Ahmet Doğa’nın özel yazısı: Tunç Soyer’in babası

Ahmet Doğa’nın özel yazısı: Tunç Soyer’in babası
Bir dönem tanığı... Ahmet Doğa’nın özel yazısı: Tunç Soyer’in babası...

TUNÇ SOYER VE BABASI

İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak Sn. Tunç Soyer’in adı açıklanır açıklanmaz, bilir bilmez herkes birden demokrat kesilerek Sn. Tunç Soyer’i babası üzerinden vurmaya başladı. Ne imiş efendim, Ülkücülere işkence yapmış ve Alparslan Türkeş’e idam talebinde bulunmuş.

O günleri çok iyi yaşamış, çok iyi bilen ve o günlerde kendi çapında çok mücadeleler vermiş çok hızlı, çok gözü kara eski bir militan siyasetçi olarak bilinmeyen bazı şu gerçekleri açıklama hakkını kendimde buluyorum. Zira o zamanlar çeşitli defalar gözaltına alınmış ve Sıkıyönetim Savcılarının karşısına çok çıkmış bir kişiyim. Bunun kısmen şahitleri de Zincirbozan’a doldurulan bugünkü yaşayan siyasetçileridir.

Doğrudur Albay Nurettin Soyer görevi gereği merhum Alparslan Türkeş’e idam talebinde bulunmuş olabilir, ama işin aslı hiç de o kadar da değil. Zira Ankara Sıkıyönetim Başsavcısı iken Kenan Evren’le araları hiç iyi değildi. Çünkü Kenan Evren O’nu çok yumuşak davranmakla itham ediyor ve biraz sert bir tavır takınmasını istiyordu. Hatta bir seferinde Ankara – Kızılay’da bir toplu gösteri yapmak isteyen oldukça kalabalık bir öğrenci gurubuna polisin silahlı müdahale yapması için bir karar alması istendiğinde, bunu, “Kesinlikle hayır, bu doğrudan doğruya toplu katliama girer,” diyerek şiddetle ret etmişti. Ayrıca Kenan Evren’in bir telefonla gözaltından serbest bıraktırdığı Fetullah Gülen hakkında da ilk defa bir soruşturma açmıştı. İşte Kenan Evren bunun üzerine Nurettin Soyer’i Ankara Sıkıyönetim Başsavcılığından İzmir Sıkıyönetim Başsavcılığına kaydırdı. Yani Ankara’dan İzmir’e sürgün etti. Tesadüf bu ya, o günler ben de, “Hak doğrunun yardımcısıdır,” diyerek Kenan Evren’i madde madde çok ağır eleştirdim ve bunu başta kendisi olmak üzere belli başlı siyasi çevrelere ve o günün Sıkıyönetim Komutanlıklarına yayınladım. Tabi bunun üzerine ben yine apar topar gözaltına alınarak Nurettin Soyer’in karşısına çıkarıldım. Ama bu arada bu gözaltı aşamasında İzmir’in o dönem kalburüstü bütün siyasetçileri, “Eyvah! Ahmet’i bu sefer bacaklarından asarlar,” dediklerini sonradan öğrendim. Fakat başta beni Askeri Savcılığa çıkaran polis memurları olmak üzere ertesi günü akşamı Basmahane’deki Ali Ulvi Hiçyılmaz’a ait bir lüks lokantada bir gurup halinde yemek yiyen bu arkadaşların karşısına çıktığımda, sanki hortlak görmüş gibi hepsi birden şok oldular. Çünkü bilmedikleri bir şey vardı, Nurettin Soyer beni tutuklama talebiyle mahkemeye vereceği yerde elini uzatarak tebrik etmiş ve takipsizlik kararı vermişti.

İşte Nurettin Soyer Alparslan Türkeş’e idam verecek kadar faşistse, bana da böyle takipsizlik kararı verecek kadar demokrat ve ayrıca ilk defa Fetullah Gülen hakkında soruşturma açacak kadar da ileri görüşlüydü.. Zira bu olay arkadaşlarım kadar beni de çok etkiledi ve o günden sonra unutmam mümkün değildi. Onun için Nurettin Soyer’i hiçbir zaman unutmadım ve yaşamı boyunca hep takip ettim ve avukat arkadaşlarıma sorup durdum. Emekli olup memleketi Karaburun’da avukatlık yaparken kendisini ziyaret ettiğimde ve saygılarımı sunduğumda bana yukarıda anlattığım Ankara’dan İzmir’e kaydırılma olayının içeriğini bizzat anlattı. Sonra bir müddet avukatlık yaptıktan sonra Allah rahmet eylesin Hakkın Rahmetine kavuştu.

Şimdi siz gelin de bu adamın tanımasam da, sadece bir televizyon söyleşisinde çok sempatik biri olduğunu gözlemlediğim oğlu Tunç Soyer’e gözü kapalı olarak oy vermeyin. Kaldı ki, Tunç Soyer 2006’larda Nihat Zeybekçi gibi öyle özellikle İzmir seçmenini kast ederek, “Bize “Gerici” diyorlar. Evet, biz gericiyiz. Neden gericiyiz biliyor musunuz? İleri gidenlere “ÇÜŞŞŞ!” demek için gericiyiz,” demedi. Hem hiç kimse boşuna çırpınmasın, İzmir siyasetini, siyasetçisini ve seçmenini yıllar yılı çok iyi bilen bir kimse olarak söylüyorum: Kenan Evren’e, “Ah Paşam, Ah! Sizin zamanınızda Belediye Başkanı olsaydım, İstanbul’u uçururdum, uçururdum,” diyen Sn. Tayyip Erdoğan istediği kadar demokrat kesilsin, istediği kadar çalı dibi taşlasın, istediği kadar çırpınsın ve hatta yüreği yetiyorsa istediği kadar gelsin kendisi İzmir’den Büyük Şehir Belediye Başkanlığına adaylığını koysun, hele bakınız o zaman şayet bir hile hurda olmazsa çok daha açık ara farkla Tunç Soyer bu seçimi çatır çatır alıyor mu, almıyor mu o zaman görün? Halep oradaysa ben de buradayım. HODRİ MEYDAN!

Saygılarımla…