İşte Özgür Özel'in Dünya Yolsuzlukla Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı o açıklamalar:

Bugün Dünya Yolsuzlukla Mücadele Günü. Yasaklarla, yoksullukla ve yolsuzlukla mücadele vaadiyle iktidara geldikleri 3 Kasım 2002 seçimlerinin 16’ncı yılında uluslararası örgütlerin yolsuzlukla mücadeleye ilişkin rapor ve değerlendirmeleri Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, vaat ettiklerinin tam tersine Türkiye’yi irtifa kaybettiren bir sürecin içine soktuğunu gösteriyor. Örneğin Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün 2017 yılı Yolsuzluk Endeksi Raporu’nda Türkiye bir önceki yıla kıyasla 6 basamak birden gerileyerek 81’inci sırada yer alıyor.

Yolsuzluk algısının en yüksek olduğu Avrupa ülkelerinden biri olarak sıralanan Türkiye’ye, bu yıl başında Avrupa Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO) şeffaflık karşıtı tutumları nedeniyle adeta kırmızı kart göstermişti. HSK üyelerinin Cumhurbaşkanı ve TBMM’deki çoğunluk grubu tarafından belirleniyor olması, yargı bağımsızlığının son yasal düzenlemelerle tehlikeye girmiş olması ile hakim adaylarının seçilmesi süreci, Parlamento’daki yasama sürecine yönelik eleştiriler sıralanan raporda, siyasetin finansmanına ilişkin yasal düzenlemenin yapılmamış olması, Milletvekili Etik Kanunu’nun çıkarılmamış olması anımsatılıyor ve Türkiye’nin 22 adet GRECO tavsiyesinin 20’sine uymadığı belirtiliyor. GRECO’nun Türkiye’den tavsiyelere uyum noktasında gelinen durumu aktarmak için verdiği süre yıl sonunda sona erecek olsa da, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının Avrupa Konseyi’ne bir bilgilendirme yapmadığı anlaşılmaktadır.

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanı Liliane Maury Pasquier’nin Yolsuzlukla Mücadele Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, GRECO’nun tavsiyelerine uymayan ülkeleri bu tavsiyeleri yerine getirme çağrısında bulunması da siyasetin finansmanı başta olmak üzere Türkiye’de yolsuzlukla mücadele etmek için adım atma noktasında önemli bir fırsat yaratıyor.

Sayıştay’ın kamu kurumlarına yönelik 2017 yılı raporlarında özellikle iktidar partisinin “mega proje” olarak kamuoyuna lanse ettiği, “yap-işlet-devret”, “yap-kirala-devret” ya da kamu özel işbirliği yöntemiyle yaptırılan projelerdeki mevzuata aykırı işlemlerin çokluğu, bu projelerde kamu yerine iktidar partisinin genel başkanı ile yakın ilişkisi bilinen şirketlerin kollanıyor olduğu kayıtlara geçmiştir.

Yolsuzluğa karşı tutumu çok net olan ve şeffaflaşmayı savunan bir parti olarak, Şubat 2017’de TBMM Başkanlığı’na ilki siyasi ahlaksızlıkla mücadele ve siyasi etik, ikincisi ise siyasi partilerin ve seçimlerin finansmanı konu başlıklarında iki ayrı kanun teklifi sunmuştuk. GRECO’nun tavsiyeleriyle de uyumlu bu iki kanun teklifinin, TBMM’de ilgili komisyonlarda dahi görüşülememiş olması, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının yolsuzlukla mücadele etme niyeti olmadığının açık bir göstergesidir.

9 Aralık Dünya Yolsuzlukla Mücadele Günü vesilesiyle, 27. Yasama Dönemi’nde güncelleyerek yeniden TBMM Başkanlığı’na sunacağımız bu iki kanuni düzenlemenin Türkiye’nin de parçası olduğu Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu tavsiyeleri çerçevesinde yasalaşması çağrısında bulunuyoruz.