Kemal Kılıçdaroğlu'ndan çok önemli açıklamalar

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan çok önemli açıklamalar
CHP bugün parti grubunu Meclis’te değil, Ankara Arena’da topladı. Partinin Kadın Kolları tarafından düzenlenen toplantıda konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Senin hükümetin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ihanet etti" dedi

CHP bugün parti grubunu Meclis’te değil, Ankara Arena’da topladı. Partinin Kadın Kolları tarafından düzenlenen toplantıda konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Senin hükümetin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ihanet etti" dedi. Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz hafta açıkladığı belgelerle ilgili, "Sevgili Erdoğan, gözlerinden öpüyorum seni. Oğluna sor, damadına sor, dünürüne sor. Ben bunların hepsini biliyorum. Sevgili Erdoğan, doktoru yanına al. Enişten Ziya İlgen'in Man Adası'nda şirketi var mı? Enişte, Man Adası'nda niye şirket kursun? Bunları bileceksin. bu şirketin sermayesi nedir?" açıklamasını yaptı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçen haftaki partisinin grup toplantısında açıkladığı “Man Adası belgeleri”nin ardından, bugün de Ankara Arena’da kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesinin 83. yıldönümü nedeniyle CHP Kadın Kolları tarafından düzenlenen “Eşitlik ve Adalet Kadın Buluşması”nda yaptığı grup toplantısında, Rıza Sarraf’a, “devletin gizli kalması gereken belgelerini kimin teslim ettiğini” açıkladı.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarından satırbaşları şöyle;

Bugün burada Cumhuriyet tarihimizin en önemli toplandılarından birini yapıyoruz. Ankara'dan bütün dünyaya bütün kadınlara sesleniyoruz. Siyasette daha fazla olunuz. Gücünüzü gösterin ki haksızlık, hukuksuzluk yaratanlar kaçacak delik arasınlar.

Bugün Deniz Baykal'ı Almanya'ya yolcu ettik bütün dualarımız Deniz Baykal'la. Gönlü burada. İnşallah kısa sürede sağlığına kavuşur.

"Hiç kimse Kudüs üzerinde oynamasın"

Kudüs. 68 kuşağından çok sayıda gencimiz bugün Filistin topraklarında yatmaktadır. Filistin'in bağımsızlığı için gittiler. Filistin'in devlet kurmaları bizim için önemlidir. Bu salondan yüz binlerce kadının selamını, saygısını gönderiyoruz. Sizin devlet talebinizi, demokrasi talebinizi destekliyoruz. Kudüs üzerinde kimse oyun oynamasın. Ortadoğu'da yeniden kanın, gözyaşının neden olurlar. Hiç kimse Kudüs üzerinde oynamasın. Hiç kimse onlara olan desteğimizi engelleyemez.

Kadına seçme ve seçilme hakkı

Bugün 5 Aralık. Kadına seçme ve seçilme hakkının verildiği 83. yıl. 1934'te bu hakkı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları bir yasa ile tanıdılar. 1934'te Türkiye'de kadınlar seçme ve seçilme hakkına sahip olurken Fransa bu hakkı 10 yıl sonra, 1944'te, İtalya, Arjantin, Meksika 1946'da verdi. Yunanistan 1952 yılında verdi.Gazi Mustafa Kemal Atatürk şunu çok iyi biliyordu. Erkekler cephede savaşırken onlara silah desteğini, omuzunda top mermisi götüren bu ülkenin yılmaz kadınlarıydı. Mustafa Kemal Atatürk 1934 yılında bunu verdi. İlk kurultaydan sonra yüzde 33 cinsiyet kotası getirdik. Yeter mi? Hayır. Bunun parlamentoda siyasi partiler yasasına da girmemiz lazım. Bütün kadınların önünde söz veriyorum, önümüzdeki günlerde Grup Başkanvekillerine talimatım yüzde 33 cinsiyet kotası içeren siyasi partiler yasası değişikliğini TBMM'ye sununuz. Biz bunu genel kurula indirdiğimizde kadınlara haber vereceğiz, kim evet diyor, kim kadınların siyasette daha az yer almalarını istiyor orada göreceğiz. Sizler de izleyin, bizler de takipçisi olacağız. Madem ki kadınlar üretmek istiyorlar, siyaset istiyorlar. Bütün bunları sağlayan bir parti var. Adı CHP'dir. Gelin CHP'ye. Sizin yaşam tarzınızı asla sorgulamadık, sorgulamayacağız. Görüşünüz, inancınız ne olursa olsun bütün kadınları CHP'nin çatısına bekliyorum.

