“20 Yanvar” şehitleri Ankara’da anıldı

“20 Yanvar” şehitleri Ankara’da anıldı
Azerbaycan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği ile Yerli Düşünce Derneği, Sovyet Kızıl Ordusu’nun 20 Ocak 1990 tarihinde Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de yaptığı katliamın 28’inci yılı dolayısıyla anma programı tertipledi.

Azerbaycan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği ile Yerli Düşünce Derneği, Sovyet Kızıl Ordusu’nun 20 Ocak 1990 tarihinde Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de yaptığı katliamın 28’inci yılı dolayısıyla anma programı tertipledi.

Milli Kütüphane Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen “Karanfilin Ağıdı: 20 Yanvar” adlı programa Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Azerbaycan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Hazar İbrahim, Türkiye-Azerbaycan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Necdet Ünüvar ve çok sayıda davetli katıldı.

Program öncesinde “20 Yanvar” katliamında kaydedilen fotoğraflardan oluşan sergi ziyaret edildi. Gece, şehitler için yapılan saygı duruşu ve milli marşların okunmasıyla devam etti.

"20 Yanvar bizim için çok ağrılı ve gamlı bir gün olarak kalacak"

Azerbaycan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Hazar İbrahim ise 20 Yanvar’ın çok ağrılı ve gamlı bir gün olarak kalacağını belirterek, “Çok ağrılı bir günümüzdü 20 Yanvar. Kan döktük, kanımızı verdik, 20 Yanvar bizim için çok ağrılı ve gamlı bir gün olarak kalacak. Ama bu aynı zamanda bizim gurur günümüzdü. Ekrandaki görüntüleri bir gazimiz kaydetti ve onun gözlerindeki gücü biz hepimiz gördük. Bizim kanımızı döktüler ama bizim gücümüzü sömüremediler” açıklamasında bulundu.

Davetlilere seslenen Yalçın Topçu, Suriye’de yapılan askeri harekatlara karşı çıkarak ‘Ne işimiz var Suriye’de’ söylemini kullananları eleştirdiği konuşmasında, “Azerbaycan benim 14 yaşında edindiğim milli bir davam. Biz Azerbaycan’ı sonradan öğrenmiş değiliz. Biz Suriye’de Türkmen Dağı’nı biliyorduk. ‘Ne işimiz var Suriye’de’ diyenler var ya bizim orada akrabamız, kardeşimiz, soydaşımız olduğunu biliyorduk. Orada Kürtler var, Araplar var, Türkmenler var ve bunlar bizim kardeşlerimiz. ‘Ne işimiz var bizim orada’ sözü aslında 12 bin kilometre öteden gelenlere söylenmeliydi. Biz olmayacağız da kim olacak orada. Orada kimin çocukları ölüyor. Yukarıdan bombalar bırakılıyor. Aşağıda Kürt’ün, Türkmen’in evladı şehit oluyor ve onlar orada topraklarını, namuslarını korumaya çalışıyor. İkide bir ‘ne işimiz var bizim orada’ diyenler, şimdi de ‘Afrin’de ne işimiz var’ diyorlar ya orada Kürt’ün, Türkmen’in, Arap’ın güveni, özgürlüğü, refahı, geleceği, Ankara’nın birinci derecede meselesidir, onun için işimiz var” şeklinde konuştu.