Devlet Bahçeli: Biz demiyoruz suç yoktur, şarlatan yargılanmasın

Devlet Bahçeli: Biz demiyoruz suç yoktur, şarlatan yargılanmasın
MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında Zarrab davasına ilişkin gelişmeleri sert dille eleştirdi

MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında Zarrab davasına ilişkin gelişmeleri sert dille eleştirdi. Bahçeli, "Türkiye'yi sanık, şarlatanı tanık yapan, jürisi alık, iddiaları sarsak olan sözde hukuk sistemi her zaman her daim ayaklarımızın altındadır. Her zaman öfkemizin hışmına uğrayacaklardır. Biz demiyoruz ki ortada suç yoktur, demiyoruz ki şarlatan yargılanmasın. Suç nerede işlenmişse hukuki sınırları Türkiye Cumhuriyeti'dir" diye konuştu.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup toplantısında konuştu.

Bahçeli’nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Bahçeli konuşmasının başında 3 Aralık Engelliler Günü ve 5 Aralık Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesinin yıl dönümüne ilişkin görüşlerini açıkladı.

Engelli olmak başarılı şampiyon bir ruha sahip olmaya engel değildir.

Engelli olmak umutsuzluğa teslimiyet değildir. Çaresizliğe gömülmek, hayatın dışına çıkmak hiç değildir. Bir defa, bu kaçınılmaz hakikati anlamak ve kavramak lazımdır. Ruh ve vücut sağlığımızın ilelebet garanti altında olacağını söyleyemeyiz. Engelli olmak yetersizlik, acziyet, acınacak bir durum olarak asla değerlendirilmemelidir. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü aynı zamanda tutarlı bir vicdan muhasebesi yapılmasının fırsatıdır. Engelli kardeşlerimize önceliği vermeli ve onlara hak ettikleri ilgi ve alakayı gösterebilmeliyiz.

MHP VARSA ENGEL YOKTUR

MHP varsa engel yoktur. MHP varsa engel çıkaranlar ayıplanacaktır. Engellilerin önündeki tüm engelleri kaldırmayı amaçlıyoruz.

Kadınların seçme ve seçilme haklarını elde etmeleri uzun ve zorlu bir yolunda elde edilmiştir. Kadınlar hayatın içinde mücadele ederken demokratik haklarından mahrum kalması düşünülemez.

Seçim yapan tercih yapan kişi özgür kişidir. Kadın insandır. İnsanlığın onur simgesidir.

Demokrasinin erdem ve emanetlerine sahip çıkmanın ilk şartı temsil ve katılımın önündeki pürüzleri gidermek, herkesin ülke yönetimine katılmalarını temin etmektir. Kadınların seçme ve seçilme hakkını elde etmeleri uzun ve zorlu bir sürecin sonunda gerçekleşmiştir. Kadın demek insan demektir, insan ise eşrefi mahlukattır. Kadınlar aktif ve fedakarca mücadele ederken demokratik imkanlardan mahrum olmaları akla ziyan bir çarpıklıktır.Kadının ikinci plana itilmesi insani değerlerin ayağa düşmesi ile bir ve aynı anlama gelecektir. İbn-i Sina’nın ifadesi ile; “köhne fikirler, paslanmış çivilere benzer. Söküp atmak zordur.” Kadın insanlık onurunun simgesidir. Türk kadını üstlendiği milli ve manevi vazicefeleri vecd ile yapmıştır. Kadınlar Avrupa’da cadı diye katledilirken Türk-İslam Medeniyeti gönül sultanı olarak görmüştür. İlk Türk devletlerinde kadın da yer almış, devlet yönetiminde söz sahibi olmuştur. Soylu Türk kadınıların hiç aklımızdan çıkmamıştır, çıkmayacaktır. Türk kadını yuvasının da yurdunun da zarafet ile taçlanmış mimarıdır.

"BUNA RAZI OLAMAYIZ, SESSİZ KALAMAYIZ"

Ekonomik oyun ve operasyonlar devamlı körüklenmektedir. ABD’de kurulan yanlı mahkemelerde Türkiye yargılanmaktadır. Buna razı olamayız, sessiz kalamayız. Karanlık ve kaçak bir şahsın, hain bir suçlunun kirli itirafları ülke kamuoyunu meşgul etmektedir. Türkiye’den nasıl kaçtığı ya da kaçırıldığına dair türlü spekülasyonlar yapılmaktadır. Türkiye’yi yere düşürmek amacıyla yer çekimi ile yarışanların iffetsizlikleri hepimizin gözü önünde cereyan etmektedir. Zehri zemzem diye yutturmaya çalışan dolandırıcılar ülkemizin saygınlığını zayıflatmanın hevesine kapılmışlardır.

