"Dini eğitim sırası öğretmenlerde"

"Dini eğitim sırası öğretmenlerde"
Türk Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu TEDMEM, öğretmen yetiştirme programı nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı’nı uyardı. TEDMEM raporunda “Aday öğretmen yetiştirme programı içeriğinde dini odaklı referansların hâkimiyeti dikkat çekmektedir” denildi.
Türk Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu TEDMEM, öğretmen yetiştirme programı nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı’nı uyardı. TEDMEM raporunda “Aday öğretmen yetiştirme programı içeriğinde dini odaklı referansların hâkimiyeti dikkat çekmektedir” denildi.

Cumhuriyet'in haberine göre; Türk Eğitim Derneği’nin (TED) düşünce kuruluşu TEDMEM, öğretmen yetiştirme programı nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı’nı (MEB) uyardı. Önceki gün 20 bin sözleşmeli öğretmen atama takvimi açıklayan MEB’in sözleşmeli öğretmen yetiştirme sürecini değerlendiren TEDMEM 2017 Eğitim Değerlendirme raporunda “Aday öğretmen yetiştirme programı içeriğinde dini odaklı referansların hakimiyeti dikkat çekmektedir” eleştirisi yönetti. Raporda ayrıca öğretmenlere yönelik politikaların yanlışlıkları anlatıldı.

"ÖĞRETMENLER DİNLE EĞİTİLİYOR"

Aday öğretmen yetiştirme programı içeriğinde dini odaklı referansların hakimiyeti dikkat çekiyor. Bilimsel ve evrensel ilke ve değerleri temel alan, eğitim bilimleri ve eğitim tarihi odaklı, özgür düşüncenin önünü açacak referansların çeşitlendirilmesi önemli görülüyor.

"PERFORMANS SİSTEMİ"

Tedbir alınması gereken öncelikli konu, performans değerlendirmesi kapsamında öğretmenlere uygulanması öngörülen sınavdır. Endişe edilen noktaların başında, öğretmenlerin sürekli sınav odaklı çalışması ve piyasada yeni bir sınav sektörünün oluşması geliyor.

"AÇIĞIN 3 KATI ÖĞRENCİ"

MEB, 2020’ye kadar öğretmen ihtiyacının 100 bin civarında olacağını açıkladı. Oysa 2017’de sadece eğitim fakültelerinin kontenjanı 228 bin civarında. Yani öğretmen yetiştirme programlarındaki öğrenci sayıları ile istihdam edilecek öğretmen sayısı arasında uyumsuzluk devam ediyor.

"GENÇLERE UMUT SATMAYIN"

Atanamayan öğretmen sorununun giderilmesi için 4 öneri var. YÖK, öğretmen yetiştiren programların kontenjanlarını gözden geçirmeli. Pedagojik formasyon uygulamasında kontenjanlar ihtiyaçla uyumlu şekilde sınırlandırılmalı. Böylece gençlere para karşılığı gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayal ve umut satılmamalıdır. Ayrıca ücretli öğretmenlik uygulaması kaldırılmalı ve yükseköğretim- istihdam ilişkisi gözden geçirilmelidir.

"ÜCRETLİ AMA ÖĞRETMEN DEĞİL"

2016-2017 eğitim öğretim yılında ücretli olarak derse girenlerden 8 bin 484’ünün ön lisans mezunu, 29 bin 736’sının ise eğitim fakültesi mezunu olmayan lisans mezunu olması dikkat çekicidir.

Etiketler :