve seçim yapacak. Bir arkadaşımız görevi doldurmuş olacağız.

-2019 İÇİN PEK ÇOK YERDE İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BAŞKANLIĞI İÇİN ADINIZ GEÇİYOR?

Şimdi koltuk boşaldı, başka biri gelip oturacak. Bizi nereye koyacaksın? Dolu koltuk yani. Bizim de burada iyi kötü işimiz var.

-TEOG KONUSUNDA NELER OLACAK?

Bu TEOG konusu başından beri yanlış anlaşılıyor. TEOG bir sistem değil. Sistem değişikliği diyorlar ya, böyle bir şey yok. Sistem değişikliği yok. Burada ne var? TEOG dediğimiz ortaokul sona kadar, temel öğretim birinci 4 ikinci 4, ara sınıflarda her sömestr bir imtihanın okullardaki bir imtihanı Ankara soruları hazırlıyor, gönderiyor. Okullar yapıyor. Burada belirli üst kalitede okullara, hormonlu not vererek öğrenci hazırlayıp avantaj sağlamasın diye yapılmaya çalışılan bir şey. Ama bu zaman içerisinde 2013’ten beri bir yarışa döndü. Tekrar eski LYS gibi, YGS gibi bilmem ne. Özel kurslar, dershaneler, çocuklar bunaldı.

“TEOG KALKINCA BÜTÜN ÖĞRENCİLER BÜYÜK BİR BAYRAM HAVASINDA”

Hafız olacakmış gibi ezberle ezberle kimyası bozuldu. TEOG kalkınca bütün öğrenciler büyük bir bayram havasında benim torunum da 6’ncı sınıfa başladı. “Dede teşekkür ederim TEOG’u kaldırdınız” dedi. Hiçbir öğrenci sınavı sevmez. Sınav tatsız bir şeydir. Ama sınav olmadan da gelişme olmaz.

“MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÜÇ TANE ÇÖZÜM ÜRETİYOR”

Dolayısıyla TEOG kalkıyor, bu sene uygulanmayacak. Bunun yerine Milli Eğitim Bakanlığı üç tane çözüm üretiyor. 8’nci sınıf bitti, ondan sonraki 4 lise. Liseler de değişik değişik işte. Anadolu lisesi var, meslek lisesi var, fen lisesi var, sanat lisesi, spor lisesi var. Burada bir tanesi her lisenin kendi sınavını yapması. Karar verilmiş değil. Bunların artıları eksileri çalışılıyor.

İkinci yöntem, ortaokul sertifikasyon sistemi. Üçüncü yöntem de, ortaokul bazlı yerleştirme.

Burada tabi ağırlıklı olarak adrese dayalı kayıt sistemi yüzde 50’si belki öğrencilerin… Bir kısım okullar da ortaokul mezuniyet ortalamasını arayabilir. Bazı okullar diyebilir ki, ben ortaokul mezuniyet ortalaması arayacağım, ona göre kontenjanını bildirir. Bir de bazı okullar kendi sınavın yapar. Bunu yapar ama o sınav mutlaka bakanlığın gözetiminde olması lazım.

“BİR AY İÇİNDE BELLİ OLUR”

Hatırlayın üniversitede sınav yapılıyordu. İsim kapatılıyordu, ondan sonra yazılıp veriliyordu, okuyunca bu Veis’in kağıdı az vereyim, çok vereyim diyemez. Emniyet tedbirleri alınarak, soruların da merkezden hazırlanarak sınavın yapılması. Tabi bunların hangisinin en isabetli olduğu konusu bakanlar kuruluna gelecek. Birisinde karar kılacağız. Bir ay içinde belli olur.

-ANADOLU’DAKİ ÇOCUKLAR NE OLACAK? ONLARA NASIL BİR FIRSAT EŞİTLİĞİ OLACAK?

Onlara kapı kapanmıyor ki, TEOG’da ne yapıyorsa burada onun daha kolayını yapacak. Ortaokulda dersleri çok iyiyse onun katkısı var. Okula girmek istiyorsa orada alacağı puan var. Ama bir iddiası yoksa açıkta kalmayacak, gidecek mahalledeki liseye gidecek.

“BUNUN MÜKEMMELİ YOK ARKADAŞLAR”

Bunun mükemmeli yok arkadaşlar. Ben eğitimci değilim, mühendisim. Burada sübjektif kararları ortadan kaldıracak, öğrencileri de canından bezdirmeyecek bir sistem getirmek.