"BİZ DEMİYORUZ Kİ ŞARLATAN YARGILANMASIN"

Türkiye soytarıların ithamı ile değerinden bir şey kaybetmeyecektir. Türkiye’yi sanık, şarlatanı tanık yapan, jürisi alık, iddiaları sarsak olan sözde hukuk sistemi her zaman her daim ayaklarımızın altındadır. Her zaman öfkemizin hışmına uğrayacaklardır. Biz demiyoruz ki ortada suç yoktur, demiyoruz ki şarlatan yargılanmasın. Hukuki sınırları Türkiye Cumhuriyeti’dir. Uluslararası kumpasın hükmü Türkiye’de geçmeyecektir.

MHP duyarsız, tarafsız kalmayacaktır. Tarafımız sonuna kadar Türkiye Cumhuriyeti’dir. İhanet, melanet ve rezaletin kuşattığı bir ortamda tarafsızlık namussuzluktur. ABD’deki tezgahın tamamlayıcısı gibi hareket ederek pervasız belgeleri pervasızca sallayanlar, yeni cephe açmaya çalışan namertlerdir. İşguzar ve işbirlikçilerin gerçek yüzleri ortaya çıkmıştır. Yazıktır bu ülkeye, bu vatana. Yazıktır günahtır ayıptır bu millete. Biz yabancıların elinden su içip çanağından yemlenen çevrelere benzemeyiz. Bizim siyasetimiz ilkelidir, iradelidir.

"TÜRKİYE DÜŞMANLARINA MERHAMET YOKTUR"

Öfke, haset, tamah, kötülük, er kişinin değil, şer kişinin hasletleri arasındadır. Çok şükür çektiğimiz köken belli, geldiğimiz kaynak bellidir. Ülkemiz belli, tertemiz ülkülerimiz belirgindir. Türkiye’nin kaybetmesine oynayanlar en acı yenilgiyi tadacaklardır. Bunlara merhamet ise maraz doğuracaktır. Türkiye düşmanlarına merhamet yoktur. Kaos ve kriz tacirlerine af yoktur. Yorgun siyasetleri ile ülkeyi karanlık çöllerine çekmeye çalışanlara hoşgörü olur mu? Elbette olmaz, olmayacaktır. Zafer Türk milletinindir. Yalan ve iftira kokanlar, belge de sallasa, haçlıların beşiğinde de sallansa nihai son utanç verici bir kokuşmuşluk olacaktır.

"UZLAŞMADAN KAÇMADIK KAÇMAYACAĞIZ"

16 Nisan’la birlikte yeni hükümet sistemi milletimizin kararı ile kurulmuştur. Biz fikri temellerimizden ilham ve feyzimizi alarak bir uzlaşma fırsatının oluşmasını deyim yerindeyse oğul vermesini arzuluyor, buna göre siyasetimizi şekillendiriyoruz. 16 Nisan’dan sonra 6 ay içinde uyum yasalarının çıkması gerekiyordu ancak şu zamana kadar bu gerçekleşmemiştir. Temennimiz bütçeden sonra uyum yasaları ile ilgili ihtiyaçların tamamlanmasıdır. Biz üzerimize düşeni harfiyen yapmanın kararlılığındayız. Uzlaşmadan kaçmadık, kaçmayacağız.

HÜKÜMETE VERDİĞİMİZ DESTEĞİN SEBEBİ…

Türkiye’de iktidar meydandadır, muhalefet de bellidir. Siyasi sınır ve sorumluluk alanları sandıkta çizilmiştir. Son günlerde televizyonlarda, gazete sütunlarında bir iddia servis edilmektedir. Neymiş, MHP ne derse o yapılıyormuş. MHP iktidara yön vermiyormuş. Buradan sesleniyorum AK Parti’nin bir kısım milletvekili ve yöneticisi kaygılanmasın ve korkuya kapılmasın. Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten Cumhurbaşkanıdır, Başbakandır, Bakanlar Kurulu’dur ve mesai arkadaşlarıdır. MHP muhalefet görevini 36 milletvekili ile en etkili şekilde icranın, milli hedeflerimize destek vermek için her mücadeleyi yerine getirmenin amacındadır. Hükümete desteğimiz terörle mücadelenin başarıya ulaşması içindir. Dış politikada elinin zayıf olmaması içindir. Hiç kimse merak buyurmasın, MHP yerini de yurdunu da bilir. Bilmeye de devam edecektir. Zamanı geldiğinde şartlar olgunlaştığında neyin nasıl olacağını herkes görecek ve bizzat şahit olacaktır.

Etiketler :