CHP'den adaylara 'Radikal Sevgi Kitabı': 'Telaş yok'

CHP'den adaylara 'Radikal Sevgi Kitabı': 'Telaş yok'
CHP tarafından hazırlanan 'Radikal Sevgi Kitabı'nda yerel seçimlere girecek belediye başkan adayları ile kampanya çalışmalarını yürütecek parti görevlilerine seçmenlere nasıl davranmaları gerektiği konusunda bilgi verildi.

CHP yönetimi, belediye başkan adaylarının seçim çalışmaları sırasında nasıl davranması gerektiği konusunda kitap hazırladı. CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı tarafından 31 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ne yönelik hazırlanan 'Radikal Sevgi Kitabı'nda, belediye başkan ve meclis üyesi adayları ile kampanyada görev alan partililere tavsiyelerde bulunuluyor.

Yerel seçim kampanyasında görev alan partililerin seçmenlere nasıl davranmaları gerektiği konusunda bilgi verilen ve parti örgütüne dağıtılan kitapta, 'kibirden', 'alaycılıktan', 'yüksek siyasetten' ve 'telaşla konuşmaktan' uzak durulması tavsiye ediliyor.

Telaşın zararlı ve bulaşıcı bir duygu olduğuna değinilen kitapta, "Telaş yok, panik hiç yok. Ülkenin her yerinde CHP'liler damla damla su taşıyor, gönül kazanıyor. Telaşa kapılıp bir çuval inciri berbat etmeye, milyonların emeğini yok etmeye kimsenin hakkı yok" ifadesine yer veriliyor.

SEÇİM KAMPANYASI NASIL YAPILIR?

En büyük seçim kampanyasının yüz yüze konuşmak olduğu belirtilen 'Radikal Sevgi Kitabı'nda, seçmenle konuşurken nelere dikkat edilmesi gerektiği başlıklarla anlatılıyor. Partililerden dolduruşa gelmemeleri ve tartışmaya girmemeleri istenirken, herkesin herkesle aynı fikirde olmayacağına işaret ediliyor. Kitapta, adaylara kavramsal değil, somut konuşma yapmaları tavsiye ediliyor. "Köylüyü zengin edeceğiz" örneğinin kavramsal bir ifade olduğuna değinilen kitapta, adaylardan "Hasan Amca; senin mahsulünü tarlada bırakmayacağım" şeklinde somut anlatım tarzını kullanmaları isteniyor.

'SAMİMİYET, SİYASAL İLETİŞİMDE EN BÜYÜK BAŞARI'

Adayların kendilerini iyi tanıtmaları gerektiği aktarılan kitapta, "Samimiyet, siyasal iletişimde en büyük başarıdır" ifadesine yer veriliyor.

Kitapta, adaylardan "Merhaba ben CHP il yönetiminden geliyorum. Adım Hatice Güneş" demek yerine, "Merhaba kardeşim, benim adım Hatice Güneş. Baklacı Mahallesi'nde oturuyorum, hani şu çınar ağacı var ya meydanda, hah, oradaki eczane. CHP'de görevliyim, sizinle sohbet etmeye geldim" demenin daha iyi sonuç verebileceği anlatılıyor.

Kitapta, adaylardan yabancıya değil, arkadaşla konuşur gibi muhabbet etmeleri gerektiği tavsiyesinde bulunulurken, "Az konuşun, çok dinleyin" uyarısı yapılıyor.

Hakaretten uzak durulması istenen kitapta, "Konuşmaya karşıdaki kişinin oy verdiği partiye veya partinin liderine küfür veya hakaretle başlarsak, ondan sonra söyleyeceğimiz hiçbir sözün etkisi kalmaz. Siyasi liderlere kötü söz söylemeyelim, onları tamamen bu konuşmanın dışına çıkaralım" ifadesine yer veriliyor.

'BİR CHP'LİNİN BU TARZ KONUŞMAYA HAKKI YOK'

Kitapta adaylara "laf sokmayın" uyarısı da yapılıyor. Siyasal iletişim sırasında çok sık görülen bir hareketin de 'laf sokma' olduğunun altı çiziliyor. Kitapta, "Karşıdakinin siyasi görüşüne veya oy verdiği partiye bir şey söylemese de laf sokmalar, imalarla karşıdaki kişiler ya aptal yerine konulur ya da tahrik edilir. Bir CHP'linin bu tarz konuşmaya hakkı yok. Karşı partiye oy veren bir vatandaş böyle konuşuyorsa da onu muhatap almaya gerek yok" ifadesi kullanılıyor.

Adaylara, "Kürsüde gibi konuşmayın, parmak sallamayın" uyarısı da yapılırken, hiç kimsenin bir diğerinden üstün olmadığı hatırlatılıyor. Adaylara "Her şeyi bilmeyin" ikazı yapılan kitapta, bilgili olan bir konuda bile konuşmadan önce diğer insanlara fırsat tanıması ve onların dinlenilmesi gerektiği anlatılıyor.

Adaylardan yapmacık gülümsemelerden uzak durmaları istenen kitapta, bir CHP'linin her zaman halkın yanında durması gerektiği vurgusu da yapılıyor. CHP seçmeninin en büyük baş ağrısının "Muhalefet esnafı" olduğunun anımsatıldığı kitapta, "Domates satan esnaf iyidir, taksici, berber esnaf iyidir ama muhalefet esnafı çok kötüdür. Bunlara karşı tedbirli olmalıyız ve onların dolduruşuna asla gelmemeliyiz" uyarısında bulunuluyor.

Parti görevlilerinin sosyal medyaya karşı da dikkatli olması gerektiği belirtilen kitapta, "Sosyal medyayı haber paylaşımı ve bilgi akışı için mutlaka kullanmalıyız ama asla yankı odaları inşa etmek ve öfke çemberini artırmak için sosyal medyayı kullanmayınız" ifadesine yer veriliyor.

Etiketler :