Soma Katliamında oğlunu kaybeden İsmail Çolak: Onların kader dedikleri bize göre katliam

Soma Maden Katliamında oğlu Uğur Çolak’ı kaybeden İsmail Çolak, Halk TV'de Şule Aydın ile Haber Masası'nda konuştu.

Soma Katliamının üzerinden 6 yıl geçti. 6 yılda hayatınızda neler değişti? 

Hiçbir şey değişmedi. Acımız ilk günkü gibi taze. Sadece çalışan maden işçilerinin maaşlarında ufak bir değişme oldu. Ancak çalışma koşullarında hiçbir değişiklik olmadı. Ve bizler gelecek umutlarımızı kaybettiğimiz gibi bir de sağlığımızı kaybettik. Olay olduğu zamandan şu zamana kadar ailelerin durumu daha da kötüye gitti. Psikolojik destek alarak ayakta kalmaya çalışıyoruz. Kabul edilebilir bir durum değil. Maalesef işverenin ve siyasal iktidarın denetimsizliği sonucunda 301 maden işçisi hayatını kaybetti. Bu bir katliamdır. Bu bazılarına göre kader, fıtrat olsa da bu bir katliamdır. 

Peki hem maddi hem manevi anlamda yetkililerden gerekli desteği aldınız mı? 

Bizim bu katliamdan sonra 2015’in 13 nisan tarihinde başlayan bir ağır ceza mahkeme sürecimiz oldu. Biz burada adaletten başka hiçbir şey talep etmedik. Biz 301 kişinin katilleri, sorumluları bu kişilerse adil yargılansınlar ve cezalarını alsınlar istedik. Bunun haricinde maddi ve manevi olarak hiçbir şey talep etmedik. 

Dava süreci şu an ne aşamada? 

Şu anda dava süreci muammaya dönmüş durumda. Bitme aşamasına gelmiş bir davanın Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı’yı alarak bizi bir daha katlettiler. Ballı, davaya son derece hakimdi ve bizi anladığını düşünüyorduk. Çünkü Aytaç Ballı bu davayı en ufak inceliklerine kadar bilen bir hakimdi. O kafasında cezaları oluşturmuştu. Adil bir karar vereceğini biliyorduk. Ancak artan baskılar sonucunda bu davadan alındı. 

Onun yerine Elbistan’da hala toprağın altından çıkarılmayı bekleyen bir davada hapis cezalarını paraya çeviren Salih Pehlivan’ı atadılar. Bu kararla bizi bir kez daha katlettiler. Adil bir yargılama olmadı. Bununla ilgili dönemin bakanları Taner Yıldız ve mevcut Cumhurbaşkanı da dahil burada bize söz verdi. Onların kader dedikleri bize göre katliam. Burada en küçük suçu olan insanların dahi adalet önünde hesap vereceklerini söylediler. Asla bu sözlerini tutmadılar. Kendilerine yakın olan insanları sürekli korumaya aldılar ve davayı buraya getirdiler. Mahkeme yaklaşık 4 yıl boyunca Akhisar’daydı. Akhisar’dan İzmir’e taşındı. İzmir’de bu olayda bir numaralı sanık olan Can Gürkan’ın tahliyesini verdi ve bunun yanında da ödül gibi maden işletmesinin lisansını da iade etti. Bu tahliyenin arkasından biz de aileler ve dava avukatlarımızla birlikte süreci anayasa mahkemesine taşıdık. Bize birkaç ay önce gelen bilgi Anayasa Mahkemesinde dosyanın üzerinde görüşmeler başladığı bilgisi gelmişti. Ancak maalesef çıkarılan İnfaz Yasası’yla birlikte bizim davanın bir hükmünün kalmadığını düşünüyorum. Adil bir kararın çıkacağını da düşünmüyorum.

Etiketler :