Cumhuriyet davasında Ahmet Şık ile Mahkeme başkanının diyaloğu

Cumhuriyet davasında Ahmet Şık ile Mahkeme başkanının diyaloğu
Cumhuriyet davasının üçüncü gününe Ahmet Şık ile Mahkeme Başkanı ve Savcı arasındaki diyaloglar damgasını vurdu.

Cumhuriyet davasının üçüncü gününe Ahmet Şık ile Mahkeme Başkanı ve Savcı arasındaki diyaloglar damgasını vurdu.

İşte dakika dakika Ahmet Şık ile Mahkeme Başkanı ve Cumhuriyet Savcısı arasında yaşanan diyaloglar...

16.50 - Cumhuriyet gazetesi muhabiri Ahmet Şık'ın savunması başladı. Şık, "3 gündür bu davanın saçmalığını arkadaşlarım anlattı, aslında içeriğine dair söyleyeceğim bir şey yok" dedi.

16.55 - Ahmet Şık: Söyleyecek fazla şeyim yok ama size aradığınız örgütün yol haritasını çıkartacağım. Yeni Türkiye denen garabeti inşa eden iki güç ayrıştı, adına iktidar denen kanalizasyon patladı. Medya köşelerinden yapılan tehditler yaşanacakların işaretiydi. Ortalığı pislik götürdü, götürüyor.

"Köşe yazısı yazmanı istemiyoruz"

16.58 - Ahmet Şık: Devletin sahibinin kim olacağına ilişkin kavgaya tutuştular. Bu kavga, darbe girişimine kadar uzandı. Hakikati dile getirenlerin seslerinin kısılmaya çalışıldığı günlerden geçiyoruz. OHAL ile temel haklar askıya alındı. RTE 'Bu darbe allahın bize bir lütfudur' dedi. Ağzından kaçırdı. Şimdi bu lütfu yaşıyoruz. Nuriye ve Semih kardeşime dahi yanıt hapishane oldu. Yargı bağımsızlığı ortadan kaldırıldı. HDP genel başkanları esir edildi. 10 binlerce insan darbecilik-FETÖ’cülük suçlamasıyla gözaltına alındı50 binden fazlası tutuklandı.İşkencelerden geçirilenler oldu. KHK'larla liyakatin değil biatin esas alındığı AKP kadroları oluşturma yoluna gidildi Kamu'da.

17.00 - Mahkeme başkanı "Savunmaya bağlı kal Ahmet Şık, köşe yazısı yazmanı istemiyoruz" dedi. Ahmet Şık "Savunmamın tamamını dinlerseniz anlayacaksınız" diye cevap verince Mahkeme Başkanı müdahaleyi kesti. Şık savunmasına devam ediyor.

17.05 - Ahmet Şık: Şimdi o dönemin suç ve günahlarının tüm yükünü Gülen Cemaati’nin sırtına yükleyerek kendi rollerini ve suçlarını gizlemeye çalışıyorlar. Cemaatin tehlikeli hale gelecek güce erişmesinin en büyük sorumlusu, “Ne istedilerse veren” Erdoğan ve AKP’dir. Dolayısıyla Erdoğan ve AKP 15 Temmuz kalkışmasının da sorumluları arasındadırlar. Mehmet Dişli ve Partigöç' ün hazırladığı teklifi AKP'liler olduğu gibi kabul ederek kanunlaştırdılar. 2012 Mayıs’ında yapılan yasal değişiklikle, askeri personelin 15 yıllık mecburi hizmet süresi 10 yıla indirildi.

"FETÖ'nün idealize ettiği model 15 Temmuz sonrası başarılı oldu"

Ahmet Şık: Erdoğan uykusunda konuşsa canlı yayın yapmak zorunda olan televizyon kanallarında, iktidar komiserleri olmadan siyasal program yapmak yasak. 15 Temmuzda darbe engellendi ama cunta iktidar oldu. Medyanın tamamını iktidar borazanı haline çevirenler korkacağımızı, susacağımızı sanıyor anlatmaya devam edeceğiz.