"Bu düzene evet diyorsanız ben buna isyan ediyorum"

Hayatın acısını en derinden yaşayan bu ülkenin kadınlarıdır. Ekonomik dar boğazın en büyük acısını kadınlar çıkar. Açlıktan bebeği ölenler, soğuktan çocuğunu kaybedenler..Konya Ereğli'de Ayaz bebek hayatını kaybetti. Tek odalı kerpiç bir evde kalıyordu. Camları kırıktı... Bu annenin dramını Man adasında şirket kuranlar anlayamaz, en iyi anneler anlar. Van Gürpınar'da 16 kilometre sırtında küçük Muharrem'i taşıyan babanın acısını unutmadık. Emine Akçay'ın hikayesi.. Adana'da oturmaktadır yoksuldur. Raporda şöyle geçer; cebindeki son 6 lira ile oduncuya gitti yakacak almak için. Oduncu, 'Bu paraya olur mu' diyerek on kilo odunu verdi. Odunlar ıslak olduğu için lastikle yakmaya çalıştı, yanmadı. Saç kurutma makinesi çalıştırıp oğlunun eline tutuşturdu daha sonra baka odaya geçip kendisini astı. Bu söylediğim Emine Akçay'ın dramıdır. Bu söylediğim Man adasında şirket kuranların dramı değil Türkiye'de aç ve açıkta kalan milyonlarca kadının dramıdır. Hepinize sesleniyorum; Bu düzene evet diyorsanız ben buna isyan ediyorum. Emine Akçay'ları yaratan düzene isyan ediyorum. Çünkü ben Bülent Ecevit'in gazi Mustafa Kemal'in düzeninden geliyorum. İnsanca ve hakça bir düzen istiyorum.

Herkesin özgürce dolaşabildiği bir düzen. Herkesin can ve mal güvenliğinin olduğu bir düzen. Siz sadece yandaşlarınızı düşürseniz bu düzen insanca ve hakça bir düzen değildir. Bu mücadelenin kahramanları bu ülkenin kadınları olacak. Ekmek alırken vergi ödüyorsunuz, çocuğunuza sakız alırken vergi ödüyorsunuz. Ama birileri vergi ödememek için her türlü tezgahı kuruyor. Az önce söyledim, Emine Akçay odun almak için vergi öder, Man Adası'nda şirket kuranlar vergi kaçırmak için her türlü sahtekarlığı yaparlar. Ben bunun hesabını sormayacak mıyım?

"Sen gayri millisin"

Ne alırsanız vergi ödüyorsunuz. Ama birileri vergi ödememek için her türlü tezgahı kuruyor. Emien Akçay odun almak için vergi öder Man adasında şirket kuranlar vergi ödememek için her türlü tezgahı yapar. Ben bunun hesabını sormayacak mıyım? Durumu iyi olan pırlanta alır, vergi yoktur. Ama bir de 12 saat direksiyon sallayan kamyon şoförünü düşün. Dünyanın en pahalı mazotunu sana satıyorlar. Neymiş? Millilermiş, yerlilermiş. Sen vergi ödememek için şirket kurarsan ne millisin ne yerlisin. Sen gayri millisin.

"Kadın hareketi ile biz bunları sandığa gömeceğiz"

Elinde viski kadehi, altında en pahalı şort, altında yatı liman liman gezer, o da mazot alır bir kuruş vergi ödemez. Sen bunun hesabını 2019'da soracaksın. Kadın hareketi ile biz bunları sandığa gömeceğiz. Ayda 1404 lira alan bir asgari ücretliyi düşünün. Gelir vergisi, KDV, damga vergisi, ÖTV öder ama bu Mancılar yurt dışında tezgah kurarlar. Bir de diyorlar ki bunlara karışmayın. Hepsine dokunacağım, hepsini gece uyutmayacağım. Bu milletin vicdanını ayağa kaldıracağım.

"1 sterlinlik şirkete 15 milyon dolarlık para niçin gelir, neden gider bu paralar?"

