Onur Alp Yılmaz

Onur Alp Yılmaz

Bahçeli ve Erdoğan’ın Apar Topar Görüşmesinin Perde Arkası

31 Mart’ta gerçekleşen yerel seçimlerde AK Parti’nin 2002’den beri girdiği tüm seçimlerde birinci parti olma konumunu yitirmesiyle beraber zaman zaman kamuoyuna da yansıyan ciddi bir parti içi tartışma başladı.

Bu parti içi tartışmada AK Parti’nin önemli bir kısım mevcut seçilmişleri, yani MKYK üyeleri ve milletvekilleriyle AK Parti’yi şaşalı başarılara taşıyan kadrolarının varmış oldukları ortak bir kanaat vardı. Buna göre, yenilginin müsebbibi MHP’yle yapılan ittifaktı. Bu ittifak, AK Parti’nin Kürtler başta olmak üzere birçok toplumsal grupla kurduğu bağı zedelemiş ve yıpratmıştı. Buradan çıkışın yolu ise başta MHP’ye muhtaçlığı ortadan kaldıracak %50+1 sisteminin tartışmaya açılmasıydı.

Buna karşın sarayın atanmış danışman ve bürokratları ise bütün güçlerini mevcut rejimin yarattığı, seçilmişlerin bertaraf edildiği mevcut milli güvenlik siyasetinden aldıkları için MHP’ye yakın bir yerde konumlandılar.

Bu tartışma özellikle Van’da yaşanan mazbata gaspıyla su yüzüne çıktı. AK Parti’nin seçilmişleri bu gaspa itiraz ederken, sarayın atanmışları ise bunun doğruluğunu savundular. Sonuçta mazbatanın Van’ın seçilmiş DEM’li başkanına verilmesiyle birlikte AK Parti, saray ve Bahçeli hattındaki bu gerilim bir üst seviyeye ulaştı.

Bahçeli, AK Parti içinde kendisinin ve partisinin varlığının tartışılmasına karşı dört hamle yaptı:

1- CHP’nin 1. parti olması dolayısıyla meşruiyetinin Erdoğan tarafından da tanınması ve Erdoğan’ın rejimin tonunu düşürmesi kaygısıyla “Türkiye sandıkta kurulmamıştır, herkes aklını başına alsın” dedi. Herkesin CHP’ye ya da DEM’e sandığı bu mesaj aslında AK Parti’yeydi.

2- Mehmet Şimşek’in Amerikalı yatırımcılarla yaptığı toplantıda kullandığı “locals”, yani “yerel halk” tabirine çok sert yanıt verdi.

3- 23 Nisan Resepsiyonuna katılmadı ve bunun sağlık durumu nedeniyle olduğuna dair söylentiler yayıldı.

4- Ancak ertesi gün Bahçeli, yürüyüş parkurunda Ferdi Tayfur fon müziğiyle o meşhur videosunu paylaştı.

Bahçeli’nin bu dört hamlesinden sonra AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, bir televizyon programında yapmış olduğu açıklamada ilk dört madde üzerinde değişiklik yapılmayacağını, Cumhurbaşkanlığı Seçiminde 50+1 sisteminin korunacağını ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin korunmasına karşın parlamentonun denetim noktasındaki yetkilerinin arttırılabileceğini ifade etti. Bunlar, MHP’nin 2021 yılında 100 madde olarak kamuoyuyla paylaştığı anayasa taslağında aynen yer alan argümanlardan.

Dolayısıyla Güler’in bu çıkışı, AK Parti’nin MHP’yle köprüleri atmaya dair bir düşüncesi olmadığına dönük bir mesaj. Bu mesajdaki içeriklere bakıldığında ise parlamenter sisteme dönüş yoksa zaten CHP’ye kapılar kapanmış oluyor. Yine 50+1’den vazgeçilmedikçe de MHP’ye olan ihtiyaç sürüyor.

Bu bağlamda, Erdoğan-Özel görüşmesinden hemen önce yapılan Erdoğan-Bahçeli görüşmesinde 2 Mayıs’taki görüşmenin sınırlarının çizildiğini söylemek çok da yanlış olmayacaktır. Bahçeli, özellikle %50+1 ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle ilgili hassasiyetlerini hatırlatarak zımnen de olsa Erdoğan’a Özel’le yalnızca AK Parti Genel Başkanı ya da Cumhurbaşkanı olarak değil, aynı zamanda Cumhur İttifakı’nın lideri olarak da görüşeceğini hatırlatmıştır. Erdoğan açısından ise bu görüşmenin ve hemen öncesinde Güler’in yaptığı açıklamanın anlamı, partisinin içine MHP’yle ittifakın en azından şimdilik sürdüğüne dair mesajını iletmesidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Onur Alp Yılmaz Arşivi