Hiçbir öğretmenden şu beklenmez, ben şu çocuğa kayırmacılık yapayım da öne geçireyim… İsteyelim istemeyelim böyle uygulamaları gördük. FETÖ de bunu yaptı. Önce soruları çaldı, soruları hazırlayan komisyonları elde etti ve sonra bir tane dışardan adam giremedi. Kendine müzahir insanları okullara, askeri okullara, memuriyete doldurdu. Ama yapılan şey neresinden bakarsan ihanet.

Yeni çözüm bu sene mezunlar, bu sene 8’nci sınıftan mezunlar yeni uygulamayla liseye gitmiş olacak. Daha sömestr gelmeden bu kararı açıklayacağız.

-SBS, ÖSS, TEOG… EĞİTİMDEKİ SORUNUMUZ NEDİR?

Eğitimdeki sorunumuz şu, insan… İnsan kalitesi. Bizim öğretmen eksiğimiz yok. Toplamda eksiğimiz yok. Ama belirli bölgelere herkes gitmek istediği için, Ankara, İzmir, İstanbul… Ama Ağrı’da yapmak istemiyor. Ama sizin sorunuzun cevabı bir günlük alınacak tedbirle hallolacak bir iş değil. Yıllarca yatırım yapmamız lazım. İnsan kaynağımızı, kapasitemizi geliştirmemiz lazım. Hangi sistemi getirirseniz getirin.

“İNSANIN OLDUĞU YERDE EĞER KÖTÜ NİYETLİ İNSANLAR VARSA O SİSTEM İŞE YARAMAZ”

Dünyanın en iyi sistemini de getirirseniz getirin. İnsanın olduğu yerde eğer kötü niyetli insanlar varsa o sistem işe yaramaz. En beceriksiz sistem iyi uygulayıcıların elinde çok iyi sonuçlar verir.

Fransa’ya Almanya’ya İngiltere’ye bakıyoruz. İşin özü şu, okul, veli ve okuldan aldığı notlar. Bunlar değerlendiriliyor çocuğun nereye gideceğine karar veriliyor. Kimse de burada torpil yapılıyor diye bir şey demiyor. Çocuğun kapasitesi kabiliyeti başarısı oraya yansıyor. Hormonlamadan, şişirilmeden yansıyor. Biz desek ki, anasını babasını çağıracağız, öğretmenini çağıracağız, ikisi kararlaştıracak sen şuraya gideceksin. Kıyamet kopar değil mi Türkiye’de? Bizde de hedef böyle olmalı.

Ben şimdi bu ülkenin bu görevde olan başbakanı olarak, Hakkari’nin bir köyündeki öğretmenin şu an itibariyle ne yaptığını takip etme şansım var mı? 1 milyon 20 bin öğretmen var. Biz bunlara güvenmek mecburiyetindeyiz. Fedakarca görev yapıyorlar. Aybüke öğretmen… Aynı sonu yaşadı. Ne büyük hayalleri vardı ama alçaklar onları hayatının baharında bu hayallerinden kopardılar.

Orta Vadeli program 2018-2020… Bunu yarın bakan arkadaşlarımız açıklayacaklar. 2017 büyüme hedefimiz yüzde 5,5. 2018’de de 5,5. 2019’da da 5,5. 2020’de de 5,5 olacak. İşsizlik oranı bu yıl için 10,8 gibi görüyoruz. 2018’de 10,5. 2019’da 9,9. 2020’de 9,6. Enflasyon, 2017’de 9,5. 2018’de 7. 2019’da 6. 2020’de 5.

Bir kere tasarruf birinci. Ama bizden de başlayacağız. Önce kendimizden başlayacağız. Lüzumsuz harcamalarda tasarruf. Yatırımda tasarruf yok. İstihdam oluşturan, üretime katkı sağlayan, büyümeye katkı sağlayan konularda tasarruf yok. Teşvikler devam edecek. Öncelik burada gözetilecek. Kamu yatırımlarında da maliyet fayda dengesine bakacağız. İhtiyaçlar çok, projeleri koyduğun da 600 milyarlık iş geliyor. Dolayısıyla ihtiyaçları önceliklere göre sıralayıp ona göre yapacağız. Şimdi tabi ekonomiyle ilgili konuşacak çok şey var.

