Bahçeli: İğrenç mahluklar!

Bahçeli: İğrenç mahluklar!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup toplantısında Ankara'da iki magandanın gazileri dövmesine tepki gösterdi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli'den satırbaşları şöyle:

Türkiye ne zaman kıpırdasa, ya bir kriz ya bir kaos anında tetiklenmektedir. İşler düzelmeye başlasa bozguncular devreye girmişlerdir. Daha ileriye gidelim desek hep bir çengel atan görülmüştür. İstiklalin velayeti olmaz, ihanetin vedası olmaz, dost gibi görünen düşmanların vefası ise hiç olmaz olmamıştır. Mücadele varsa umut vardır, mücadele varsa gelecek vardır. Mücadele varsa öyle ki bir de şuurluysa melun heveslerin başarı şansı yoktur, bugüne kadar da olmamıştır.

Katiller öldürdükçe pes edeceğimizi düşünüyorlar, korkacağımızı, kaçacağımızı sanıyorlar. Bilmiyorlar veya bilinsin istemiyorlar ki Türk milleti kahramandır. Korkakça yaşamaktansa, kahramanca ölüme dünden razıdır. Nasıl ki sirkeden şeker olmazsa, korkaktan da kahraman çıkmayacaktır. Terörle mücadelede de kesinti, ağırdan alma, sitem ve strateji yanlışlığı olamayacak, şu günkü tabloda aransa bile bulunamayacaktır.

BAHÇELİ: DÖVENE ELSİZ DURMAYACAĞIZ

Dövene elsiz durmayacağız, vurana tepkisiz olmayacağız. Maalesef ki geçen hafta hainler bir kez daha başlarını kaldırmışlar, yeniden Türk milletine saldırmışlardır. Teröristler aldıkları alçak emirlerin gereğini tekraren yapmışlardır. Sabah saatlerinde Hakkari Şemdinli ilçesi ortaklar bölgesinde, sisli havadan istifade eden PKK’lı caniler vatan evlatlarına saldırmış, 9 evladımızı şehit etmişlerdir. Mehmetlerimiz, al bayrak inmesin, ezan susmasın diye fani bedenlerini feda etmişlerdir.

Zonguldak’tan Kırşehir’e Isparta’dan Samsun’a kadar Türk milleti şehit naaşlarını omuzlarda taşıyarak kahramanlarını ebediyete uğurlamışlardır. Baba İbrahim Taşdemir, duyan herkesi titreten şu sözleri haykırmıştır: “Hilal, ezan, bayrak inşallah bu necip milletin omuzlarında yücelmeye devam edecek. Doğduğunda bizi şereflendirmişti, şahadetiyle bizi şereflendirdi. Bunun için rabbimin hükmüne boyun eğdim. Rabbimizden gelen başım gözüm üstüme, vatanımız sağ olsun. Allah bu millete zeval vermesin.”

Elbette bu duaya sonuna kadar amin diyor, böyle babalarla, kahraman evlatlarıyla hayatımız boyunca iftihar edeceğimizi gür ve güçlü bir şekilde açıklıyorum. Türk milletinin gerçek kudreti, hakiki potansiyeli imanlı kalplerde saklıdır. Asker kınası deyip geçmeyin, kıyamete kadar silinmez. Vatan mücadelesinin meşalesi yanıyor deyip geçmeyin, sonsuza kadar sönmez. Fidanlarımız yere kapanıp bitti sanmayın, onlara öldü demeyin. Onlar ölmedi yaşıyor, bunu sadece biz göremiyoruz. Buna inanın. Emanete leke sürdürülmeyecektir. Leke sürmeye kalkanların da elleri kırılmalı, kafaları ezilmelidir.

BAHÇELİ: AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRILMALILAR

Bakınız geçtiğimiz hafta sonu Ankara – Eskişehir karayolunda duyanı hüsrana iten bir olay yaşanmıştır. Bir gazimiz, yanında eşi, iki yaşında yavrumuz, yine bir gazimiz ve onun ailesiyle seyahat halindeyken şehir eşkıyalarının saldırısına uğramıştır. Gazilerimize vurmanın ne demek olduğunu, bunun sonucunun neler olacağını, burunlarından fitil fitil gelesiye kadar yaşayıp görmelerini tez elden bekliyorum. Gazilerimize el kaldıran, tekme sallayan, küfür ve hakaret yağdıran bu iğrenç mahluklar doğduklarına pişman edilmeli, ağır şekilde cezalandırılmalıdır.

Kandil’de fotoğraf veren lider kadrosunun da sonu yakındır. Aksini düşünmek akıl iflasıdır. Bu vatanın aşını yiyip, suyunu içen sonra da ihanet eden azılı katiller öyle yada böyle helal kurşunu da mutlaka yiyeceklerdir. Bu vatan bundan bin yıl önce gerçek sahibini bulmuştur. Tarihi geriye döndürmek istense bile mümkün değildir. Bu iş bitmiş, perde inmiştir. Bu topraklar Türk vatanıdır, üzerinde yaşayan muazzam beşeri varlık Türk milletidir. Türk millet, kökenlerin, mezheplerin üstünde bir bağ ile birleşmiştir. Kandil’de fotoğraf veren lider kadrosunun da sonu yakındır. Aksini düşünmek akıl iflasıdır. Bu vatanın aşını yiyip, suyunu içen sonra da ihanet eden azılı katiller öyle yada böyle helal kurşunu da mutlaka yiyeceklerdir. Bu vatan bundan bin yıl önce gerçek sahibini bulmuştur. Tarihi geriye döndürmek istense bile mümkün değildir. Bu iş bitmiş, perde inmiştir. Bu topraklar Türk vatanıdır, üzerinde yaşayan muazzam beşeri varlık Türk milletidir. Türk millet, kökenlerin, mezheplerin üstünde bir bağ ile birleşmiştir.

