İktidarın Dezavantajları

Liste şöyle…

1- Ekonomi, hayat pahalılığı.

2- 21 yılın getirdiği yıpranmışlık.

3- Deprem.

4- Pandemi.

5- Suriyeli mülteciler sorunu.

Listeyi ben yapmadım, iktidarcı yazar yaptı. Erdoğan değil iktidar diyerek, çuvalladığı alanlar yerine dezavantajları tabirini kullanarak yumuşatmaya çalışmaya çalışmış ama mesele yumuşatılacak gibi değil…

Yazarın sıraladığı her madde başlı başına seçim kaybettirmeye yeter.

Beşi bir araya gelince oooo!...

Birinci maddeden başlayalım. Erdoğan’ın en büyük dezavantajı hayat pahalılığıymış. Daha ne olsun. İnadı, takıntısı nedeniyle enflasyonu zıplattı. Bütün dünyanın yanlış yaptığını, ekonomistlerin ekonomiden anlamadığını bu işi dünyada bir tek kendisinin iyi bildiğini düşünüyor.

Hayatı çekilmez hale getiren, yoksulu açlığa mahkum eden ipe sapa gelmez iktisat teorisi…

Neymiş!.. Faizleri indirince enflasyonda inecekmiş…

Bu kaçıncı deneme? Tek adam olarak ülkeyi idare ettiği günden beri aynı hikaye. Merkez Bankası’nın bağımsızlığını elinden aldı, para politikasını Saray’dan tek başına idare etmeye kalktı.

Sonuç; dolar 20 lira, enflasyon resmi rakamla yüzde 80…

Çocuklar et yemeye hasret kaldı. Çocuklar et yüzü göremez oldu. Çocuklara oyuncak almak lüksün lüksü oldu.

Erdoğan 14 Mayıs’ta yeniden seçilirse aynı politikayı uygulayacağını söylüyor.

Demek ki ekonominin halinden memnun…

Demek ki insanların fakirleşmesi onu üzmüyor…

Demek ki Türkiye’nin yoksullaşması onu mutsuz etmiyor…

İkinci maddeye geçelim…

21 yıllın getirdiği yıpranmışlık dezavantajıymış. Demokrasiyle yönetilen hiçbir ülkede 21 yıl yönetimde kalan siyasetçi yok. Bırakın ülkeyi bir şirketi bile 21 yıl yönetmek fazla. Bakkal dükkanında 21 yıl otursanız müşteriler sıkılır. Yenilik arar…

Erdoğan bi beş yıl daha beni olağanüstü yetkilerle iktidar yapın, bi beş yıl daha ülkeyi tek başını yöneteyim diyor…

Açıkça söylemiyor ama ‘sultan’ olmak niyetinde. Atatürk’ün yerine geçmek istiyor ama aslında kendini Kanunu Sultan Süleyman gibi, Fatih Sultan Mehmet gibi görüyor.

İktidarcı yazarın sıralamasındaki üçüncü madde önemli.

Maraş depremi sadece 10 ilde binaları yıkmadı. Devlet organlarını da iktidarın başına yıktı. Devlet organlarının kağıttan kaplan olduğu ortaya çıktı. AFAD, Kızılay gözüne fener tutulmuş tavşan gibi 48 saat yerinden kımıldayamadı. Askere 50 saat sahayı çıkma izni verilmedi.

Kısaca 6 Şubat tek adam yönetiminin iflasıdır.

Dördüncü madde pandemi. Bu konuda en başarılı kişi İçişleri Bakanı Soylu.

Neden diyeceksiniz?

Hafta sonu içki satışını yasakladı ya… Covit 19 mikrobuyla en büyük mücadele buydu. İçki satışını yasakladığı için Covit mikrobu ülkemizi terk etti!..

İnanmıyorsanız, İspanya’da, İtalya’da; İngiltere’de, ABD’de ölenlerin sayısına bakın bir de dönün bizdekilere bakın!..

Pandemi döneminde iktidarın ikinci büyük başarısı Çin’den Sinovac aşısını getirmesiydi. Dünya Sağlık Örgütü onaylamadı. Avrupa ve Amerika kapısından içeri sokmadı. Bizim iktidar herkese ikişer tane Sinovac vurdu.

Sinovac’ın bir işe yaramadığı anlaşılınca Uğur Şahin ile Özlüm Türeci’nin ürettiği bionteck aşısına dönüldü ama iş işten geçmişti.

Ölüm sayılarını gizleyerek işi idare etmeye çalıştılar. Kolonya dağıtarak pandemi ile mücadele ettiler! Enflasyon meselesinde olduğu gibi pandemide de dünyanın yanlış yaptığını kendilerinin doğru adımlar atarak fark yarattıklarını söylediler. Kazançlı çıktıklarını ilan ettiler…

Gelelim iktidarın son dezavantajlı meselesine…

Nedir o?

Suriyeliler. Erdoğan Esad’ı devirmek, yerine İhvan rejimi kurmak için Suriye meselesine el attı. Şam’da kendine biat eden hükümetle beraber Cuma namazı kılmayı hayal etti. Bunu da açık açık söyledi.

Esad’ı devirmek için Özgür Suriye Ordusu’nun kurulmasına destek verdi. O ordunun askerlerini maaşa bağladı.

Türkiye’yi milyonlarca yasal, milyonlarca yasadışı göçmenin deposu yaptı. Ülkenin demografik yapısıyla oynadı. Çoğu ilçe Türkiye’nin ilçesi olmaktan çıktı.

İktidarcı yazar Erdoğan’ın dezavantajı diye beş madde sıralamış. Yani iktidarını kaybettirecek konular… Bana göre biri bile iktidarı, tek adamı götürmeye yeterli gerekçe…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi