Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe öldürüldü mü?

Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe öldürüldü mü?
Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe'nin oğlu Ahmet Kemal Doğançay, yaptığı açıklamada "Hayatı boyunca özel şoförlük yapmamış, hiç limuzin kullanmamış bir kamyon şoförünün, verilen kusurlu arabanın ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yollarındaki...

Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe'nin oğlu Ahmet Kemal Doğançay, yaptığı açıklamada "Hayatı boyunca özel şoförlük yapmamış, hiç limuzin kullanmamış bir kamyon şoförünün, verilen kusurlu arabanın ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yollarındaki yurttaşlarının güvenliği sağlamakla görevli polis teşkilatının hataları sonucu artık aramızda değil Ülkü Adatepe" ifadelerini kullandı.

Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe'nin oğlu Ahmet Kemal Doğançay, yaptığı açıklamada "Hayatı boyunca özel şoförlük yapmamış, hiç limuzin kullanmamış bir kamyon şoförünün, verilen kusurlu arabanın ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yollarındaki yurttaşlarının güvenliği sağlamakla görevli polis teşkilatının hataları sonucu artık aramızda değil Ülkü Adatepe" ifadelerini kullandı.

Atatürk’ün en küçük manevi kızı 1 Ağustos 2012’de TEM otoyolunun Sakarya-Akyazı yolu üzerinde geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti.

Ülkü Adatepe’nin oğlu Ahmet Kemal Doğançay, basın danışmanı Sedat Karagöz aracılığıyla yaptığı açıklamada annesinin ölümüne neden olan trafik kazasına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Yapılan açıklamada, “Hayatı boyunca özel şoförlük yapmamış, hiç limuzin kullanmamış bir kamyon şoförünün, verilen kusurlu arabanın ve Türkiye Cumhuriyeti'nin yollarındaki yurttaşlarının güvenliği sağlamakla görevli polis teşkilatının hataları sonucu artık aramızda değil Ülkü Adatepe” ifadeleri kullanıldı.

İşte o açıklamanın tamamı:

Büyük Önder Mustafa KEMAL ATATÜRK'ÜN küçük kızı, bilinen adıyla “ÜLKÜ ADATEPE” 1 Ağustos 2012 tarihinde saatlerce trafik kanunlarını hiçe sayarak yol alan kusurlu ve 15 senelik hurda bir arabanın içinde yaşam hakkı göz göre göre elinden alındı.

Ülkü Hanım Ömrünü Atatürk ilke ve inkılaplarının gösterdiği yolda uygar çağdaş bir Türk kadını olarak yaşamıştır.

Son yıllarınıda ise Türkiye çapında sinsice gelişen Atatürk aydınlanmasıyla taban tabana zıt bazı gerici faaliyetlerden duyduğu rahatsızlıklardan dolayı ilerlemiş yaşına rağmen kolları sıvamış hain Feto gibi gerici dinci oluşumların ülke çapında yaydığı Atatürk karşıtlığı propagandasına karşı okul okul gezerek Babası Atatürk'ü ve onula baş başa geçen anılarını ilk ağızdan anlatmıştır.

Aradan geçen 5 yıl içinde ÜLKÜ ADATEPE sadece geride kalan iki oğlunun açtığı davalarla gündeme geldi.Ne hayatını adadığı ATATÜRK çizgisi konuşuldu,ne geride bıraktıklarına hazin vefatı konuşuldu, nede ömrü boyunca Atatürkçü geçinler tarafından çektirilen çileleri.

Ülkü hanımın Bu iki oğlu acaba niye dava açmıştı? Haklı mıydılar? Değil miydiler? Atatürk'ün bu millete mirası emanet olarak bıraktığı ailesiyle, hakkın sahibine verilmesi prensibine dayanan bütün Türk milletinin sahip çıkması gereken hak ve adalet anlayışına gönül vermiş olan hukukçular araştırmacı gazeteciler neredeydiler?

Oysa Ülkü Hanımım hayatı Atatürk'ün ölümünün ardından Atatürk düşmanları tarafından ışıl ışıl bir gündüzden sabahın gelmediği katran karası bir geceye dönüştürülmüştü.

Ne yazık ki yıllardır sürdürülen bu zulme ne biz ne babamız ne de dedelerimiz dur diyemedik, Atamızın yadigârlarını görmezden geldik.

Tüm Türkiye onu son yıllarda oğlunun belli kurumlara açtığı milyar dolarlık davalarla anar oldu.Başka hiçbir yanına dokunulmadı.