1 sterlinlik şirkete 15 milyon dolarlık para niçin gelir, neden gider bu paralar? Hala cevabı yok. Bunlar diyorlar ki, biz adil vergileme getirdik. Vergilemede adalet yok.

Hala belgeler sahtedir diyorlar. Kendilerine cevabım çok basit. Madem sahteydi, Meclis'te komisyon kuralım, çoğunluk sende. Gelmiyorsun. Kurmuyorsun, sahte olmadığını da sen biliyorsun. Sen istiyorsun ki benim sahtekarlıklarım Meclis'te ortaya çıkmasın. Sözüm söz bunu sonuna kadar takip edeceğim. Bu bir şirket ticaretiymiş, hangi şirket cevap yok? Kar ne? Cevap yok. 1 sterlinlik şirket 15 milyon dolarlık ticareti niçin yapıyor? Cevap yok. Sıtkı Ayan kimdir? Cevap yok.

Sevgili Erdoğan gözlerinden öpüyorum seni. Sevgili Erdoğan doktoru yanına al. Enişten Ziya İlgen'in Man Adası'nda şirketi var mı? Bir daha soruyorum. Enişte niye şirket kursun?

AKP'li Külünk'e davet: Benim evimde ayakkabı kutusu yok

CHP Genel Başkanı'nın evi aranmalı ve belgelere el konulmalıdır diyor aklı evvel bir milletvekili. Korkudan. Ben sayın Külünk'ü hanımefendi ile birlikte evime davet ediyorum. Buyursun gelsin. Biliyorum benim evim onun evi kadar zengin değil, koltukları kadar zengin koltuğumuz da yok. Gelsin eşi ile beraber. Arzu ederse evimi gezdirebilirim kendisine. İstediği kitabı alır ama bir şeyden emin olmasını isterim. Vallahi de billahi de benim evimde ayakkabı kutusu yok. Daha belgeyi görmeden sahte ilan ettiler. Bir görün kardeşim. Sahtekarlığın ne olduğunu da siz çok iyi bilirsiniz. Her türlü numara var sizde? Ben eski maliyeciyim. Daha belgeyi görmeden sahte ilan ettiler. Ya bir görün. Avukatı da aynı. Ya bir eline al belgeyi. Sahtekarlığın ne olduğunu siz çok iyi bilirsiniz. Her türlü dümen var sizde.

"AK Parti'li kardeşlerime sesleniyorum"

AK Partili kardeşlerime sesleniyorum; Senin oyuna her zaman saygı gösterdim. Elini vicdanına koy bir düşün. 2002'de oy verdiğin Recep Tayyip Erdoğan 2017'deki Erdoğan mıdır? Keçiören'de mütevazi bir dairede kaldı, 2017'deki Erdoğan kibrine teslim olan milleti tepeden gören ağzına geleni söyleyen servet içinde yüzen servetinin hesabını milletin önüne koyamayan bir Erdoğan var.

"Şimdi de kafayı iş adamlarına taktılar"

Şimdi de kafayı iş adamlarına taktılar. Önce kabinemize sesleniyorum diyor. Yıldırım hükümetine talimat veriyor. İşverenlere çıkış izni asla vermemelisiniz diyor. Çünkü bu adamlar ihaneti vataniyedir. Yani bunlar vatan hainidir diyor. Eskiden bunlar Türkiye'ye geliyordu, şimdi Türkiye'den kaçıyorlar. Çünkü hiçbirisinin can ve mal güvenliği yok.

"Semih'i ve Nuriye'yi derhal görevlerine başlatacaksın"

Sen yabancı sermayenin Türkiye'ye gelmesini istiyorsan, bütün milletvekillerini serbest bırakacaksın, gazetecileri serbest bırakacaksın, medya özgürlüğünü sağlayacaksın, yargı bağımsızlığını sağlayacaksın, üniversiteleri susturmayacaksın, görevine son verdiğin bütün akademisyenleri yeniden üniversiteye getireceksin, Semih'i ve Nuriye'yi derhal görevlerine başlatacaksın.

Bu ülkede huzur bırakmadın kardeşim. Konuşuyorsun 80 milyon geriliyor. Gerilimden, kavgadan ne çıktı? Soru sorulduğu zaman kıyameti koparıyor. Sen istediğin kadar bağır asla ve asla bizi susturamazsın. Devlet adaletle yönetilir.

