GÜNÜN HABERİ: YİNE AYM.. YİNE "HAK"..

Haberin özeti şu: Anayasa Mahkemesi, Gezi Parkı eylemlerinde polis şiddetini kabul edip tazminata hükmetti.

Haberin "geneli" için söylenebilecek olan ise şu: Anayasa Mahkemesi, yine bir "hak ihlali" kararı verirken yargının da "fotoğrafını" çekti.

Peki o fotoğrafta ne vardı?

Eskişehir'de Gezi Parkı eylemlerinin başladığı 1 Haziran 2013 günü 176 gösterici direniş göstermedikleri halde sokakta polis tarafından coplarla dövülerek gözaltına alındı. Dosyaya göre eylemcilerin kafasında ve vücutlarında çürük, sıyrık ve şişlik saptandı.

Eylemcilere, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet iddiasıyla dava açılırken, 30 polis hakkındaki soruşturmada takipsizlik kararı verildi. Şüpheli polisler ya kimseyi darp etmediklerini, ya başka bir sokakta olduklarını ya da üzerlerinde cop bulunmadığını ileri sürdü.

Eylemciler, bunun üzerine Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. 7 yılın ardından gelen kararda, AYM, savcılığın yedi yıldır tek şüpheliyi dahi tespit edemediğini vurguladı. “En azından bir delile dahi ulaşamaması dikkate değerdir” dedi. Ayrıca, şüpheliler için daimi arama kararı verilmesine rağmen beş yıldır işlem yapılmadığı belirtildi.

Kararda, şu çarpıcı tespit yer aldı:

“Polislerin makul sayılamayacak bir sürede kimliklerinin dahi tespit edilememesinin soruşturmanın özenli ve süratli yürütülmesi yükümlülüğüne aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu da insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir durum oluşturmuştur."

Bu tespitle, AYM, yeniden soruşturma açılmasına ve mağdurlara 30'ar bin TL tazminat ödenmesine karar verdi.

Önce CHP eski milletvekili Enis Berberoğlu hakkındaki "hak ihlali" kararı. Hemen ardından bu karar.. Anayasa Mahkemesi gündemde yeniden öne çıktı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da yüksek mahkemeyi yeniden hedefine aldı:

"Bu devlete 'katil' diyenler ve Anayasa Mahkemesi tarafından 'siz katil deme hürriyetine sahipsiniz' diyenler, yıllardan beri bu ülkenin değerlerini yermek isteyenler hepsi bir cephe oldular, hepsini Allah bir fotoğrafta göstermek nasip etti." 

Siyaset cephesinde ve sosyal medyada tepkiyle karşılanan bu ifadeye en sert yanıtsa, kısa süre öncesine kadar "aynı ittifak" içinde olan bir isimden geldi.

MHP'den ihraç edilen Cemal Enginyurt, Twitter'dan şöyle seslendi: "Anayasa Mahkemesini savunanlar arasında ben de varım. Sayın @suleymansoylu lafın nereye gittiğine dikkat et! "Anayasa Mahkemesini savunanları Devlete katil diyenlerle aynı cephede görmek hoşuma gitti" diyorsun. Katillerle bir olan şerefsizdir. Anayasa Mahkemesine sahip çıkmak ŞEREFTİR." 

GÜNÜN MANŞETİ: AKİT VİTES BÜYÜTTÜ!

Sağlıkçılar, artık Sağlık Bakanı'nın bile itiraf ettiği Korona gerçeğini dile getirdi. "Ölüyoruz.. Tükeniyoruz" diye feryat etti. Birden MHP cephesinden ağır bir saldırı altında kaldı.

Bahçeli'nin sözleriyle başlayan hücum, Saray medyasında temkinli bir tepkiyle karşılandı. Ancak, MHP yanlısı Türkgün ile Yeni Akit Gazetesi konuyu manşetlerine taşıdı.

19 Eylül tarihli Yeni Akit'in manşeti ise, meselenin hangi boyutlara "taşınacağını" gösteriyordu: Bazı hekimlerin isimleri ve fotoğrafları ile hedef gösterildiği manşette, Türk Tabipler Birliği yönetiminin PKK'nın emriyle hareket ettiği ima edildi. Başlık da zaten bu imayı ete kemiğe büründürdü: "TTB yönetimi Kandil Üssü gibi"

Bu arada, MHP lideri Bahçeli de, başlattığı "kampanyada" bir adım daha attı: "Bölücülüğün ve terörizmin saklandığı karanlık oluşum" diye nitelediği TTB'yi incelemek için bir heyet kurduklarını açıkladı.