Hâlbuki Ülkü Adatepe ömrünü hepimizin canımız pahasına sevdiği ATASI için adamıştı. Yıllarca yüzbinlerce kilometre yollar katederek milyonlarca talebeye Ata'sını anlattı...

O BİZE MUSTAFA KEMAL PAŞA'NIN EMANETİ DEĞİLMİYDİ?

O DEĞİLMİYDİ ATATÜRK'ÜN CANI PAHASINA ÇOK SEVDİĞİ BİRİCİK KIZI ÜLKÜ?

ATATÜRK SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA DÜNYALARI AYAĞA KALDIRAN BİZLER

Aradan tam 5 yıl geçti.Ne bir medya kuruluşu, ne bir sivil toplum örgütü ATATÜRK'ÜN ÜLKÜ'SÜNDEN bahsetmiyor!

16 yaşında evlendirilen, tahsil hayatı Babası Mustafa Kemal Atatürk'ün kendisine bıraktığı miras payının gasp edilmesinden dolayı maddi imkânsızlıklar sonucu bitirilen genç bir kızın bugünlere nasıl ve ne şekilde geldiğini tek bir gün sorgulamadık.!

Atatürk'ün istisnasız bütün kızlarının hakları senelerce yenip gasp edilirken her fırsatta ayağa kalkan, dağları taşları delen kadın haklarını savunan kadın örgütlerinden tek ses çıkmadı bugüne kadar…!

Herkes için, herkesin bildiği Ülkü Hanımın iş Bankasından aldığı maaştı öyle ya. Aldığı bu maaş ile kraliçeler gibi yaşıyor,elini soğuk sudan, sıcak suya sokmuyor, bir giydiğini bir daha giymiyor, limuzin olmadan markete dahi gitmiyordu!

Hâlbuki kimse bilmez ki ona hayatındaki bütün olanakları hayatta olduğu sürece sonradan Milletvekili olarak da Türk Milletine hizmet etmiş olan çocuklarının babası Fethi Doğançay sağlamıştır.

Eğer Allah onlara Atatürk'ün bütün bu ülkeye yaptığı iyiliklerden dolayı sahip çıkmamış ( ÜLKÜ) kocasının işlerine kısmetler nasip etmemiş olsa idi Atatürk düşmanları onu bu günlere gelmeden bir kaşık suda boğup yok etmeleri işten bile değildi.

Hâlbuki bizler 60 yıl boyunca Atatürk'ün kendisine bıraktığı vasiyeti çiğnenerek kendisine yıllarca asgari ücretin çok altında bir para ödendiği bilinmemektedir.

16 yaşında evlendirilmiş, tahsil hayatı parasızlıktan dolayı bitmiş, Şişli'de ilk eşinden kalan bir evde yaşamaya mahkum edilmiş,İş Bankasından aldığı kredi bile sonradan ailesinin başına kakılarak banka tarafından kanunsuzca istenerek ödetilmiş ve sonunda çok konuşulan o emanet olarak verilen arabalardan birinde hayatı son buldurulmuştur . 1 AĞUSTOS 2012…

BİZLER HANGİ ÜLKÜ ADATEPE'DEN BAHSEDİYORUZ ACABA

Hayatı boyunca özel şoförlük yapmamış, hiç limuzin kullanmamış bir kamyon şoförünün, verilen kusurlu arabanın ve Türkiye Cumhuriyetinin yollarındaki yurttaşlarının güvenliği sağlamakla görevli polis teşkilatının hataları sonucu artık aramızda değil ÜLKÜ ADATEPE…

Söz konusu Atamız olunca milyonlara bürünen bizler Atamızın esas mirasına, canı kadar yaşarlarken sevdiği ailesine nede öldükleri zaman mezarlarına sahip çıkamadık. Onları ve hatıralarını hala görmemekte ısrar etmekle kendi günahlarımızdan ve ayıbımızdan kaçıyoruz. Yazıklar olsun bizlere!

O yıllarca önüne konulana, aileye laf gelmesin diye evet dedi, para istiyor derler dedi utandı, Atatürk'ün son emanetinin küçük Ülkü'sünün hakkını aramadık, aratamadık... Yazıklar olsun bize!

Yalnız o değil Kız kardeşi mahkeme kapılarında hakkını almak için senelerce süründü. Ülkü Hanım bunlara gözyaşları içinde senelerce şahit oldu, ona da halk ve medya olarak destek olmadık ama öldükten sonra havaalanına ismini verdik.! ‘'SABİHA GÖKÇEN''

Bugün medyada olup bitenler, tüm yanlış bilgiler, evlatlarının milyarlara ulaşan haklı davaları, Ahmet Kemal Doğançay'ın yıllardır süre gelen hukuk mücadelesi.