O Savcı dosyayla ilgili konuştu

O Savcı dosyayla ilgili konuştu
Saygı ÖZTÜRK / SÖZCÜ - Celal Kara, yolsuzluk operasyonundan sonra görevden alınarak önce İstanbul’dan Afyonkarahisar’a gönderildi, ardından da açığa alındı. Kara, suçlanan 4 eski bakanın Yüce Divan’a neden gönderilmediğini...

Saygı ÖZTÜRK / SÖZCÜ - Celal Kara, yolsuzluk operasyonundan sonra görevden alınarak önce İstanbul’dan Afyonkarahisar’a gönderildi, ardından da açığa alındı. Kara, suçlanan 4 eski bakanın Yüce Divan’a neden gönderilmediğini böyle açıkladı ve ekledi: 17 Aralık dosyası kapatılamaz. Gelecekte bir dilekçeyle, bir şikayetle açılır…

Türkiye’yi sarsan bakan çocukları, banka genel müdürü ile Reza Zarrab arasındaki rüşvet, yolsuzluk, kara para soruşturmasını 18 yıllık Cumhuriyet Savcısı Celal Kara yürütüyordu. 17 Aralık 2014’te bakan çocuklarının gözaltına alınmasıyla patlayan soruşturmada önce Reza Zarrab ve bakan çocukları hakkındaki dosya hakkında takipsizlik kararı verildi. 4 bakanın Yüce Divan’a sevk edilmeleri TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmedi. Böylece 17 Aralık dosyası kapatılmış oldu. Soruşturma dosyasının içeriğini en iyi bilen Savcı Celal Kara, sessizliğini SÖZCÜ’ye bozdu ve şöyle konuştu: “Gerek TBMM’deki gerekse takipsizlik kararı verilen 17 Aralık dosyaları asla kapatılamaz. Bugün konjonktür gereği kapanmış gözükse de, bunlar ilerde yeniden gündeme gelecektir.” HSYK tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında açığa alınan Savcı Celal Kara, yaşananları SÖZCÜ’ye şöyle anlattı:

‘DOSYA İKİ GÜN TUTULDU’

“Benim elimden dosya alındığı gün, dosyanın nereye gideceği belliydi. Cumhuriyet Savcısı Mustafa Erol yazılı olarak bu dosyada görev almak istemediğini bildirdi. Aslında Ekrem Bey de önce istemedi. Görevden ayrılmadan önce Reza Zarrab’ın suçtan elde ettiğini düşündüğümüz mal varlığına tedbir koydurmuştuk. Bunu kaldırdılar. Ben de itirazda bulundum. İki gün dosya tutuldu ve ben görevden alındım.”

‘SUÇUN ÖZNESİ BAKAN ÇOCUĞU’

“Bakanların konuşmaları dinlenemez deniliyor. Evet, doğru söyleniyor. Biz de zaten bakanları dinlemiş değiliz. Ama suçun öznesi bakanın oğlu olunca, babasıyla yaptığı konuşmalarda dinlenmiş oluyor. Bu konuşmalar da suçla ilgili olduğu için dosyaya konuldu. Reza Zarrab’la banka genel müdürü Süleyman Aslan arasında bir sürü rüşvet konuşması var. Konuşmaları dosyadan çıkarıp atarsanız olmaz.”

‘DOSYADA BİR YIĞIN BELGE VAR’

“Dosyada bir yığın düzenlenmiş suç unsuru taşıyan belgeler var. Peki, bunun için Cumhuiyet Savcısı niçin dava açmasın? Zarrab’ın, bakanın oğlu Barış Güler’le yaptığı dünya kadar telefon konuşmaları, rüşvet konuşmaları var. Bunun için neden dava açılamasın? Reza Zarrab’ın, Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan’la yaptığı rüşvet konuşmaları için niçin gereği yapılmıyor?”

‘KONUŞMALAR ÇIKARILIRDI’

“Takipsizlik kararına gerekçe olarak ‘bakanlar dinlenemez’ deniliyorsa, bakanların yaptığı telefon konuşmalarının tapeleri dosyadan çıkarılıp, diğerleriyle ilgili suç unsuru taşıyan dünya kadar konuşma için dava açılamaz mıydı? Bizim bu davadaki birinci hedefimiz Zarrab’dı. Onun telefon konuşmaları dinlenirken, banka genel müdürü Süleyman Aslan’a, bakan çocuklarına ulaşıldı. Reza dinlendiği için onun bakan çocuklarıyla, bakanlarla yaptığı rüşvet, yolsuzluk konuşmaları da dosyaya girmişti. O dinleme kararları 32. Sulh Ceza Mahkemesi’nden alınmıştır. Onların hiçbirisi hukukçu değil, siz hukukçusunuz?