"Sen ülkede ekonomiyi perişan ettin"

Ekonominin geldiği hale bakın. Mobilyanın başkenti İnegöl'e git yaprak kımıldamıyor. Sorumlusu kim? CHP diyecek. Doğru ya onlar ülkeyi yönetmiyor. Sen ülkede ekonomiyi perişan ettin. Sor bakalım çiftiye 'Halin nedir?' diye.

Millet Tayyip için ne diyor? Faizci Tayyip. 15 yılda yurtdışındaki gruba ödediği faiz 145 milyon dolar. IMF'den borç almadık diyor. Doğrudur gittin tefeciden aldın. Enflasyonu da kontrol edemiyor. Bunlarda keyifli bir adam daha var Bekir Bozdağ. Karanlık güçler Kılıçdaroğlu'nun istifasını istiyormuş. Hükümet de istiyor. Karanlık ve güçler siz kol kola vermişssiniz Kılıçdaroğlu'nu nasıl yok ederiz projesi hazırlıyorlar. İstediğinizi yapın Kılıçdaorğlu bu milletin adaletini savunacak.

Bozdağ'a 'Karanlık Güçler" yanıtı 

Bekir Bozdağ diyor ki karanlık güçler, baronlar benim istifamı istiyorlarmış. Hükümetin sözcüsü de istiyor. Baronlar, karanlık güçler ve siz kol kola vermişsiniz, Kılıçdaroğlu'nu nasıl yok ederiz projesi yapıyorlar. İstediğinizi yapın Kılıçdaroğlu kaya gibi bu milletin hakkını hukukun koruyacak. Suriyelileri de sormuştuk? 30 milyar dolar para harcadık dediler. 30 milyar doları nerede harcadın? Recep Akdağ, yol yaptık yoldan Suriyeliler geçmiyor mu diye cevap verdi. Aklı başında bir adam çıkarın cevap versin. Abileri konuştu, Suriyeliler için AFAD eli ile, belediye olarak yardım yaptık, asıl büyük yardımı milletimiz yapıyor diyor. Hepsi 9.5 milyar dolar ediyor. Nerede bu para? 20 milyar dolar millet harcar mı? Nerede harcadın, kimin için harcadın?

"Bir şarlatana Türk bayrağını fon olarak kullandırtamazsın"

Gelelim Rıza Sarraf'a. Dün hayırsever bir iş adamıydı. Devletin protokolünde yer alıyordu. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Rıza Sarraf, müsteşarlar, müdürler arka sırada. Havuz medyası, bu Rıza Sarraf'ı televizyona çıkardılar, arkasına Türk bayrağı koydular. Bir sahtekarın arkasına Türk bayrağını fon olarak koyan havuz medyasını şiddetle kınıyorum. A Haber'i de kınıyorum, A televizyonunu da kınıyorum. Bir de tweet atıyorlar, şeref madalyası takmalıydık. Tak bakalım, nereye takacaksın, ama ben senin boynuna neyi takacağımı çok iyi biliyorum. Sen vatan hainisin. Bir şarlatana Türk bayrağını fon olarak kullandırtamazsın. Kullandırtan adam vatan hainidir. Bununla yetinmediler, bir rüşvetçiyi, bir sahtekarı oturdular Bakanlığa getirdiler, plaketler verdiler. Dış ticarete büyük katkılar yapıyormuş diye.

"Rüşvet alan bakanları akladılar" dedi... İsimlerini tek tek saydı 

Rüşvet alan bakanları akladılar. Yüce Divan'a gitmesini engellediler. Kimdi bu milletvekilleri. Hakkı Köylü, Yılmaz Tunç, Kemal Şerbetçioğlu, İlknur İnceöz, İsmet Su, Bilal Uçar, Mustafa Akış, Yusuf Başer, Ayşe Türkmenoğlu. Ben bunlara demiştim ki, siz Rıza Sarraf'ın önüne yattınız demiştim, kıyamet kopmuştu. Benim haklı çıktığımı daha iyi görüyorsunuz değil mi? Sarraf'ı serbest bıraktılar. Yurt dışına çıkış yasağını da kaldırdılar. Bu nasıl devlet anlayışıdır. Bu nasıl Rıza Sarraf sevgisidir. Amerika'da gözaltına alındı, bizimkilerde bir telaş. Amerika'ya gittiler adam vermiyor. Başbakan gitti, Adalet Bakanı, Dışişleri Bakanı gitti, vermiyor adam. Amerikalıların da yaptığı zulüm. Sonra şeref madalyası takılacak kişiyi Amerika hapse attı. Nota verdik 2 sefer. Şimdi AK Partili kardeşlerimin vicdanına sesleniyorum. Bir sahtekar için, bir şarlatan için 2 kez nota veren hükümet Kuzey Irak'ta askerlerin başına çuval geçirildiğinde bir nota bile vermedi.