FETÖ'nün idealize ettiği model 15 Temmuz sonrası başarılı oldu. Tam da bu nedenle FETÖ ne istediyse AKP vermiştir.

"Tankların önünde ölenlerin ailelerinin gerçeği bilme hakkı var"

17.15 - Ahmet Şık: Cemaat böylece, kendilerinden olmayan subaylardan bazılarının ordudan ayrılacağını hesaplıyordu. Öyle de oldu. Gülen ile mücadele planlı MGK kararını hiç uygulamadiklarını Erdoğan, Gül ve Bülent Arınç itiraf ettiler. Hayır kandırılmadınız, birlikte bizi kandırmaya çalıştınız. Şimdi de Cumhuriyetten FETÖ çıkartmaya çalışıyorsunuz.

17.25 - Ahmet Şık: Bekir Bozdağ, yargının Gülen cemaatine teslim edilmesinin baş sorumlularından birisidir. Biz FETÖ sebebiyle hapsedilmişken Bekir Bozdağ geçen haftaya kadar adalet bakanıydı.Kendi yaptığı atamaların ihraçlarını yönetiyordu.

17.30 -  Ahmet Şık: Biz kuşkularımızı yazdığımız için hapisteyiz. Bir darbe kalkışmasının parçası olduğunu anlayabilecek kapasitede olmadıklarını itiraf edenler, orduyu ve MİT’i yönetmeye devam ediyor.

Canını ortaya koyarak darbeyi engellemeye çalışanların yaslı aileleri başta olmak üzere herkesin gerçekleri bilmeye hakkı var

"Gülen Cemaati, AKP iktidarda bulunduğu 14 yıl boyunca herhangi bir engelle karşılaşmadı"

17.40 - Ahmet Şık: AKP iktidarı döneminde ortaya çıkan, polis adaylarının girdiği sınavlarda kopya çekilmesi soruların sınavdan önce Gülen Cemaati'nin dershanelerine sızdırılmasına yönelik etkin soruşturma yapmamaları onları tek başına sorumlu kılıyor. Gülen Cemaati, AKP iktidarda bulunduğu 14 yıl boyunca herhangi bir engelle karşılaşmadan nihai hedefine yol almaya devam etmiştir

17.45 - Ahmet Şık Söylediklerim savunma değil, ithamdır! Bu iddianame bir linç programıdır.

17.50 - Bizlere yönelik bu operasyon düşünce özgürlüğüne yönelik bir oprasyondan başka bir şey değildir. Kimsenin kuşkusu olmasın, tüm kişi ve kurumlarıyla organize kötülük örgütünün bu ablukası da dağıtılacak. Hakikati boğmak isteyenlere inat gazetecilik yapmaya devam edenler var.

"Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!"

Cumhuriyet gazetesinde aradığınız "Örgüt", şu anda Türkiye'yi yönetiyor. Bu siyasi operasyonun kılıfını hazırlayan metnin başında “iddianame” yazması, çöpe eşdeğer bu utanç vesikasını hukuki kılmıyor. Her siyasal iktidarın ve her dönemin yargısının kötüsü – suçlusu olmayı başardım. Kızıma bırakacağım bu mirastan gurur duyuyorum. Bu kirli düzen, suç hanedanlığı hep sürecek sananlar yanılıyorlar. Dün gazeteciydim. Bugün gazeteciyim. Yarın da gazetecilik yapmaya devam edeceğim. Taşlarını kendi döşedikleri cehennemlerine vardıklarında, akılları kör eden kibirden eser kalmaz. Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!

17.52 - Ahmet Şık'ın sorgusuna geçildi. Şık'ın sorgusunda şu dialoglar yaşandı...

AHMET ŞIK'IN SORGULAMASI

KARŞILIKLI DİYALOGLAR

Mahkeme Başkanı: Genel Yayın Yönetmeni, haber müdürü ya da  vakıf tarafından engellenen ya da sansürlenen bir yazı var mı?