Kamuoyu şunu biliyor: Milletvekillerinin önemli bir bölümü kanaatlerine göre oy kullanamıyor. Muhalefet milletvekilleri 4 eski bakan için ‘Yüce Divan’a gitsin’, iktidar partisi milletvekilleri ‘gitmesin’ diye oy kullandı. Böyle kanaat olur mu? Eğer bu dosya salt hukuki olarak düşünülse, benim baktığım dosyadaki isimlerin Yüce Divan’a gönderilmesi gerekirdi. Kararın, TBMM Genel Kurulundan da bazı fireler verilerek böyle çıkacağını tahmin etmiştim. Çıkan bu sonuca üzüldüm ama hayret de etmedim.”

‘REZA ZARRAB DA ANLATIRDI’

“TBMM Genel Kurulu’nda, eski bakanlar için yapılan Yüce Divan oylamasından bir şey çıkmayacağını biliyordum. SÖZCÜ’de daha önce yayımlanan bir haberde ‘Ben gidersem Bilal de gider’ manşeti yayımlanmıştı. Siz, kendinizi Reza Zarrab’ın yerine koyun. O, bu olayda sadece kendisine bir şey olsa, ‘Günah keçisi sadece ben miyim?’ diyecek ve bildiklerini yavaş yavaş anlatacaktı. O yüzden hiç birisine bir şey olmaması gerekirdi. Çünkü, bu 17 Aralık dosyasında herkes birbiriyle bir şekilde ilişkili. Oylamada, birisini feda etmeye çalışsalardı, olur muydu? Olmazdı.”

‘BELEDİYE BAŞKANI KONUŞURSA’

“Fatih Belediye Başkanı ve kardeşi de dosyadan ayıklandı. Fatih Belediye Başkan’nı da feda edemezlerdi. Çünkü o tapelerde, seçim için 10 milyon dolar toplanmasına ilişkin konuşmalar geçiyordu. Eğer, belediye başkanı hakkında, rüşvetten bir soruşturma açılmış olsaydı, ‘ben bu konuşmayı kendi başıma mı yaptım. Kurtarın beni’ diyecekti. O yüzden irtibatları nedeniyle feda edilemezdi.”

AKP, YÜ­CE Dİ­VAN OY­LA­MA­SIN­DA 48 Fİ­RE VER­Dİ

21 Oca­k’­ta 4 es­ki ba­kan için Yü­ce Di­van öner­ge­le­ri ay­rı ay­rı oy­lan­dı. Çağ­la­yan, Gü­ler, Ba­ğış ve Bay­rak­ta­r’­a, AK­P’­li­le­rin oy­la­rıy­la Yü­ce Di­van yo­lu ka­pan­dı. İk­ti­dar par­ti­si 48 fi­re ver­di.

‘BU DOSYA ASLA KAPANAMAZ’

“Belki şu an, 17 Aralık dosyasını kapandığı gibi bir sonuç var. Ama bana göre bu dosya asla kapanmaz. Hatırlayınız, önceki hükümetler döneminde de bazı bakanlar için Yüce Divan’a göndermeme kararı çıkarılmıştı. Hava değişti, iktidar değişti birçok eski bakan Yüce Divan’a gönderildi. Zaman aşımı olmadığı için bu konu TBMM’deki tablo değiştiğinde yine gündeme gelecektir. Takipsizlik kararı verilen 17 Aralık dosyası kapanmaz. Çünkü, bu konuda kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadığına göre yarın yeni bir dilekçe, suçla ilgili yeni bir ifade ya da belge o dosyanın yeniden açılmasını sağlar. Takipsizlik kararları her zaman kaldırılabilir. Tapeler de imha edilemez. Yasadışı dinleme yapıldığı söyleniyor. Hakkımda bu nedenle soruşturma yürütülüyor. Suçlandığım bazı konularda o tapelerin mahkemede dinlenmesini isteme hakkım var. Dinlendiği zaman insanlar yeni şeyler de öğrenecekler.”

‘BUGÜN SIFIRLAYAN KAZANIYOR’

“Bu ülkede yaşananlara bakınca aklın, mantığın alması mümkün olmayan, devlet yönetimiyle, ciddiyetiyle hukukla bağdaşmayan kararlar alınıyor. Reza Zarrab, bu soruşturma dosyasında sembol. Asıl ‘sıfırlayanlar’ kazanıyor. Ama uzun vadede hep böyle olmayacak. Bu böyle giderse devlet yapısı çöker. Birileri ‘muktedirim’ diye yapıyorsa, hukuk düzenine geçildiğinde bu hukuksuzlukların hesabı da sorulur.”