Prof. Dr. Eraslan: 'Mavi Bebek' oyunu, insan beynini etkiliyor

Prof. Dr. Eraslan: 'Mavi Bebek' oyunu, insan beynini etkiliyor
Sosyal medya uzmanı Prof. Dr. Levent Eraslan, 'Mavi Balina' ve 'Momo'dan sonra internette yaygın olan 'Mavi Bebek' uygulamasına ilişkin uyarılarda bulundu.

Prof. Dr. Eraslan, 'Mavi Bebek' oyununda çocukların telkinle korkutulduğunu anlatarak, bunun 12-15 yaş grubu çocuklar için etkili olduğunu dile getirdi. Oyunun banyoda ayna karşısında, kolları uyuşma olana kadar elinde bebek var gibi 13 kere 'blue baby, baby blue' diye sallayarak oynandığını belirten Prof. Dr. Eraslan, şunları kaydetti: 

"Tipik bir illüzyon ve hipnoz. Bundan sonra sosyal medya üzerinden çocuk bu sürecin kölesi oluyor. 'Mavi Balina' daha önce WhatsApp üzerinden dolaşırken, 'Mavi Bebek' şu anda TikTok, Facebook, Messenger ve Instagram üzerinden yürümekte. 'Jonathan Galindo' adlı sahte bir hesaptan başlayan bir uygulama. Çocuklar bu sürece girdikten sonra onlara gelen emirleri yerine getiriyorlar. Biz yaptığımız araştırmalar sonucu böyle oyunlara 'kademeli tehlikeli oyunlar' adını verdik. Çünkü aynı 'Mavi Balina'da olduğu gibi basitten zora, normalden anormale yürüyen bir silsilede çeşitli talimatlar veriliyor. 'Mavi Bebek' uygulaması, kolunu küçük kesiklerle başlıyor; 'intihar et, zarar ver, arkadaşının bir uzvunu kes' gibi böylesi korkunç ve trajik talimatlara kadar giden bir uygulama."

eraslan.jpg
Prof.Dr. Levent Eraslan

'Güven ortamanı sağlamalıyız'

'Mavi Bebek' uygulamasının diğer oyunlardan farklı olarak çok hızlı yayıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Eraslan, anne ve babaları uyardı. Anne ve babaların, çocuklarının sosyal medya davranışlarını ve dijital kültürlerini bilmeleri gerektiğini vurgulayan Eraslan, şöyle konuştu: 

"'Mavi Bebek' daha çok gece 02.00-05.00 arasında kendini göstermekte. Çünkü 'Mavi Bebek' evde herkes uyurken sakin ortamı ve gecenin verdiği korkuyu kullanır. Anne babaların çocukların davranışlarını dikkatli izlemeleri önemlidir. Çocuk bu sarmala girdiği zaman kademe kademe talimatları yapmak zorunda hissediyor. Yapmazsa elde ettiği kişisel verileri yaymakla korkutuluyor. Mesaj atan kişi çocukları ebeveynlere zarar vermekle korkutuyor. Çocuk böylesi durumlara düşmemek adına ister istemez kademenin içerisine giriyor ve normalden anormale davranışlar yapıyor. Çocuk böylesi bir şeyle karşılaştığı zaman korkuyor, anne babaya açıklamıyor. Bu güven ortamını sağlamalıyız. Çocukların 'hangi programlara gerçek adlarıyla girdiler, geçmiş dosya sistemlerinde ne var' bunların hepsini kontrol etmemiz gerekiyor. Böylesi durumları gördüğümüz zaman da Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'na bu sayfayı göndermeliyiz." 

DHA

 

Etiketler :