Hakim güvencesine güvenen yok: Seçimde görev almaktan korkuyorlar

Hakim güvencesine güvenen yok: Seçimde görev almaktan korkuyorlar
YSK, seçim kurullarını 6 Temmuz 2022'ye kadar tamamen yenileyecek. Ancak birçok hakim, il ve ilçe seçim kurulunda yer almak istemiyor. “Görev alıp başımıza bela mı alalım?” diyen hakimler, muhalefeti ise yeni seçim kanununa yeterince karşı çıkmadıkları iddiasıyla eleştiriyor. Türkiye’nin en büyük adliyesinde seçimin nabzını tuttuk.

‘Başlarına bela almak istemiyorlar’

20 yılı aşkın süredir Türkiye’nin dört bir yanında hakimlik yapmış ve milliyetçi kanattan olduğu bilinen bir hakim konuştuğu birçok meslektaşlarının seçimlerde görev almak istemediğini belirterek, “31 Mart seçiminden sonra meslektaşlarımız çok sıkıntı yaşadı. Kimse seçimde görev almak istemiyor. Mazeret bildiriyorlar görev almamak için. Başlarına bela almak istemiyorlar. Hepimizin kaygıları var. Biliyorsunuz İstanbul seçimlerinde hakimler soruşturma geçirdi. Ayrıca seçim hakimliği her zaman angarya olmuştur. Bir sürü sıkıntı yaratır insana. Ancak eskiden bunun kaçarı yoktu. En kıdemli hakim görev yapmak zorundaydı. Şimdi kanun değişince bu durumda değişti. Bu işin terfisi var şeyi var…” diyor.

‘İktidar eski hakimler üzerinde kontrolü sağlayamaz’

Son 10 yılda 15 yılda alınan hakimlerin neredeyse tamamının iktidara yakın kişilerden seçildiğini vurgulayan hakim kaynağımız, “Bu isimlerin de kurada olması seçim kurulu başkanlarının onlardan olmasını kolaylaştırıyor. Eski kıdemli hakimler bu iktidar döneminde hakim olmayanlar. Onların zaten büyük çoğunluğu milliyetçi ya da sosyal demokrat. Onlar üzerinden kontrolü sağlayamaz iktidar. Bu nedenden kura sistemini getirdi” diye konuşuyor.

‘Seçimde iki tür hakim görev almak ister’

Meslekte 20 yılı geride bırakmış, muhafazakar olduğunu bilinen bir hakim kaynağımız ise bu seçimde iki tür hakimin görev almak isteyeceğini aktararak, “Biri iktidara yakın olanlar, diğeri muhalefete yakın olanlar. Geriye kalan niye görev alsın, sebep ne? Ben tarafsız bir hakimim. ‘Milletin iradesi’ derim. Ancak bir karar verdik. Muhalefetin işine gelmedi ne diyecekler sana? Ya da bir karar aldık muhalefetin işine geldi ne diyecekler sana?” diyor.

‘Kıdemli hakimin emekliliği cebindedir’

Seçim kanununda yapılan değişikliğin ise saçmalık ve şark kurnazlığı olduğunu söyleyen kaynağımız, “Kıdemli hakimin belirli özellikleri vardır. Bu hakimin emeklilik hakkı cebindedir. Kıdem gibi değerli bir şey var. Bu hakimin verdiği kararın bir itibarı var. Ayrıca bu kanunda yapılacak değişiklikle bir mahkeme başkanı kendi mahkemesindeki üye hakimin altında görev yapabilir” diye konuşuyor.

'Muhalif hakimler seçimde görev almak istemiyor'

Adliyede sosyal demokrat kimliği ile tanınan 25 yıllık kıdemli hakim kaynağımız ise seçim kanununda yapılan değişikliğe dikkat çekerek, “Öncelikle seçimde görev alacak hakimler arasında yapılacak kuranın nerede ve ne zaman yapılacağı bilinmiyor. Böyle bir altyapı yok. İkinci mesele ise madde metninde istemeyen hakimlerin kuraya katılmaması yönünde bir madde var. Bu madde muhalif hakimlere bir gözdağı. Yani şöyle diyecekler, ‘biz size bu seçimde görev almamanız için hak tanıdık. Ancak siz görev aldınız.’ Bu nedenden muhalif hakimler seçimlerde görev almak istemiyor” diyor.

'İtirazlar nasıl sonuçlanacak?'

Seçim kanunundaki değişikliğinin Türkiye’de yeterince tartışılmadığını belirten hakim kaynağımız özetle şunları söylüyor: “Bu değişiklik tartışılmadı. Bizler adliyede meslektaşlarımız ile nasıl tartışılmaz diye şoke olduk. Bu konu gündeme geldi gitti. Bu değişikliğe neden ihtiyaç duyuldu. Seçim barajına odaklandı muhalefet. Bırakın İstanbul’u; Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesi, Bitlis’in Tatvan ilçesi mesela. Bu yerlerde siyasi baskı çok fazladır. Siz buraya bir, iki yıllık hakimi il seçim kurulu başkanı olarak atayacaksınız kurayla. Tarafsızlığı ve güvenliği nasıl sağlayacaksınız. İstanbul’da 50 tane birinci sınıf hakim var. Kura yapılacak. 50. sıradaki kişiyi il seçim kurulu başkanı yapıyorsunuz. Olacak iş değil. Muhalif olduğunu bildiğimiz hakimler görev almak istemiyor. Bu durum sandığı iktidara emanet etmek. İtirazlar olacak bu itirazlar nasıl sonuçlanacak?”