TAŞERON İŞÇİLER…

Taşeronlarla ilgili konuyu en geç bu yılın sonunda bir karar bağlamış olacağız. Taşeron statüsünde çalışan vatandaşlarımız endişe etmesin.

KADRO MU SÖZLEŞME Mİ?

Orasını açıklamayayım ama devletle bağlantıları kurulacak.

VARLIK FONU

Varlık Fonuna da bir atama yapabiliriz. Bu hafta olmasa da haftaya olabilir. Fon ile ilgili esasında ileri geri spekülasyonlar var ama bunlar doğru değil. Şimdi bu fon niye kuruldu? Mesela bir çok ülkenin 70-80’den fazla ülkenin böyle fonları var. Biz daha dün kurduk, atamasını Kasım’da yaptık bir sene olmadı. Ocak’ta fiilen göreve başladı. Aman öyle şeyler bekliyoruz ki sanki bir yerde gömü buldu, Türkiye’nin bütün işlerini düzeltecek… Bu fonun amacı belli. Büyük yatırımlara kaynak sağlayabilecek çalışmalar yapmak. Devletin elindeki varlıkları değerlendirip bunu yatırıma dönüştürmek. Dolayısıyla cari açığın daha fazla büyümesinin önüne geçmek. Fon böyle bir çalışma yapacak.

TÜRK TELEKOM

Türk Telekom iyi gidiyor. Göstergeleri de iyi. O ortaklıktan kaynaklanan sıkıntılardan kurtuldu. Niye? Biz yönetimi değiştirdik. Malum yüzde 55’si Hariri grubuna aitti. O yüzde 55’in de yüzde 35’i Suudi Arabistan Devlet Telekom şirketine aitti. Hariri grubu başka işlerinden dolayı sıkıntıya girdiğinden, Telekom’da da bunun sonuçları oldu ve borçlarını ödeyemedi. Şimdi ortaklık sözleşmesine göre bu ayın Ekim’in başında süre doluyor ve bizim kamu olarak bu sözleşmeyi temerrüt hali olduğu için müdahale etme hakkımız var. Ne oluyor? Bankaların alacağı var, ödeyemiyor. O halde biri gelip diyecek ki bize, “Ben bu borçları üstleniyorum ve yeni ortak olmak istiyorum. Kabul ediyor musunuz” Şartlar uygunsa olur, değilse bankalar borçları yeniden yapılandırır.

-REFERANDUMUN TÜRKİYE’DE SINIRLAR İÇİNDEKİ TERÖRLE MÜCADELEDE OLUMSUZ YANSIMA BEKLİYOR MUSUNUZ?

Doğrusu böyle bir ön görümüz var. Buna göre bir tedbir alıyoruz. Burada bir kaos olacak der demez bundan yararlanarak faaliyetlerini terör örgütü artırabilir. Gerekli tedbirleri alıyoruz.

-FETÖ İLE MÜCADELENİN ARDINDAN KHK’LARLA İLGİLİ KOMİSYON… İLK SONUÇLAR NE ZAMAN ALINIR?

Onunla ilgili şöyle bir şey diyebilirim. İtiraz komisyonu başladı, yerleşti. Bütün itirazlar 101 bin civarında. 14 Eylül itibariyle de süre dolu. Ta 2-3 aydır alıyor. Süre doldu zannediyorum Kasım itibariyle dosyaları ele alıp değerlendirecekler.

FETÖ İLE MÜCADELE

Devam eden davalar var. Davalar sonuçlanmaya yakın. Mahkemeler karar veriyor ama bana kalırsa benim kafama göre darbeden sonra bir ay içinde hepsinin ipini çekerdik. Öyle olmalıydı. Ama hukuk sistemi, o onu dedi, bu bunu dedi, buradan delil, buradan itirafçı geldi. Uzuyor, uzuyor milletin keyfi kaçıyor. O yüzden daha fazla uzatmamak lazım. Zannediyorum yıl sonuna kadar umutları kesilir. “Hababam FETO ekibi dayanın, reddedin, kabul etmeyin, kurtulacaksınız. Bu Perşembe olmazsa gelecek Perşembe.” Rüya tabirleriyle oradakilerin motivasyonunu yüksek tutmaya çalışıyorlar. Bir de oradaki yargılamaları uluslararası zemine çekecekleri için bir takım kasıtlı hareketler yaparak algı oluşturmaya çalışıyorlar.