"Sarraf sahtekardır ama devletin sırlarını da para ile alan birisidir"

Adam sonunda konuşmaya başladı. Sarraf sahtekardır ama devletin sırlarını da para ile alan birisidir. Bakanları elde eden birisidir. Bakanları önünde diz çöktüren birisidir. 11 Ekim 2013 Rıza Sarraf ile Muammer Güler telefonda konuşurlar, Sarraf MİT beni takip ediyor diye telefo ediyor. Güler'in cevabı, "İçişleri Bakanı koltuğunda oturan adam, sen o konuda rahat olur, böyle bir şey varsa senin önüne ben yatarım ya." Emniyet istihbarat buna bağlı.

"Sarraf bülbül gibi ötünce vatansever olmaktan çıktı hain oldu"

Süleyman Aslan için Erdoğan ne diyor? Banka genel müdüründen en ufak şüphem yoktur. Olsa olsa saflığının kurbanı olmuştur.  Adam hırsız. Bu yetmiyor. Bu hükümetin tuttuğu avukat New York'ta mahkemede bankanın genel müdür yardımcısını savunuyor. Rıza Sarraf genel 'müdüre rüşvet verdim' diyor. Hükümetin gönderidği avukat diyor ki; Süleyman Aslan Sarraf'tan rüşvet aldı. Senin gönderdiğin avukat Sarraf'ın rüşvet verdiğini söylüyor. Sen aldın başka göreve atadın.

"Ne istediyse verdiniz. Sarraf'a da verdiniz"

Sarraf bülbül gibi ötünce vatansever olmaktan çıktı hain oldu. Düne kadar beraberdiniz. FETÖ gibi. Düne kadar kolkolaydınız. Ne istediyse verdiniz. Sarraf'a da verdiniz. Bakan istedi verdiniz rüşvet verdiniz. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma açtı. Neymiş? Bilgileri vermiş. Haber duyunca şaşırmadım.

"Senin hükümetin Türkiye Cumhuriyeti Devletine ihanet etti"

Ben zaten daha önce söylemiştim. Rıza Sarraf'a devletin bilgilerini kim verdi? MİT 3 sayfalık bir bilgi notu bırakır Erdoğan'a. Ekonomik ambargoya rağmen R. Saraf'ın ABD tarafından yasaklı kişiler listesine dahil edileceği, Ebru Gündeş Sarraf ile dikkatleri üzerine çeken R. Sarraf'ın Muammer Güler ve Zafer Çağlayan'la ilişkisinin ortaya çıkması halinde hükümete zarar verebileceği söylüyor. Hangi tarihte? 18 Nisan 2013. Sen ne yaptın? Bu bilgilerin tamamını senin hükümetin verdi. Senin hükümetin Türkiye Cumhuriyeti devletine ihanet etti. Bütün sırları Rıza Sarraf'a para karşılığında teslim ettiler.

"Bütün olaylardan senin başından beri haberin vardı"

Bütün olaylardan senin başından beri haberin vardı. 17/25 Aralık'tan 9 ay önce bu devletin en saygın kurumu senin önüne getirip 3 sayfalık bilgi notu koydu. Sen o dosyayı kapattın. Senin hükümetin Rıza Sarraf'a çalıştı. Şimdi soruşturmayı yapan savcılara sesleniyorum; Sahtekarı beraat ettirdiniz. İlk yapacağınız iş soruşturma dosyalarını kapan savcıları hakimleri atacaksınız. Onlar adalet dağıtmadılar. Ona o bilgileri veren bakanları ve hükümeti sorgulayacaksınız.

Etiketler :