Ahmet Şık: Ben yazımın sansürlendiği, ya da başka bir arkadaşımın yazısının sansürlendiği yerde çalışmam, istifamı basar giderim.Ben sansür be otosansürü demokrasiyi baltalamaya yönelik bir girişim olarak görür, orada çalışmam

Mahkeme Başkanı: Kim sizi işe aldı?

Ahmet Şık: Teklif üzerine başladım.

CAN DÜNDAR SORUSU

Mahkeme Başkanı: Can Dündar mı teklifte bulundu?

Ahmet Şık: Can Dündar Ben geldikten sonra Genel Yayın Yönetmeni oldu. Ben başladığımda İbrahim Yıldız Genel Yayın Yönetmeniydi.

Mahkeme Başkanı: "Berkin Baskını" haberinin gazeteye verilmesinde punto seçiminde resmin basılmasında sizin etkiniz var mı?

Ahmet Şık: Genel kural, o yazıları oluşturan kişi müdahalesini istemez. Bir suçlama yönellecekseniz o haberdeki her şeyden sorumluyum. Bazı suçlamaların nereye varacağını biliyorum. Yayınlanmamış bir kitaptan suç çıkaran bir yargı bu. Bugünkünün cemaat yargısından farklı yok.Ben gazeteciliği çok seviyorum. Mesleğin namusu için patronuna dava açmış birisiyim. Kimse bana talimatla bir şey yazdıramaz

"GAZETECİLİKSINIRSIZ ÖZGÜRLÜKMÜDÜR?" SORUSUNA CEVAP

Mahkeme Başkanı: Gazetecilik sınırsız özgürlük müdür?

Ahmet Şık: Sınır gazetecinin hakikatle iliskisi ve kamu yararıdır.

Mahkeme Başkanı: Gazetecilik sınırsız özgürlük müdür?

Ahmet Şık: Sınır gazetecinin hakikatle iliskisi ve kamu yararıdır. Bugün buraya gelene kadar tek bir cümle söylemeye niyetim yoktu. Ben Türkiye yargısına ifade özgürlüğünü anlatmaktan sıkıldım.

Mahkeme Başkanı Cemil Bayık röportajını sordu.

Ahmet Şık: Etik ilkelerle yazılmış bir söyleşidir. Değilse bana o kısmı gösterin. 27 yıllık gazeteciyim, gururla söylüyorum, bugüne kadar birtek yazım tekzip edilmedi.

Mahkeme Başkanı: İddianamenin takıldığı bazı yerler var.

Ahmet Şık: En iyisi siz o iddianameyi çok kaale almayın.

Başkan: 'MİT Reyhanlı Katliamını biliyordu' haberini neden teyid etmediniz?

Şık: Nasıl edeyim, MİT'i mi arayayım mesela? MİT yaptım der mi?

Mahkeme Başkanı: MİT TIR'ları haberi ile ilgili ne diyorsunuz?
Ahmet Şık: Gurur duyuyorum.

Mahkeme Başkanı: Savcı Kiraz'ı öldürenlerle konuşmanız barışı ve yaşamı savunmaya uyuyor mu?Ahmet Şık: İsterseniz sorularımı okuyun birlikte karar verelim. Benim bayrağın arkasına gizleyecek bir suçum, dinin arkasına gizleyecek bir günahım yok.Ahmet Şık: Cübbelerinizin insanların canından ve özgürlüğünden yapıldığını bilin (Hakim ve savcılara)Ahmet Şık: 'cumhuriyet.com.tr 'de yayınlanan" diye bir vurgu yapılıyor. Ben basılı gazetede çalışıyorum. Haberler basılı nüshada yayımlanıyor. Yayınlandıktan sonra web sitesi kendisi sitesinde yayınlıyor. Haberlerle ilgili dava açma süresi 4 aydır, bunu bilmeyen savcı hukuk fakültesini yeniden okumalı.Ahmet Şık: Ben ne yazdıysam arkasındayım. Çünkü iki kişinin neden bir savcının başına silah dayamak istediğini anlamazsak bu işler olmaya devam eder.