Son 200 yılda bu coğrafyada oynanan oyunların tamamı bu tertemiz milleti Anadolu’dan göndermek üzere kurgulanmıştır. Haçlı zihniyetinin, Türk ve İslam cihan devleti için ne düşündüğünü, milli tarih okuyan herkes bilecektir. Türkleri Anadolu’dan atma hayali vazgeçilmez bir hedeftir. Bu hedefin maşaları, PKK’sından FETO’suna, YPG'sinden IŞİD’ine kadar tüm terör örgütleridir. Bir sır gibi taşıdıkları hain amaçları gerçekleştirmenin yollarını her fırsatta aramışlardır.

Bu tarihten sonra Türk milleti için gidilecek toprak savaşı, verilecek bir vatan köşesi kalmamıştır. Tekrarlıyorum, burasının adı Türkiye’dir, milletinin adı ise Türk milletidir. Ya bu topraklar üzerinde yaşayan millet bir ve bütün tutulacaktır ya da Türk milleti Anadolu’da atılacak ve tarihten silinecektir. Ya bir olacağız, ya yuvamızdan olacağız. Etnik ve mezhep ayrımcılığını körükleyenler cevap versin, Türkiye Cumhuriyeti bugüne kadar hangi kökenden gelene menşeini sormuş ve ayrımcı muamele etmiştir? Hangi topluluğu reddetmiş, hangisini aşağılamıştır? Kim ülkemizde kökeni nedeniyle, anasının dili nedeniyle, yönetime siyasete ticarete memuriyete bürokrasiye giremediğini iddia edebilir? Kim cumhurbaşkanı, başbakan, general, profesör, vali, bürokrat olamayacağını söyleyebilir?

Özellikle belirtmek istiyorum, bu yüce Meclis çatısı altındaki arkadaşlarımıza lütfen bakınız. Fikirlerine katılmayız ama aileleriyle de doğdukları yörelerle de iftihar ederiz. Hepsi milletimizin evlatlarıdır. Bu noktaya ulaşmakta özel zorluklar yaşamış olabilirler. Bunlar ülkenin kimlik değil, her vatan evladının maruz kaldığı genel sosyo-ekonomik sorunlardır. Bizden çözüm isteniyorsa işte çözüm önerimiz.

1- Yurt içinde ve yurtdışındaki bütün teröristler silahlarıyla birlikte teslim olmalıdır.

2- Tamamı Türk adaletine hesap vermeli ve hükme rıza göstermelidir.

BAHÇELİ: SUUDİ ARABİSTAN'DAKİ GELİŞMELER...

Gülen, Türkiye’ye niye iade edilmemektedir? Biz bunu nasıl yorumlayalım? Bölgemizde her taşın altından ABD çıkmaktadır. Lübnan Başbakanı, İran ve Hizbullah’ı hedef aldıktan sonra istifa etmiştir. 2005’te öldürülen babasının akıbetinden korkmuştur. 4 Kasım’da Yemen Riyad’a füze fırlatmıştır. Suudi Arabistan’da süren mıntıka temizliğiyle aralarında bazı Prenslerin, eski ve yeni bakanların, iş adamlarının olduğu çok sayıda kişi tutuklanmıştır. Şaibeli helikopter kazalarında prensler can vermektedir. İstikrarsızlık kamçılanmaktadır. Ve ABD, Suudi Arabistan’a destek vermektedir. Ama aynı desteği Türkiye’de esirgemiştir. Unutulmasın ki terör, terörle yok edilemeyecektir.

Terör konusunda çivi çiviyi sökmez. İki yanlış bir doğru etmez. İnsanlık suçu örtülemez. Terör örgütlerinin hiçbir girişimi meşru kabul edilemez. 2016 yılında dünya genelinde savaş ekonomisine aktarılan paranın 1 trilyon 686 milyar dolar olduğu, bunun da yüzde 70’inin BM Güvenlik Konseyi’nin daimi konseyinin kasalarına gittiği belli olmuştur.

Biliniz ki kulun hesabı varsa, Allah’ın da bir hesabı vardır. Ve zafer inananların, zalimlere meydan okuyan büyük Türk milletinin olacaktır. İhanet koridoru Akdeniz’e ulaşırsa, Ankara’nın kuşatması tamamlanır, hesap budur. Türkiye rehin alınmak istenmektedir. Plan budur, buna izin vermeyeceğiz. PKK-PYD-YPG’yi muhafaza altına alma hevesi güdenlerin çabası boşadır. Terör kuşağına Türkiye müsaade etmeyecektir. Bizi kimse sindiremez.