İsmail Pehlivan
Alevilerin Siyaset Sınavı
“Siyaset günleri gelip çatmadan
Açılın kapılar Şah’a gidelim”
Pir Sultan Abdal
Yaklaşık 40 yıldır demokrasi mücadelesinde varlığını hissettiren Aleviler, siyaset kurumunda ne yazık ki hak ettiği yerini bulamadı. Siyasi yelpazede dönem dönem kimliğiyle yer almışlarsa da bunlar başarısızlıkla sonuçlandı. (Türkiye Birlik Partisi ve Barış Partisi)
Bugün ise demokratik kitle örgütleri aracılığıyla sesini duyurmaya çalışıyor. 30 yıllık bir deneyime sahip olan Alevi dernekleri, toplumu ne ölçüde temsil ediyor tartışmalıdır. Yıllardır başında bulanan ve kendisini viranenin hanedanları sanan bazı zatı muhteremler yalnızlığa itildiklerinin farkında bile değiller. Yazık!
Dost acı söyler!
Alevilerin 40 yıllık mücadele birikimini ucuz hesaplarına harcamaya çalışan kendini bilmez, Hakk’ı bilmez bu kişilikler; Alevilerin binbir emekle kurdukları ve korudukları cemevlerine bile sahip çıkamadıklarının idrak edebilmiş değiller. Derneklerin “çatı örgütü” olan federasyonlara bağlı birçok cemevi; Kültür Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan ve bir asimilasyon merkezi olan “Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı”na tabi olmuş durumda…
Bu ayıp da bu başkanlara sanırım yeter!
İbadet günümüz olan 48 Perşembe’de cemevlerinin ne kadar yalnızlaşıp, boş olduğunu söylemek yanlış olmaz…
2022 yılında ilkin yedi Alevi çatı örgütü bir araya gelerek Anadolu’nun kutbu Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin huzurunda ortak imza ile bir bildirge yayınladılar. Bu bildirgede Alevilerin demokratik ve insani bütün hakları için mücadele şiarı ön plana çıktı. Ardından altı Alevi Çatı örgütü 25 Aralık 2022’de İstanbul Yenikapı Gösteri Merkezi’nde binlerce Alevi’nin huzurunda bu talepleri yinelediler ve hep birlikte gür bir sesle dillendirip namus sözü verdiler. Sonuca baktığımızda tüm bu sözlerin kocaman bir “HİÇ” olduğunu gördük.
Yani Alevi “önderleri” tarafından verilen sözlerin hiçbir ehemmiyetinin ve güvenirliğinin olmadığı gün gibi ortaya çıktı. Çünkü hemen hemen hepsinin şahsi çıkarları toplumun çıkarlarından daha “yüce” idi. Yapılan onca çalıştayların boşa harcanan çabalar olduğu ortaya çıktı. Hepsinin sığınacağı bir limanı vardı. Bu liman öyle köhne bir limandı ki hiçbiri bunu fark etmedi… Dilerim hepsi bu limanda hak ettiği gibi yaşar.
Alevilerin vebali ağırdır, iflah etmez!
Bin yıldır Anadolu’da uğramadığı haksızlık, zulüm, katliam, sömürü kalmayan Aleviler; varlığını haykırdığı 1990’lı yıllarda bir uyanışın ve bir olmanın çerağını uyandırdı. Bu uyanış varlık duygusunun dışa vurumuydu. Ve alanlarda hep bir ağızdan “Aleviler vardır; Alevilik haktır”, “Eşit yurttaşlık istiyoruz” diye yüzbinlerle haykırdılar.
Bunca çekilen mihnet boşa değildi. Bir umut vardı. Bu umudun vebali ise büyüktür. Her kim ki bu umudu hançerliyorsa unutmasın ki vebal altındadır.
Mayıs ve Haziran 2023 aylarında bir anlamda Türkiye’nin, Anadolu insanının kaderini oyladık. Bu oylamada bir “UMUT” belirmişti. Biliyorum ki oylama öncesi “çatı örgütlerinin” başkanları ve yöneticileri büyük bir beklenti içindeydi. Ne yazık ki hiçbir siyasi parti bu birbirini çekemeyenlerin beklentilerini görmedi bile.. Ali aşkına siz söyleyin. Yüz yüze geldiklerinde baldudaklı olan, arkasını döndüğünde söylenmedik söz bırakmayan bu “yöneticilere” kim itibar eder ki…
31 Mart’ta sandık yine önümüze gelecek. İstediklerini yine elde edemeyen bu yöneticiler el altından “CHP’li belediye başkan adaylarına oy vermeyin” diyorlar.
Peki, kime oy verelim?
Bugün 11 büyükşehirde ve sosyal demokratların yönettiği il ve ilçelerde yaşayan Aleviler, mahalle baskısına maruz kalmıyorsa, kimin sayesinde acaba?
Anadolu Alevilerinin siyasi yönelimine karar veren bir yapılanma olmadığı halde, ortaya çıkıp çığırtkanlık yapan kimi şahısların çabası boşunadır. Bu toplum bunca birikimini heba etmez.
Aleviler laikliğin ve demokrasinin aydınlık yüzüdür.
Anadolu’nun ulusu Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin “Bir olalım. İri olalım. Diri olalım” öğüdü Alevilerin rehberidir. Bin yıldır bu öğüdü ezber eden bir halkı kimse kandıramaz.
Fikri olan beri gelsin!