SAVCIDAN "MESLEĞİMİZİ SORGULAMAYI" TEPKİSİ

Savcı Bölükbaşı: Esasa dayanmayan, sanki bir seminerde ders veriyor gibi söyledikleriniz...

Ahmet Şık: Dediklerimin hepsi esasa ilişkin.

Savcı Bölükbaşı: Ders vermek haddiniz değil. Biz de eğitim aldık, mesleğimizi sorgulama hakkınız yok...

Savcı Bölükbaşı: Hep FETÖ'den bahsettiniz PKK ve DHKP-C iddialarına ne diyeceksiniz?

Ahmet Şık: İddia nedir?

Savcı Bölükbaşı: İddianameyi okumadınız mı?

Ahmet Şık: Çok dikkate almadım

Savcı Bölükbaşı: Siz burada cevap verir ya da vermezsiniz.

Ahmet Şık mahkemeye dönük ifadelerinde dolayı üye hakim dalga geçmek için "Yer de değiştirelim mi?" diye sordu  Ahmet Şık, "Siyasal iklime bağlı, belli olmaz." diyerek cevap verdi

Ahmet Şık: Faşizmde niyet okumak diye bir şey vardır...Niyet okuyarak sormayın o zaman.

Savcı: O zaman soruyu anlamadım deyin. Bu örgütlerle ilgili iddialara ne diyorsunuz?

Ahmet Şık: Ben gazeteciyim. Bu örgütler benim için haberdir.

"KATİL DEVLET DEMİŞSİNİZ"

Savcı: Katil devlet demişsiniz.

Ahmet Şık: Devletin tarihi kanlıdır. Ermeniler, Hrant, Suriye, Berkin... Az söylemişim seri katildir. Siyasal görüşüm, dünyadaki tüm devletlerin terör örgütü olduğudur. Terör dosyası diyorsunuz üç gündür gazetecilik faaliyetimizi soruyorsunuz. Tek örgüt sorusu soramadınız. Nokta. Aradığınız örgüt siyasi parti kılığında ülkeyi yönetiyor.

Ahmet Şık: İsrail, Filistin'e yönelik devlet terörü yapmıyor mu? Suriye'yi bombalayan, Irak'ı işgal eden, bir gecede Yeni Zelanda. Aborijinlerini kesen devlet değil mi... Türkiye de bundan muaf değildir. Osmanlı'dan bu yana kanla dolu, yıkımla, dolu,.. Dersim'de katliam yapan, Ermenileri soykırıma uğratan, Berkin'i öldüren devlettir. Doğrusu devlet seri teröristtir.

Ahmet Şık tweetlerle ilgil soruya "Genel cevap veremem tek tek sorun" dedi.

Savcı: "Burayı siz yönetiyorsunuz herhalde"

Mahkeme Başkanı: Gazetecilik evet dördüncü güçtür, medyanın yapt: önemlidir. Ama anayasalarda da AİHS'te de Basın Kanunu'nda da istisnalar vardır. Yargılananların gazeteci olması gazeteciliğin yargılandığı söylenemez.

Ahmet Şık: Ben dosyaya konan delilerden yöneltilen sorulardan yola çıkarak tespitte bulundum. O zaman haber, fotoğraf yorum sormayın. Cumhuriyet Gazetesi'nde aradığınız örgüt, siyasi parti kılığında ülkeyi yönetiyor. Siz yanlış kişileri yargılıyorsunuz.

Mahkeme Başkanı: Burada suçluların yargılanacağından ve cezalandırılacağından şüpheniz olmasın.

Ahmet Şık: O zaman Cuma günü davayı düşüreceksiniz?

Kaynak: Yiğit Orcan Halk TV / Cumhuriyet gazetesi

Etiketler :