GÜNÜN ETİKETİ: #halkımızözürdiliyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli'nin Türk Tabipleri Birliği'ne yönelik hücumuna katılmadı. Dahası, Korona konusunda TTB'nin tespitlerini doğrulayan bir açıklama yaptı. "Önlemleri yeniden sıkı tutmak zorunda kaldıklarını" söyledi. 

Ancak, durumun -Sağlık Bakanı'nın ifadesiyle- vahamet kazanması konusunda vatandaşı suçladı. "Ne yazık ki uyarılarımıza halkımız ciddi manada dikkat etmedi" dedi. 

Bunun üzerine sosyal medyada #halkımızözürdiliyor etiketiyle bir kampanya başladı.

O etiketle yapılan yorumlarda da, özet olarak şu görüşlere yer verildi: "Halkımız şimdi Erdoğan'dan özür diliyor; ölüm tehlikesine rağmen işe gitmek zorunda kaldıkları için, bunu yaparken de toplu taşıma kullandıkları için, pandemiden kâr etmek için yırtınan patronların "çalışın yoksa kovarım" tehditlerine boyun eğmek zorunda kaldıkları için özür diliyor!"

GÜNÜN SORUSU: "MAAŞINI MOTORİNLE ALAN VAR MI ARANIZDA?"

CNNTürk'te Ahmet Hakan'ın Dolar sorusu üzerine Berat Albayrak, ekonomi ve siyaset literatürüne girecek bir soru sormuştu: "Maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz?"

SÖZCÜ yazarı Murat Muratoğlu, soruyu, dolar arttıkça "fiyatı güncellenen" motorin üzerinden sormuş: "Maaşını motorin ile alan var mı aranızda?":

"Gidip de inşaatçılar kazansın diye milyarlarca lira zararına ucuz kredi dağıtacağına, bütün vatandaşların bütçesini etkileyen akaryakıt fiyatlarına bir süre zam yapmasalardı ya..

Sahi, yakıt fiyatları otomatikse diğer zamları kim yapıyor? Hayır, muhatabımızı bilelim ona göre kendisine teşekkür edelim!

Bir asgari ücretli Hollandalı aylık maaşıyla 1.050 litre benzin alabilirken, Türkiye'de bir asgari ücretli 340 litre alabiliyor. Haliyle bizim asgari ücretli yolda kalıyor.

Sahi Hollanda'da kaç kişi asgari ücretle çalışıyor? Yüzde 2 mi yüzde 3 mü? Bizde asgari ücretle çalışanların sayısı yüzde 40'dan fazlası..

Resmen halk derebeylik düzeni gibi sadece devlet için çalışıyor.. Peki toplanan para nereye gidecek? Diyanet'in bütçesine mi yoksa Osmangazi Köprüsü'nün garantili geçiş ödemesine mi?"

GÜNÜN RÖPORTAJI: "O ANNE" ANLATTI

Haber "Uşşaki Tarikatı şeyhi 12 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismardan tutuklandı" diye patladı. O haberle birlikte pek çok tarikatın arka kapıları açılıp, yaşananlar gün ışığına çıkartıldı.

Gündemi sarsan olayın "kahramanı", gerçeği açıkça ifade etmekten korkmayan baba olmuştu. 

Halk TV muhabiri Can Bursalı, bugüne kadar hiç konuşmayan anne ile röportaj yapmayı başardı. Ve O'nun ağzından ibret belgesi gibi bir öyküyü kamuoyuna aktardı.

https://www.youtube.com/watch?time_continue=2&v=OEnZdV5E8Fg&feature=emb_title

GÜNÜN KARESİ: DÜNYA PAYLAŞTI

Hayır! İntihara teşebbüs etmiyor. Kaçmaya çalıştığı bir yangın ya da başka bir tehlike de yok. Sadece "dünyayı  konuşturacağı" bir çılgınlığın peşinde. 58 katlı Tour Montparnasse adlı gökdelene "ekipmansız", yani ip ya da balta gibi herhangi bir alet olmadan tırmanıyor.

Fransa'nın başkenti Paris'te, genç bir youtuber, uzunluğu 210 metreyi bulan binayı birkaç santimetrelik pencere pervazlarına tutunarak tırmandı. Her ne kadar polis aşağıda ağ kurarak güvenlik önlemi almaya çalışsa da, o yükseklikten düşmenin sonucunu bilenler bu çılgın gösteriyi nefessiz izledi. Neyse ki, gösteri sorunsuz bitti. Youtuber da dünyayı konuşturmayı başardı!