Şimdi tutuklu sayısı 50 bin 400 civarında. Yakalama kararı verilen 8 bin 675. Açılan toplam dava sayısı 4 bin 971.

PKK İLE MÜCADELE

PKK ile ilgili doğrusu çok etkin bir mücadele yapıyoruz. Yurtiçinde özellikle barınma ve üst bölgelerinde bir yıl içerisinde 34 bin operasyon yapmışız, 1500 civarında barınma yeri tahrip edilmiş ve kontrol altına alınan köy sayısı 2388. Teslim olmalar var, gözaltılar var, tutuklular var. Örgüte katılım yüzde 85 azaldı son iki yılda.

-50+1 ZOR BİR SÜREÇ. SAYIN AKŞENER’İN KURACAĞI PARTİ VE GELİŞMELER. METAL YORGUNLUK. KİŞİSEL BİR KAYGINIZ VAR MI?

Tabi bu 2019 yeni cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine göre seçim öncekilere göre biraz daha çıtayı yükseldi, daha zorlaştı. Önceden 50’nin altında da iktidar oluyordu. Şimdi 50+1 şartı var. Dolayısıyla daha çok çalışmamız gerekiyor. Buna zorluk demeyelim de daha çok çalışma ihtiyacı var. Bütün toplumu memnunları ve gayrimemnunları kucaklamaya ihtiyaç var.

-AKŞENER’İN PARTİSİ BUNU NE KADAR ETKİLER?

O rahmetli Demirel’in lafı var ya… kimin ne yapacağı bizim ilgili alanımızda değil. Biz vatandaşımızla kendi iletişimimizi iyi şekilde sürdürüyoruz. Tabi ki herkes siyasi parti kurabilir, iddialar peşinde olabilir. 15 yıldır bu iddiaları ortaya koyan partiler var. Vatandaş geleceğini düşünecek, malzemeye bakacak. Ona göre kararını verecek. Biz hep kantara çıkarak bugünlere geldik. 2019’da da bir tereddüt görmüyorum.

Partimizdeki metal yorgunluğunu yanlış okumamak lazım. Bu yaz yorgunluğuna benzer, gelir geçer. Seçim heyecanı başladığında yorgunluk kalmaz. Yorulma, gelir bir ayran içersin, sonra durmak yok yola devam.

-2019 DEDİNİZ AMA ERKEN SEÇİM VAR MI?

Yok dedik ya. Tarihler belli. Fevkalade bir şey ülkede oluşursa ona da bir şey diyemem. İçinde bulunduğumuz şartlar içerisinde söylediğimiz gibi yerel seçimler 2019 Mart’ında, genel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimleri 2019’un Kasım’ında gerçekleşecek.

Bu arada yeni bir haber, İran, Irak bölgesel yönetimle sınırlarını kapatmış.

ASGARİ ÜCRET HAKKINDA ÖNEMLİ ÇALIŞMA

Meclis açılırsa 130 maddelik bir tasarı gönderiyoruz. Orada çok güzel şeyler var vatandaşlarımız ve ülkemiz için. Altın tahvili çıkarılıyor. Kira sertifikası çıkarılıyor. Kitle fonlaması devreye girecek. Artık sadece bankalar teminat mektubu vermeyecek, sigorta kuruluşları da verebilecek. Zorunlu deprem sigortasını yaygınlaştırıyoruz. Taşeron işçilerin sorunlarını çözüyoruz. Asgari ücretin vergi dilimi değişmesinden kayıplar vardı, onu ortadan kaldıracak ve değişmeyecek şekilde düzenlemeler yapıyoruz. Bunun farkını biz bütçeden karşılayacağız. Kimse asgari ücretin altında ücret almayacak.

Bir düzenleme, bazı belediyeler emlak vergi değerlerini astronomik artırdılar. Yüzde 3 bin, böyle bir şey yok ki memlekette ya. Bu vatandaşa zulümdür. Öyle kafasına göre bir arttırma olur mu ya. Kızıyor adama bu sokak bana az oy verdi, bas vergiyi. Yüzde 50’yi geçemeyecek. Turizm bölgelerinde bunlar hep devletten 49 yıllığına tahsisli veya kiralık. Bunları tekrar uzatıyoruz sürelerini. Yeniliyoruz anlaşmalarını, bir 49 yıl daha vereceğiz. Hem kaynak oluşacak, süreleri yaklaştıkça yatırım yapmıyorlar. Bu şekilde güzel düzenlemeler var.

Etiketler :